Haziran ayının son pazarında yapılacak olan yerel yönetimler genel seçimleri için siyasi partiler ve adaylar ilginç bir hazırlık süreci yaşamakta.
UBP ve DP-UG yönetim kadroları bir işbirliği için anlaştıklarını açıkladı ama o andan itibaren de bu işbirliğinin uygulamada ne kadar var olduğu belli değil… Belli olan şu ki, partilerin üst yönetimleri dışındaki yönetim ve örgüt kademeleri bu anlaşmayı ne benimsemiş, ne onaylamış, ne de anlaşma doğrultusunda çalışıyorlar. Görüldüğü kadarıyla, bu iki partinin üst ve alt kademeleri birbirinden kopmuş, herkes kafasına göre takılıyor… Onların sorunu…
Sol ve ilerici tarafta da birliktelik arayışı için TDP’li bir yöneticinin ‘dostane’ görüşme isteği üzerine CTP’li yöneticilerle iki kez ‘sosyal yemek’ buluşması yapıldı. Sonrasında TDP, CTP ile işbirliği zemini bulamadıklarını belirtti ve diğer sol partiler ve ilerici örgütlerle işbirliği hedefine yöneldi. Onların startejisi…
CTP-BG belediye başkan adaylarını büyük ölçüde belirledi, kalanları da gelecek hafta içinde tamamlar herhalde… CTP–BG için sıra, belediye meclis üyelerini belirlemede... Bu amaçla aday adaylığı başvurusu sürecini başlattı.
CTP-BG, bu seçimlerle ilgili hedefini de açıkladı. Şu anda dokuz belediyeyi yönetiyor ve Kıbrıslı Türklerin %65’ine CTP-BG’li belediye başkanları hizmet ediyor. Yeni hedef, 14+ belediye başkanlığına ulaşmak ve Kıbrıslı Türklerin %75 – 80’ine hizmet vermek… CTP-BG için bu ulaşılabilir bir hedeftir. Ve bu nedenledir ki, CTP-BG dışındaki tüm partiler yerel yönetim seçimlerine başka partilerle işbirliği yaparak girmeyi deniyor.
UBP ve DP-UG, yönettiği belediyeleri batırdı, yönettikleri süre içinde de beldelerine doğru – dürüst hizmet de veremedi. Bu belediyelerin batmasındaki en önemli nedenlerden biri aşırı personel istihdamıdır ve bunu yapmalarının da iki ana nedeni vardır. Birincisi oy avcılığı, ikincisi ve her hal ve karda asıl olan da kötü ve karanlık mali yönetimdir. Şimdi UBP ve DP-UG birleşerek bunu saklamaya çalışacaklar. Ayrıca, bu birlikteliğe kendince muhtaç olan bir de Eroğlu var… Kendisi, UBP ve DP-UG’nin birlikteliğinin müteahhiti olarak, gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Onun ve onların startejisi…
TDP ve birlikte hareket etmek istediği diğer siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin şu anda seçilmiş bir belediye başkanı yok, az sayıda belediye meclis üyelerine sahipler. Özellikle TDP’nin, Akıncı ve Ziya Rızkı isimlerini kullanarak kampanya yapacağına dair ipuçları var. Bunun nedenleri de algılanabiliyor. Birincisi, örnek olarak kullanabilecekleri sembol isimler onlar, ikincisi ve en önemlisi de Akıncı’yı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlıyorlar ve onu siyaseten yeniden üretmek için bu yerel seçimleri kullanacaklar. TDP’nin yerel yönetimler seçimlerindeki beklentisi belirli bir başarıya ulaşmaktan çok, Akıncı’nın ismini konuşturmak, hafızalarda tazelemek ve bu amaçla da şimdiden işbirliklerine girerek, cumhurbaşkanlığı seçimleri için bir şekilde de başlangıç yapmaktır. İddialı adaylarla yarışa katılmak isteyeceği kesindir çünkü ana hedefi olan cumhurbaşkanlığı seçimleri için Akıncı’ya zemin yaratması gerekmektedir. Adaylar aslında TDP’nin ve Akıncı’nın bu startejisine hizmet edecektir. Onun ve onların stratejisi…
CTP-BG’nin de bu yerel seçimlere bağlı gelecek stratejileri vardır elbette. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de başarılı olmak, Kıbrıs sorununu çözmek için en etkin görevlerde olmak arzusu yadsınmamalı. Hele ki karşısında hem yerel seçimler için hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri için işbirlikleri kuruluyorsa, demek ki CTP-BG hedefine ulaşabilecek seçmen desteğine sahiptir. Dolayısıyla, CTP-BG, kendi hedeflerine daha da odaklanacak, kendi başarılarını aşmak üzere kendi ile yarışacak, rekabet-üstü değerleri ile kendini aşacaktır.
CTP-BG dışındaki tüm partilerin, CTP-BG ile yarışabilmek için ortaklıklara ihtiyaç duyması CTP-BG ve üyeleri için gurur duyacak bir ayrıcalıklı durumdur.
Bir parti var… Gerisi ise, o ‘bir parti’ye karşı stratejik ortaklıklar…