Beyza TAÇKİN
Seferberliğe gitmeyerek vicdani reddini açıklayan ve askeri mahkeme tarafından yargılanarak hakkında 10 gün hapis cezası kararı verilen Haluk Selam Tufanlı YENİDÜZEN’e yaşadıklarını anlatırken “Oraya tutuklanmaya gittim. Böyle bir sonuçla karşılaşacağımızı biliyordum” dedi.
Askeri Mahkeme'nin verdiği kararı komik bulduğunu söyleyen Tufanlı “Mahkeme askeri bir mahkeme olduğundan tabii ki bağımsız bir karar vermesini beklemiyordum” diyerek Askeri Mahkeme'nin verdiği karara şaşırmadığını belirtti.
Vicdani rettin dünyanın birçok yerinde insanlık hakkı olduğunu belirten Haluk Selam Tufanlı “Savaşın insan kaynaklarını çürütmeye yönelik bir mücadeledir bu ve dünyanın bir çok yerinde vicdani ret bir insan hakkıdır ve bizde bu coğrafyada bu hakkın geçmesi için mücadelemizi sonuna kadar götüreceğiz” diyerek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
“Senin psikolojik sorunların mı var?”
Askeri Mahkeme'nin vicdani ret konusunda adil ve bağımsız bir karar vermesini beklemediğini ifade eden Tufanlı savunmasını nasıl yaptığını ve savcıdan aldığı tepkileri anlattı. Savcının “Senin askerlikle sorunun nedir?” sorusu üzerine düşüncelerini anlatan Haluk Selam Tufanlı “Savcı bu anlattıklarımı dinlemek istemiyordu ve beni sürekli böldü. Sonra yaptığım savunma sonunda bana ‘Senin psikolojik sorunların mı var’ dedi” diyerek savcının kendisini ciddiye almadığını belirtti.
Haluk Selam Tufanlı mahkemede yaşananları şu şekilde anlattı:
“Mahkeme askeri bir mahkeme olduğundan tabii ki bağımsız bir karar vermesini beklemiyordum. Oraya tutuklanmaya gittim. Böyle bir sonuçla karşılaşacağımızı biliyordum. Zaten savcı bana direkt ‘askerlikle zorun ne, nedir senin askerlikle olan sorunun’ dedi. Ben de askerde yaşanan, askerlik süresi boyunca yaşanan psikolojik ve fiziksel şiddetleri anlattım, militarizmi anlattım, milliyetçiliği anlattım, ırkçılığı, düşmanlığı, dayatılan toplumsal cinsel eşitsizliği anlattım. Tabii savcı bu anlattıklarımı dinlemek istemiyordu ve beni sürekli böldü. Sonra yaptığım savunma sonunda bana “Senin psikolojik sorunların mı var” dedi. Ben yine anlatmaya devam ettim yaşanan her şeyi. Günün sonunda yargıç kararını açıkladı. Verdiği karar açıkçası komik geldi. Yargıç, yaptığım savunmanın vicdani ret olduğunu o yüzden değerlendirmediğini söyledi. Bu tabiî ki komik geldi yargıç benim savunmamı kale bile almadı, değerlendirmedi ve bunu açık açık söyledi. Günün sonunda düşüncelerimden dolayı beni 10 gün cezaevine yolladı”
“Kötü bir tepki ile karşılaşmadım”
Seferberliğe gitmeyi reddettiği için cezaevinde ters bir tepki ile karşılaşmadığını ifade eden Tufanlı “Konuya hakim olanlar vardı, onlar güzel karşıladılar. Bilmeyenler de sordular, ben de anlatabildiğim kadar anlattım. Ters bir tepki ile karşılaşmadım. Hemen hemen herkes zorunlu askerliğin ne kadar gereksiz olduğunu düşünüyor. Gerekli olduğunu düşünenlerde var ama onlarda da zorla olmaması gerektiğini düşünenler çoğunlukta. Buraya geldiğimden beri kötü bir tepki ile karşılaşmadım”
“Militarizm mahkeme salonlarında da dolaşıyor”
Haluk Selam Tufanlı mahkemenin kararını komik bulduğunu ve mahkemede karşılaştıklarını şöyle anlattı: “Yargıç, yaptığım savunmanın vicdani ret olduğu için değerlendirilmeyeceğini söyledi. Kendilerinin de zorunlu askerlik sürecinde yaşanılan gerçekleri anlattım ve bu gerçeklerlerle yüzleşmekten çekiniyorlar, duymak ve düşünmek bile istemiyorlar. Beni de bu yüzden ciddiye almıyorlar. Bu da militarizmin mahkeme salonlarında da dolaştığının bir göstergesidir. Gerçekten militarizm mahkeme salonlarında da dolaşıyor. Hepsinin kanına işlemiş. Yüklenen erkeklik rolünün bir örneğidir bu yaşanılan, zorluklarla baş etmenin bir kamufle olmasıdır, hiç ödün vermeme. Mahkemede bununla karşılaştım”
