Bu yol 1963-1969 yılları arasında Lefkoşa’da Yenişehir’de, kapalı bir yol imiş… Fotoğraf da BM Barış Gücü tarafından 1965’te çekilmiş… 1969’da genel trafiğe açılan yıl 1974’te yeniden kapanmış ve bir daha açılmamış…
Yolun Kaymaklı’nın kuzeyinde, Yenişehir’in (Neapolis) bir kilometre batısında olduğu söyleniyor…
“Lefkoşa’nın Geçmiş Yılları” sosyal medya sayfasında Anastasios Mihalidis tarafından paylaşılan bu yolla ilgili olarak Pallaryotissa cimnasiyosu’na yakın olduğu da belirtiliyor.
Yolun bir tarafında Kıbrıslıtürkler, diğer tarafında Kıbrıslırumlar bulunurmuş… Yolun adı Ayios Dimitrios Sokağı…
Bu yolu hatırlayanlar ve yolla ilgili daha ayrıntılı bilgi sahibi olanlar, lütfen bizi arar mısınız?
Trodoslar’da bir tenis kulübü…
Trodoslar’da tam 121 sene önce çekilmiş bu fotoğraf, bir tenis kulübünü yanısıtyor… İngilizler tarafından adaya getirildiği sanılan tenis sporu, daha çok İngilizler ve yönetici sınıftan insanlar arasında popülerdi… Olimpos Tepesi’ndeki bu tenis kulübüyle ilgili bir makale de 15 Şubat 1899 tarihinde yayımlanmış… Bizimle bunları paylaşan Hristoforos Pitsillidis’e çok teşekkür ediyoruz…
Sanayi Holding eski binası, pamuk fabrikasıymış…
Sanayi Holding’in Lefkoşa’daki eski merkez binası – şimdiki Koop Levazım binası – bir zamanlar 1963 öncesi pamuk fabrikasıymış… Bu binada yalnızca pamukla ilgili, tekstille ilgili üretim değil, pamuk yağı üretimi de yapılırmış… Andreas Panayis’in sosyal medyada paylaştığı bu fotoğraf da 1963 öncesi çekilmiş…
BASINDAN GÜNCEL…
DEUTSCHE WELLE
“Rubikon: Dünya çapında pek çok suça ortak oldular…”
Elmas TOPCU
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülkenin BND ve CIA tarafından dinlendiğini ortaya koyan belgelere göre, BND ve CIA savaş ve darbeleri gizli dinlemeyle yönlendirdi.
Alman kamu televizyonu ZDF, ABD gazetesi Washington Post ve İsviçre kanalı SRF'in Şubat ayında ortaya çıkardığı ve ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) ile Almanya Dış İstihbarat Servisi'nin (BND), 1970-1993 yıllarında 130 hükümeti, orduyu ve istihbaratı dilemesine dair belgelerde Türkiye önemli bir rol oynuyor. Rubikon Operasyonu denilen ve ZDF’in Türkiye ile ilgili bölümlerini DW Türkçe ile paylaştığı belgelere göre (*), BND ve CIA’in dinleyebilmek için kırılabilir şifreyle ürettiği manipüle kripto cihazları yıllarca sattığı Türkiye, Varşova Paktı ülkeleri için de kolay av haline geldi ve Doğu Almanya istihbaratı Stasi Türkiye’yi yıllarca dinledi.
BND ve CIA’in sahibi olduğu Crypto AG’nin ürettiği ve güvenli diye satılan manipüle edilmiş cihazların Ortadoğu’daki en önemli müşterileri Suudi Arabistan, İran, Irak, Suriye, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ydi. Afrika’da ise Mısır, Cezayir, Libya, Fas, Tunus, Etiyopya, Fildişi Sahilleri, Nijerya, Tanzanya ve Güney Afrika’ydı.
Güney Amerika'da cizahları Arjantin, Şili, Brezilya, Kolumbiya, Meksika, Peru, Uruguay, Venezuela satın alırken, Crypto AG'nin Asya'daki müşterileri Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Burma, Filipinler, Malezya, Tayland, Japonya, Güney Kore, Endonezya ve Mauritius oldu.
BND ve CIA Türkiye dahil NATO üyelerini de dinledi
Ancak BND ve CIA, dinlemek üzere manipüle ettiği cihazları İrlanda, İspanya, Portekiz, İtalya ve Türkiye gibi NATO üyesi ülkelere satmaktan ve onları da dinlemekten çekinmedi.
