Yeşil Barış Hareketi, çevreyi evrensel görüşlere paralel bir yaklaşımla yönetecek, bağımsız, çağdaş bir “Çevre Yönetim Birimi” oluşturulması gerektiğini belirtti.
Yeşil Barış Hareketi, “5 Haziranda Dünya Çevre Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı. Mesajda, Dünya Çevre Günü”nün temasının bu yıl biyolojik çeşitlilik olarak belirlendiği kaydedildi. Mesajda, “Her yıl 5 Haziranda Dünya Çevre Günü vesilesiyle dönüp baktığımız, yaşlı dünyamızı, ne yazık ki biraz daha acı, biraz daha büyük ıstıraplar içine gömülmüş durumda buluyoruz” denildi.
Mesajda, insanların çevreye verdiği zararlara değinilerek, bu nedenle biyolojik çeşitliliğin hızla azaldığı kaydedildi.
Yeryüzünde bilinen 13 milyon canlının bir milyondan fazlasının artık neslinin tükendiği belirtilen mesajda, “Oysa dünyamıza ve biyolojik çeşitliliğe verdiğimiz zararların aslında bizim yaşamımız adına birebir hayati olumsuzluklar anlamına geldiğinin bilincinde vararak hareket etmek mecburiyetindeyiz” denildi.
İnsanların yaşamı ve neslini sürdürebilmek için diğer canlılarla birlikte yaşamayı öğrenmesi, hırslarını gemlemesi, yarattığısorunlara çareler üretmesi gerektiği vurgulanan mesajda, “Elde ettiğimiz yıkıcı güçlerle yaratığımız tahribatlar nedeniyle, doğa artık kendini yenileyemeyecek kadar büyük baskılar altındadır ve bu gücünü giderek yitirmektedir. Dünyanın, bize rağmen kendini yenileyemediğinden, insan neslinin içinde yaşamını sürdüremeyeceği yeni dengeler yaratmaya yöneldiğini görmek zorundayız.” ifadeleri kullanıldı.
“Doğal yaşam alanları süratle bozulmakta”
KKTC’de yaşanan çevre sorunlarına da değinilen mesajda, tarımsal mücadele adı altında, diğer canlıları öldürmek için doğaya 200 ton zehir saçarak biyolojik yıkım yaratıldığı, tonlarca fare zehrinin kontrolsüzce dağıtılıp zincirleme ölümlere neden olunduğu kaydedildi.
Mesajda şu ifadeler yer aldı:
“Bu oranla, kilometre kareye kullandığımız zehir miktarında dünyada ilk sıralardayız. Plansız gelişmeler alabildiğince hızla yayılmakta, kaynaklarımız ve doğal yaşam alanlarımız kontrol dışı ve durdurulamaz bir süratle bozulmakta, silinip süpürülmektedir. Neredeyse doğal alan kalmayan ülkemizde başka canlılara yaşama şansı bırakmıyoruz. Kuşlar göç döngülerini tamamlayamıyorlar, çünkü avcılık taşınamaz boyutlarda ama buna rağmen önlem almayı düşünmüyoruz. Çevre sahipsiz ve yağmaya açık bir görünüm arz etmektedir. Yaşanan son yangınlarla sadece ağaçları değil, içindeki binlerce, canlıyı da kaybettik.”
Yetkililerin inisiyatif koyarak yanlışlara müdahale etmek bir yana, olanlara seyirci bir tavır takınmaları, hatta kolaylıklar sağlama yönündeki teşviklerinin her gün daha büyük yanlışların yapılmasına neden olduğu belirtilen mesajda, ülkenin hızla daha kötü felaketlere doğru sürüklendiği kaydedildi.
“Yeni bir yapı oluşturulmalı"
Mesajda, elde son kalanların da yitirilmemesi için, ivedilikle yeni bir yapı oluşturularak, tüm canlılar adına doğru değerlendirmeler yapacak, özellikle doğaya rağmen kişisel rant hesaplarına izin vermeyecek, tüm varlıkları doğaya ve ekolojik dengelere zarar vermeden, tamamen gelecek adına, çağdaş bir bakış açısıyla geliştirip yönetecek yeni bir çevre yönetim biçiminin yaşama geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
Yeşil Barış Hareketi’nin mesajında, çevreyi evrensel görüşlere paralel bir yaklaşımla yönetecek, bağımsız, çağdaş bir “Çevre Yönetim Birimi” oluşturulması gerektiği belirtildi.