Yeraltı sarayları: Sovyet metrosu

Yeraltı sarayları: Sovyet metrosu

Ulaş Gökçe

1917 yılının Büyük Ekim Sosyalist Devrimi sonrasında Rusya’da yaşanan iç savaş 1923 yılında sona erer. Artık SSCB kurulmuş, yabancı ülkelerin saldırı olasılığı azalmış, ülke sanayileşme atağına geçmeye başlamıştı. 1917’de Moskova’nın nüfusu 1 milyon 850 bindi. 1931 yılında nüfus 2 milyon 800 bine, 1936’da 3 milyon 600 bine yükselir. Artık bu şehir sanayisi güçlü, Avrupa’nın en büyük ve en hızlı gelişen şehirlerinden biridir. Şehrin büyümesiyle ve Sovyet yönetiminin hayatın her alanında planlı gelişmeyi uygulamaya başlamasıyla artık Moskova’da son 40 yılda toplu taşımanın yükünü çeken tramvaylar yetersiz olmaya başladı. Bunun üzerine 1931 yılında, şehrin gelişim perspektifleri de dikkate alınarak, derin yeraltı metrosu yapılmasına karar verilir. Metro aynı zamanda Sovyet ideolojisinin anıtı olacaktı. Bu amaçla Moskova metrosunda ve ardından tüm Sovyet metrolarında uygulanan mimarinin konsepti “Halk sarayları” olarak özetlenebilir. Özellikle 1953’e kadarki Stalin döneminden başlayarak Brejnev döneminin ilk yıllarına kadar Sovyet mimarisindeki temel fikir buydu. Kültür merkezleri, sinemalar, tiyatrolar, okullar, kütüphaneler, spor tesislerinin mimarisinde sarayların heybeti vardı.

TEMEL SIĞINAK

1935 yılında toplam 11 kilometrelik ray hattına sahip 13 istasyonlu Moskova Metrosu açılır. 1941’de başlayan Büyük Vatan Savaşı’na (2. Dünya Savaşı’nın SSCB’ye sıçraması) kadar Moskova’da çok sayıda istasyon ve çeşitli yönlere hatlar devreye girer. Savaş sırasında metro sığınak olarak yüzbinlerce şehir sakinine hizmet eder. Bu ise daha sonraki dönemlerde metronun temel sığınak olarak kullanılmasının önünü de açacaktır.

Savaştan zaferle çıkan SSCB Moskova’dan sonra ilk metroyu o zamanki adıyla Leningrad’da, 1946-47 yılında inşa etmeye başlar ve 1955 yılında Leningrad Metrosu açılır. Ardından SSCB’nin 3. büyük şehri ve Ukrayna’nın başkenti Kiev’de metro açılışı gerçekleştirilir. Kiev’in ardından Tiflis, Bakü, Harkov, Taşkent, Erivan, Minsk, Gorkiy (Şimdiki adı Nihniy Novgorod), Novosibirsk ve Kuybışev (Samara) gibi nüfusu 1 milyonu aşmış şehirlerde metrolar açılır. SSCB’de toplam 13 şehirde metro mevcuttu. SSCB’nin dağılmasının ardından özellikle Rusya’da mevcut metroların gelişmesi ve yenilerinin açılmasına devam edilir.

SAYILAR

Sovyet metroları içerisinde Moskova metrosu önemli yere sahiptir. Pekin, Tokyo gibi toplam 4 devasa Asya şehrinden sonra dünyada en fazla yolcu taşıyan 5. metro olan Moskova Metrosu’nda 200 istasyon mevcuttur. Sovyet metrolarının en önemli özelliği istasyonların neredeyse tümünün yeraltında olmasıdır. Bu yönüyle de örneğin İstanbul ve Londra metrolarından farklılaşmaktadır. Moskova ve diğer eski Sovyet şehirlerinde hızlı tramvaylar ve kısa mesafe trenleri metro sisteminin parçası sayılmazlar. Yeraltındaki metrolar oldukça hızlı olurlar ve şehrin düzenini bozmazlar. Moskova Metrosu günlük olarak yaklaşık 7 milyon yolcu taşır ve ray hattı 333 kilometredir.

Sankt Petersburg Metrosu 113 kilometrelik ray hattıyla 67, Kiev Metrosu ise 67 kilometrelik ray hattıyla 52 istasyona sahiptir. Kıyaslama amacıyla belirtmek gerekirse 2 milyon 900 bin nüfuslu Kiev Metrosu günlük 1 milyon 300 bin kişiye hizmet verirken, 14 milyon 700 bin nüfuslu İstanbul 1 milyon 200 bin kişiye hizmet vermektedir.

