Mert ÖZDAĞ
YENİDÜZEN, eski Başbakan İrsen Küçük’ün imzasını sahteledikleri gerekçesi ile 4’er ay hapse mahkum edilen eski Kamu Hizmeti Komisyonu üyesi Mustafa Tokay ve komisyon eski Sınav Müdürü Emir Emirkanı ile ilgili mahkemenin kararını ele geçirdi.
Kararın detaylarında ilginç ayrıntılar ve gerekçeler yer alırken Tokay ve Emirkanı’ya verilen cezanın “caydırıcı olması açısından yeterli olduğuna” vurgu yapılıyor.
Partinin (UBP) kurultay sürecinde bir iç kavga içinde olduğuna dikkat çeken mahkeme meselenin 'kamuya mal olmuş bir mesele' olduğuna işaret etti.
Tokay ve Emirkanı’nın işledikleri suçla şahsi bir menfaat veya kazançları olmadığı belirtilen kararda “Esas gayeleri aynı siyasal partiye mensup ve karşı grup olarak adlandırdıkları Başbakanı ve onu destekleyen grubu halkın gözünde itibarsızlaştırmak ve zarar vermekti” denildi. “Diğer bir değişle kendi taraftarı olan gruba menfaat sağlamak için bu sahte belgeleri hazırlayıp halk nezdinde geniş bir kitleye ulaşması için de en etken yollardan birisi olan basını seçmişlerdir” denilen mahkeme kararında işlenen suçla, yani evrak sahtelemeyle UBP’deki Kaşif cephesine menfaat sağlama amacının güdüldüğüne dikkat çekiliyor.
'HALKI YANILTMAYA ÇALIŞTILAR'
<< Evrak sahteleyerek halkın yanıltılmaya çalışıldığını kaydeden mahkeme kararında bu kısım şu cümle ile kayda geçirildi: “…Kamuya hizmet veren mevkilerde bulunanların dürüst ve tarafsız çalışmaları beklenirken siyasal görüşler doğrultusunda hareket ederek dolandırmak kastıyla hareket edip sahte bir evrak hazırlamak suretiyle halkı yanılgıya düşürmek…” >>
KARARDAN:
'İki sanığın da bu suç neticesinde bir iş kaybı olması'
“…Ayrıca sanık 1’in (Emirkanı) ve halen 71/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası ve 25/1985 sayılı Öğretmenler Yasası kapsamında mahkumiyet neticesinde görevinden çıkarılma cezasının sonuçları da her ne kadar cezanın nev’ine değil mahkumiyete bağlı olsa dahi ceza takdirinde sanık 1 ile ilgili dikkate alınan bir husustur. Bu bağlamda her iki sanığın da bu suç neticesinde bir iş kaybı olması ve bunun da bir anlamda ek bir ceza mahiyetinde olması cezayı belirlerken dikkate alınmıştır…”