Yenilenebilir enerjiye Elçilik engeli mi?

Sami Özuslu

 

Evlerin damlarında su ısıtmak için kullanılan güneş panellerinde ‘Avrupa rekoru’ bizdeymiş!
Trafik kazalarındaki açık ara birinciliğimiz ne kadar utanç ve acı vericiyse, ‘yenilenebilir enerji’yi kullanma potansiyelimizin de üst sıralarda olması o kadar mutluluk ve umut verici...
Dün Lefkoşa Eziç’te bir basın toplantısı vardı. Konu odukça önemliydi, ancak ilgi çok yüksek değildi maalesef...
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (KTMMOB) bağlı Makina Mühendisleri Odası ve Elektik Mühendisleri Odası’nın ortaklaşa düzenlediği ‘Yenilenebilir Enerji Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinin sunumunu yaptı başkanlar...

**

‘Yenilenebilir Enerji Çalıştayı’nda önce bir ‘fotoğraf’ çekilmiş.
KKTC’de enerjinin görüntüsü orta yere konulmuş, önemli tespitler yapılmış.
Diğer detaylar da önemli ama enerji konusunda mevcut durumla ilgili en hayati konu “enerji ihtiyacının artıyor” oluşu ve “yakın gelecekte mevcut üretimin tüketimi karşılamakta güçlük çekeceği” gerçeği...
Ve kuşkusuz enerjide ‘dışa bağımlı’ halimiz... Sürekli yükselen petrol ve gaz ücretleri, enerjide dışa bağımlı bütün ülkeler gibi bizim de başımızda büyük bir dert...
Fosil yakıtlar pahalı ve tükenmeye mahkum olmasının yanısıra çevreyi de tüketiyor olması işin cabası...
İşte bu yüzden ‘yenilenebilir enerji’ kavramı çağdaş dünyada sürekli değer kazanıyor.

**

‘Yenilenebilir enerji’ bakımından güneş ve rüzgar en fazla öne çıkan iki doğal kaynak... Çöplerden, kanalizasyondan biyolojik yöntemlerle elde edilen enerji türleri de var, ama bizde revaçta olan güneş...
Yıl 12 ay eksilmeyen güneş, ülkede elektrik enerjisi ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayabilecek durumda...

Madem Kıbrıslılar olarak en az 50 senedir güneş enerjisini su ısıtmak için kullanıyoruz ve Avrupa’da birinci durumdayız, elektrik üretiminde neden bu doğa lütfunu hala yeterince kullanmıyoruz?

**

Bu konuda bir süredir çalışmalar, yatırımlar, pilot uygulamalar sürüyor.
Yasa ve tüzükler de büyük oranda hazır...
Ülke gündeminde sürekli yer teşkil eden elektrikle ilgili tartışmalarda ‘yenilenebilir enerji’ de ‘çıkış yollarından biri’ olarak anılıyor.
AB destekli bir proje başarıyla uygulandığı gibi, yenilenebilir enerji kullanan ev ve işyerleri de var. Bu alanda iş yapmak için çok sayıda şirket de kuruldu.
Ancak bir türlü ‘son nokta’ konulamıyor.

**

Dünkü basın toplantısı vesilesiyle bunun sebebi bir kez daha gündem oldu. Zira çalıştayı yapan odalar ve uzmanlar “Bir an önce yasal hale getirip, insanları yenilenebilir enerjiye teşvik edelim” diyorlar.
Bu alanda yatırım yapan firmalar ve teknik insanlar da en az bir yıldır hükümetten bu yönde çıkacak kararı bekliyor.

Önce “Evlerde üretilen elektrik devlete satılsın mı, yoksa mahsuplaşılsın mı” tartışması vardı. Mahsuplaşmayla konu kapandı.
Otellerin ve büyük işletmelerin üreteceği ‘fazla enerji’yle ilgili tartışma da geride kaldı.
Peki ama neden hala ‘son nokta’ konulamıyor?
Bu konuda resmi açıklama yapan yok, ama konuya yakın kaynaklar “Bu işte TC Büyükelçiliği’nin engeli olduğu”nu söylüyor.

KIBTEK’i özelleştirmek, oluşacak açığı Türkiye’den kablo ile getirmek, buradaki özel sektörün alım garantisini yukarıya çekmek gibi hedefleri olduğu bilinen Büyükelçilik ve Yardım Heyeti’nin “Önceliğimiz değil” diyerek UBP hükümeti döneminde topu taca attığı ve konuyu rölantiye aldırdığı söyleniyor.
Konuyu şimdiki hükümet de henüz çözebilmiş değil.

Çoğunluğu güneşsizlik çeken AB ülkeleri 2020 yılına kadar yüzde 20 alternatif enerjiye geçişi hedeflemiş ve bu yönde ciddi adımlar atmışken, sürekli güneş gören Kıbrıs’ın kuzeyinde henüz konunun ağırdan alınması anlaşılabilir bir durum değil.

Eski hükümet bu konuyu yeterince salladı. Şimdiki hükümetin bi an önce son noktayı koymasında fayda var.
Bir de ‘engel’ kimse, onu da bilmeye hakkımız var.