Serkan SOYALAN
Futbol sahalarının başarılı hakemi Kerem Eran ile yaşamdan spora uzanan içten ve samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. Ülke sporumuzun dışa açılamıyor olmasının her zaman yüreklerde bir burukluk yaşattığını söyleyen Eran, mevcut durumdan daha iyisini hak ettiklerini de vurguladı. Eran, hakemliğin zor olduğu kadar keyifli bir meslek olduğunun altını çizdi.
Biz sizi yeşil sahalardan tanıyoruz. Okuyucularımıza kendinizi tanıtmanızı istesek, nasıl anlatırsınız?
1978 Sivas doğumluyum. Öğretmen bir babanın oğluyum. Küçük yaşlardan itibaren futbola ilgiliyim. Türkiye’de çeşitli kulüplerde futbol oynadıktan sonra üniversite eğitimi için 2001 yılında Ada’ya geldim. Üniversite öğrenimim süresince ülkemizin bazı takımlarında futbol oynadım. Askerlik görevini tamamladıktan sonra tekrar Ada’ya döndüm ve 2006 yılında hakemliğe başladım. Özel bir bankada çalışıyorum. Evliyim, 4 ve 7 yaşlarında iki kızım var.
Sporumuzun dışa açılamıyor olması, sizleri olumsuz yönde etkiliyor mu?
Sporumuzun dışa açılamıyor olması her zaman içimizde bir burukluk yaşamamıza neden oluyor. Bizler de FIFA üyesi olabilseydik daha iyi şartlarda görev yapardık ve kendimize daha büyük hedefler koyabilirdik. Mevcut durumdan daha iyisini hakettiğimizi düşünüyorum.
Proje ve denetim
Ülkemiz siyasetçilerinin spora bakış açılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir spor politikamızın olmaması büyük bir eksiklik değil midir?
Ülkemiz siyasetçilerinin spora bakış açısının tamamen oyla orantılı olduğunu düşünüyorum. İnsanların kendi çabaları ile durumu idare ettirebilmesi pek de sürdürülebilir değildir. Özellikle tesis ve altyapı konularında devletin projeler yapıp denetlemesi gerekir. Ancak bunun pek mümkün olacağını düşünmüyorum. Burası pekâlâ bir turizm, eğitim ve spor adası olabilir.
Hakemlik zor bir meslektir. Siz bu işin zorluklarını nasıl hissediyorsunuz?
Hakemlik evet zor bir meslek kabul ediyorum ama inanılmaz da keyifli bir meslektir. Hakemliği zor yapan çalışma şartlarımızın kötü olması ve maddi olarak kesinlikle emeğimizin karşılığını alamıyor olmamızdır. Birçok şeyimizden ödün vererek bu işi yapıyoruz. Antrenman ve maçlar nedeni ile ailelerimizi çok ihmal ediyoruz. Bir de genelde insanlar hep olumsuz tarafından (sövme, sayma vs.) bakmaktadır ama ben olumlu birçok yanının olduğunu düşünüyorum. Örneğin 41 yaşındayım ve hakemlik sayesinde hala aktif olarak spor yapabiliyorum, hakemlik sayesinde birçok insan tanıdım, çok önemli dostluklar arkadaşlıklar edindim. Gittiğim yerde saygı ve sevgi görüyorum. Bunlar da bizim gibi küçük bir adada yaşayan insanlar için çok önemlidir.
Hedefler
Önünüzdeki hedefleriniz nelerdir?
Dışa açılım olmayınca maalesef hedefler de bir yerde tıkanmaktadır. Genelde ülkemizdeki her hakemin hedefi önemli maçlarda görev almak, finaller yönetmek ve yılın hakemi seçilmektir. Bunların hepsini gerçekleştirmeme rağmen her başlayan sezonda bir önceki yılı unutup yeniden önümüzdeki sezona motive olmak zorundayız. Ana hedefim hakemliği iyi bir yerde noktalayıp, hakemliğe gelecekte de yönetici olarak hizmet etmektir. Bu işe gönül vermiş, hala hakemlik denince ilk akla çok önemli isimler vardır. Ben de onlardan biri olabilirsem ne mutlu bana.
Spor alanında unutamadığınız bir anınızı anlatmanızı istesek, neler söylersiniz?
En unutulmaz anım hakemliğimin sanırım 2’nci yılıydı. Tecrübesiz bir hakem olarak Küçük Kaymaklı-Lapta Süper Lig maçında yardımcı hakem olarak görev almıştım ve Süper Lig’deki daha ikinci maçımdı. Top yan ağları esneterek içeri girdi, tabii ben bunu fark edemedim ve öylece kaldım. Maçın orta hakemi de tereddüt yaşadı. Gitti ağlara baktı. Yırtık yok ve golü verdi. Çok büyük itirazlar oldu. Küçük Kaymaklı o gol nedeni ile maçı kaybetti. Devamında zor bir süreç yaşadım ama çabuk toparlandım. Kaderin cilvesi o dönem Küçük Kaymalı Kulüp Başkanı olan Sayın Hasan Sertoğlu bir süre sonra Futbol Federasyonu Başkanı oldu. Bazen arada söyler. Ayrıca anmadan geçemeyeceğim, o gün şimdi aramızdan ayrılan çok değerli spor yazarı abimiz Raif Özgüren her zamanki gibi Ruso Stadı’nda hakem soyunma odası ile kalenin arasındaki yerindeydi. Pozisyon ilk yarıda olmuştu ve biz odaya giderken “Merak etmeyin pozisyon tamamdır. Ben gördüm” dedi. Belki gerçekten öyle gördü, belki de ikinci yarı o pozisyondan etkilenmeyelim diye söyledi bilmiyorum. Böylelikle onu da anmış olalım. Allah rahmet eylesin.
Zirveyi hedeflemek
Spora yeni başlayan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Herkes sporun herhangi bir branşında faaliyet yapabilir, ancak önemli olan yapılan branşlarda her zaman zirveyi hedeflemektir. İnsanlar her zaman en iyileri hatırlar. En iyi olmanın yolu da her işte olduğu gibi çok çalışmaktan geçer. Eğer seçtiğiniz branşta yeteneğiniz varsa, bilgi birikim ve tecrübe olarak da belli bir seviyeye geldikten sonra da artık başarı kaçınılmazdır. Ancak hiç bir zaman “Ben oldum” deyip geldikleri nokta ile yetinmesinler. Rehavet her zaman hata yaptırır. Bir müsabakanın süresi bellidir, yapacakları sadece o süre içerisinde zihinsel ve fiziksel olarak hazır olmak ve sadece müsabakaya odaklanmaktır.
Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?
Son olarak dışarıdan gelen biri olarak beni içlerine alıp bana yabancılık hissettirmeyen ülkenin her bir ferdini sevgiyle selamlıyorum. Bu ülkede bulunmaktan son derece mutluyum. Zaman zaman maçlarında beğenmedikleri kararlar verdiğim insanlar mutlaka vardır. Şunu bilmelerini istiyorum ki çok kısa sürede bir karar vermek zorundayız. Hepimizin ortak amacı görev aldığımız müsabakayı en iyi şekilde yönetip gönül rahatlığı ile evimize dönmektir. Sporun bütün paydaşları gibi bizler de bu ülkeye hizmet etmeye çalışıyoruz, birbirimizi kırmayalım, üzmeyelim. Spor barış olsun, dostluk olsun. Hepinize selam olsun...