ABD, Britanya ve genelde Avrupa ülkelerinin metrolarında tevazu, kullanışlılık ön plandayken Sovyet metrolarında baskın unsur kullanışlılık yanında sarayların haşmeti ve sanattır. Her metro istasyonu, hem SSCB zamanında, hem de bugün geniş bir mimar ve sanatçı kadrosu tarafından tasarlanır. Metronun açılacağı yerin tarihsel geçmişi varsa bu, istasyona yansır. Eğer tarihi bir mekan değilse yeni bir mimari-sanatsal kurgu uygulanır. Örneğin metro istasyonun açıldığı yer kütüphaneye yakınsa istasyonda bu konu işlenir. Aynı şekilde istasyonlarda tiyatro, botanik bahçesi, anıtlar konu edilir.  Elbette metrolarda yazar ve şairlerin isimleri çok önemli yer tutar.

Moskova Metrosunda Puşkin, Dostoyevskiy, Mayakovskiy, Çehov, Turgenev, Bunin gibi yazarların anısında istasyonlar vardır. Buraları yazarların çeşitli eserleri esas alınarak tasarlanmıştır. Hatta Moskova’daki Dostoyevskiy istasyonunda, yazarın Suç ve Ceza romanının konu alınması, eserin karamsar içeriği nedeniyle, eleştirilere de maruz kalmıştı. Sovyet Metro istasyonlarının bazen çok sayıda girişi oluyor. Bu girişler iki ana girişte toplanıyor. Bu kısımdan başlayarak yürüyen merdivenler, istasyonlar arası geçişler, galeriler ve esasen platformlar bir konsept çerçevesinde tasarlanıyorlar. Örneğin Puşkin adını taşıyan, çeşitli şehirlerdeki istasyonların tasarımı daha girişte farkını gösteriyor. Bu binalarda 19. yüzyıl mimarisi kullanılıyor. Tüm istasyonda ise avizelerden duvar süslemelerine kadar her bir detay, Puşkin’i veya dönemini andırıyor. Puşkin istasyonun klasik mimari hakimken, Sovyet şiirinin babası sayılan Mayakovskiy istasyonuna ise keskin hatlar, Art Deco, Stalin dönemi neoklasisizm, avangardizm hakim.

İSİM DEĞİŞİKLİKLERİ

Sankt Petersburg Metrosu, eski SSCB’de ve dünyadaki en derin istasyonlara sahiptir. Şehrin adalar üzerine kurulu olması ve deniz kenarında bulunması bunu gerektiriyor. Şehrin jeolojik yapısı nedeniyle bir tek bu şehirde uygulanan mimarlık ve mühendislik teknikleri sayesinde Petersburg’da bazı istasyonlar 100 metre derinliktedir. Sovyet metrolarındaki çok derin istasyonlara iniş bazen iki, bazen de üç seviyede gerçekleştiriliyor. Buna göre yolcular 3, 4, 5 dakika süren yürüyen merdiven yolculuklarından sonra bir galeriye geliyorlar, bu galeriden yeni bir yolculuğa başlıyorlar.

Rusya’da metro istasyonlarının isimleri ve mimarisi eski haliyle korunmaya devam ediyor. Bu nedenle örneğin Moskova’da Lenin adını taşıyan (Lenin Kütüphanesi gibi) 3 istasyon bulunmaktadır. Sankt Petersburg’da ise şehrin üstündeki meydan ve sokaklardaki isim değişiklikleri şehrin altına, metroya da yansıtıldı. Ancak yine de bu şehirde Sovyet isimlerine, tarihe saygıdan, sadakat devam ediyor. Bakü, Kiev ve Erivan gibi şehirlerde istasyonlardan Sovyet isimleri tamamen silindi. Moskova Metrosundaki süslemelerde 50’li yılların ikinci yarısında silinen Stalin’in ismi bugün eski haline döndürülüyor. Sanat tarihçileri, bunun tarih açısından önemli olduğunu vurguluyorlar.

Sovyet iktidarının demokrasi açısından eleştirilecek pek çok yanı vardır. Ancak eğitimden sanata pek çok alanda çığır açmış bir dönemi temsil ettiği de görmezlikten gelinemez. Sovyet metrosu bunun en önemli örneğidir. Adres Kıbrıs’ın ileri sayılarında çok başarılı ve örnek bulduğum Moskova Metrosu’ndan ayrıntılı olarak bahsedeceğiz.

 

 

Dergiler Haberleri