Yeşil Hat Ticareti ilgi, teşvik, destek bekliyor

Cenk Mutluyakalı

Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesindeki ticaret ilgi, teşvik, destek istiyor.
Geçtiğimiz yıl önemli bir büyüme göstermişti.
Bu sene yerinde sayıyor.

2020'de 4.6 milyon Euro'luk mal satıyorduk güneye...

2021'de 6.1 milyon Euro oldu.

2022'de rakam 14 milyon 765 bin 462 Euro'ya yükseldi.
2023’te 15 milyon 465 bin 641 Euro ile en yüksek noktaya ulaştı.
2024 yılı beklentisi ise 14 milyon Euro.

***

"Annan Planı" döneminin önemli bir kazanımıdır “Yeşil Hat Tüzüğü.

Tam karşılığını alamıyoruz halen…
Üretimi teşvik etmeliyiz mutlaka...

Çünkü kendi ayaklarımız üzerinde durabilmek, genç işsizliği önlemek, ekonomiyi büyütmek için kurtuluşumuz bu...

Adanın kuzeyinden güneyine yönelik ticaret hacmi 15 milyon Euro’yu zorlarken, güneyden kuzeye 1.5 milyon Euro dolayında...

Yeşil Hat Tüzüğü, görüldüğü gibi özellikle Kıbrıslı Türklere yönelik ciddi bir imkân sunuyor.

Maalesef halen yalnızca ticaret için kullanılacak bir geçiş noktası oluşturulamadı.

Liderlik gerekiyor bunun için…

Ciddi inisiyatif ve kararlılık üstlenmek gerekiyor…

Türk Lirası’nın değer kaybı ve dengesizliği içinde, güneye yönelik satışlar hem ekonomiyi büyütüyor, hem de önemli bir güven sağlıyor.
Yüksek standartlı üretimi teşvik ediyor.
Bunun da kıymetini bilmiyoruz.

***

"Yeşil Hat Tüzüğü" yanında "Doğrudan Ticaret Tüzüğü" de yaşam bulursa, işte o zaman çok daha önemli bir noktaya ulaşacağız.

Doğrudan ticarete bir hazırlık gibi görmeliyiz Yeşil Hat Ticareti’ni…

Destek olmalıyız...

Sanayi için son yapılan destek 2015 yılında bir hibe programı aracılığıyla olmuş.

Onun dışında bir yardım yok.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nın çabaları önemli...

Yeterli olmuyor elbette...

Daha üzücü olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Kıbrıs Türk Sanayi Odası özlü bir işbirliği yapamıyor.

"Devlet" zaten yok!

Kıbrıs'ın güneyinde ciddi bir pazar var hâlbuki...

***

Ocak - Eylül 2024 döneminde 'En Çok Satışı Yapılan 10 Ürün'e ulaştım.

İlk sırada yine Prefabrik Konteynerler var.

Avrupa Birliği standartları, üreticilerimiz açısından da ciddi bir gelişime unsuru oldu.

O nedenle, deprem sonrası Türkiye'ye giden konteynerler içinde, Kıbrıs'ta üretilenler en kalıcı yapılar olarak öne çıktı.

Ahşap mobilya, inşaat malzemeleri, plastik ürünler de güneyde ciddi alıcı buluyor.

Hellim meselesini ayrı bir yerde tutuyorum.
Kıbrıslı Türk üreticilerin Kıbrıs limanları üzerinden doğrudan Avrupa'ya açılması için tarihi bir fırsat kapısı aralandı ancak bu yönde de ilerlemeler tatmin edici değil.

Adanın geleneksel ürünü hellimin Avrupa Birliği nezdinde “Menşe İsmi Korumalı Ürün” (PDO) olarak tescil edilmesinin üzerinden 3 yıl geçti.
Ne oldu?

***

Bir acı gerçek daha var tabii...

Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi'ndeki tartışmalardan öğreniyoruz.

Türkiye'den adanın güneyine yönelik ithalat, kuzeyle yapılan ticaretin 10 misli!

Hani Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımıyor ya...

Öyle değil...

Güneyde yapılan alışverişlerde "Made in Turkey" etiketini sıklıkla görüyorsunuz zaten!

Türkiye neden halen Kıbrıs Cumhuriyeti'ne limanlarını açmıyor, ekonomik akılla bunu yanıtlamak zor.

***

Yeşil Hat Ticareti'ni geliştirmek için ciddi teşvik politikaları ve eylem planları oluşturulmazken, Türkiye'den giden mallar, Kıbrıs piyasasına yerleşmeye devam ediyor.