“Milletvekilleri bu işi yapmak istemiyor”
Tufanlı, Vicdani Ret İnisiyatifi'nin vekillere yaptığı yasal düzenleme çağrısı üzerine bu konunun mecliste 10 ay görüşüldüğünü ve kendisinin yargılamasının da bu döneme denk geldiğini belirtirken “Bu konu defalarca gündeme geldi. Mecliste 10 ay boyunca defalarca görüşüldü. Hukuk Komitesi'nde de görüşüldü bizi de çağırıp dinlediler ama hiç bir şekilde vicdani rettin tam olarak ne olduğunu anlamadılar. 10 ayın sonunda da saçma sapan bir Askerlik Yasası çıkardılar. Ben böyle olduğunu düşünüyorum. Milletvekilleri bu işi yapmak istemiyor” dedi. Tufanlı; hiçbir devletin yasa koyucularının iktidardaki pozisyonlarını kaybetmek istemeyeceğini, ancak vicdani ret konusunda ne kadar destek büyürse ve baskı artarsa milletvekilleri ve yasa koyucuların da sonunda harekete geçmek zorunda kalacağını ifade etti.
“Bu sadece benim mücadelem değil” diyen Haluk Tufanlı “Bu Murat Kanatlı’nın mücadelesi de değil, Halillerin de değil. Bu hepimizin mücadelesi. Bu mücadeleyi veren insalıktır. Günün sonunda bu mücadele tüm hakları kazanacaktır. Vicdani ret hakkını kazanacaktır. Onlar istese de istemese de, bizim direnmemiz karşısında bu hak kazanılacaktır” diyerek bir kez daha mücadeleden vazgeçilmeyeceğini vurguladı.
“Bir insan bir insanı neden öldürmek ister?”
Cezaevinden çıktığında da bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini söyleyen Tufanlı “Başından beri söylediğimiz gibi amacımız; bu insanlık ayıbı olan savaşları ve bu savaşlara yol açan zihniyetleri, militarizmin kendisini kurutmaktır. Bu kurumun kendisine karşı verdiğimiz bir mücadeledir. Savaşın insan kaynaklarını çürütmeye yönelik bir şeydir ve dünyanın bir çok yerinde vicdani ret bir insan hakkıdır ve bizde bu coğrafyada bu hakkın geçmesi için mücadelemizi sonuna kadar götüreceğiz” dedi. Tufanlı, bu mücadelenin ne kendisi ile ne de Murat Kanatlı ile başlayıp bitmeyeceğini, gerekirse tekrar tekrar yargılanacağını ve bunun giderek çoğalıp büyüyeceğini düşündüğünü ifade etti.
Tufanlı, yüklenen toplumsal değerlerin, erkeklik ve kadınlık rollerinin, toplumsal cinsiyet rollerinin, yaşananlarla yüzleşmemizi engellediğini savunurken “Bize yüklenen toplumsal ve milli değerleri gerçeklerle kıyasladığımız zaman ve karşılaştırdığımız zaman biraz farkına varabiliriz. Bir insan, bir insanı neden öldürmek ister, neden öldürmeyi istesin ya da canını neden feda etsin. Bunları sorguladığın zaman vicdanın rahatsız olmaya başlar. Aslında mahkemede de onu görüyorum, savcı da ve yargıç da kendilerinin de yaşadıkları bu süreçle yüzleşmekten çekiniyorlar, düşünmek bile istemiyorlar” dedi. Yargılandığı süreçte kendisine yöneltilen “Senin psikolojik sorunun mu var” sorusunun, anlattıkları ve savundukları yüzünden kendisine yöneltildiğini bunun ise ancak yüklenilen kalıplardan çıkıldığı zaman ve dışarıdan bakıldığı zaman yavaş yavaş değişeceğini dile getirdi.
Vicdani retçi Haluk Tufanlı cezaevinden çıkar çıkmaz mücadeleye devam edeceğini belirtirken “Cezaevinde yattık, çıkacağız ve aynı şekilde devam edeceğiz. Ne kadar çok kişiye ulaşıp ne kadar derdimizi anlatabilirsek günden güne o kadar yayılmaya devam eder” dedi.