ZDF’in araştırmasına göre 1972 yılında CX52 kripto cihazlarından alanlar arasında Şili de vardı. Bu cihazların alınmasıyla beraber CIA, ülkede bir sene sonra yapılacak kanlı askeri darbe konusunda adım adım haberdar oldu ve gelişmeleri darbenin başarılı olması için yönlendirdi. Gizli servis belgelerine göre 1973'te kanlı bir darbe ile askeri diktatörlüğün işbaşına gelmesi için ipleri çeken, dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’un güvenlik danışmanı ve daha sonra dışişleri bakanlığı görevine gelen Henry Kissinger'dı. 17 yıllık askeri diktatörlük döneminde Şili’de 30 bin insan tutuklandı, 1 milyon kişi ülkesinden kaçmak zorunda kaldı. 3 bin kişi de ya öldürüldü ya da kayıp.
BND ve CIA, 1976'da Arjantin'de askeri darbe sonucu kurulan kanlı diktatörlüğün gidişatında da belirleyici oldu.
BND ve CIA, 1976'da Arjantin'de askeri darbe sonucu kurulan kanlı diktatörlüğün gidişatında da belirleyici oldu.
Aynı şekilde Arjantin’deki kanlı diktatörlükte de gidişatta BND ve CIA belirleyici oldu. Manipüle edilen kripto cihazlar sayesinde her iki istibarat ülkedeki insan hakları ihlallerini biliyordu ve engellemedi. 30 bin kişinin hayatını kaybettiği diktatörlük döneminde, her hafta askeri uçakların havalandığı ve işkence yapılan muhaliflerin havadan Atlantik Okyanusu’na atıldığı bilgisi hem CIA hem de BND tarafından yapılan dinlemelerde kayda geçti.
"Dünya çapında pek çok suça ortak oldular"
Oğlu Carlos 1977’de kaçırılan ve bir daha ondan haber alamayan, Arjantin’deki kayıpların bulunması için annelerin kurduğu inisiyatif Plaza de Mayo’nun öncülerinden Nora Morales de Cortinas, dünya çapında hükümetlerin Arjantin’deki işkenceden ve kaçırılmalardan haberdar olduğunu ve engellemediklerini söyleyip, onları suça ortak olmakla suçluyor. "Dokuz yıl süren diktatörlükle işbirliği yaptılar. Kiliselerin dahil olduğu, sivil, askeri ve ekonomik bir diktatörlüğün işbirlikçileri oldular" diye konuşuyor.
ZDF'in ulaştığı begelere göre, Arjantin'deki askeri diktatörlükle iyi ilişkilerine rağmen, 1982 yılında Arjantin Ordusu’nun İngilizlerin yönetimindeki Falkland Adaları’na operasyon düzenlemesi ile başlayan savaşta ise BND ve CIA, İngiltere'nin yanında yer aldı. Ülkenin Falkland Savaşı’ndan galip çıkmasını sağlayacak bilgileri İngiltere’ye, manipüle edilmiş cihazlarla haberleşen Arjantin birliklerini dinleyen BND verdi. 323 kişinin hayatını kaybettiği Arjantin savaş gemisi Belgrano’nun batırılmasına götüren karar için Londra’ya verilen istihbaratın da BND’den gittiği belirtiliyor.
Türkiye'deki olaylar engellenebilir miydi?
BND'nin "Rubikon" ve CIA'in "Minerva" olarak adlandırdığı ortak dinleme operasyonu süresinde Türkiye’de de çok sayıda katliam, suikast ve darbe düzenlendi. Her iki istihbarat bunlardan ne kadar haberdardı ve gidişatı ne kadar etkiledi?
DW Türkçe’ye konuşan gazeteci yazar Ömer Laçiner, "BND ve CIA'in 1970-1993 döneminde Türkiye'de meydana gelmiş olaylara dair Türkiye Cumhuriyeti’nin 'işine yarayacak' istihbaratı ona verdiğini, buna mukabil -eğer edindi ise- Türkiye demokratik kamuoyu için değerli bilgileri kendine sakladığını kuvvetle varsayabiliriz. O değerli bilgiler söz konusu zaman diliminde yaşanan korkunç olayları önleyebilecek nitelikte miydi, bilemeyiz" değerlendirmesinde bulunuyor.
(*) ZDF, Washington Post ve SRF'in ortak belgeseline bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.zdf.de/dokumentation/zdfinfo-doku/operation-rubikon--100.html
(Deutsche Welle Türkçe – Elmas TOPCU – 18.3.2020)
DEVAM EDECEK