Yeşilırmak'ta her mevsim muz üretecek

Geçen yıl kapalı seraya muz ağaçları ekerek, muz üretimi ve ticareti yapmaya başlayan Cevdet Atalar, iç piyasaya muz satmaya başladı

Fehime ALASYA

Başta çilek olmak üzere, kolakas, fasulye ve avokado, mango gibi birçok meyve üretiminde adada öncü olan Yeşilırmak bölgesi, günümüzde muz üretimiyle de adından söz ettiriyor.

Muz yetiştiriciliği ve ticaretinde tek üretici olduklarını ifade eden Yeşilırmak sakini Cevdet Atalar, en büyük sıkıntının ürün pazarlamakta olduğunu anlattı.

Muz üretiminden, pazarlamasına dek yaşadıkları sıkıtlardan söz eden Atalar, deneme aşamasında olduklarını ifade ederek, “Eğer başarırsak, ilerleyen yıllarda Yeşilırmak’ın birçok noktasında muz yetiştirildiğine tanıklık edeceğiz, bu yaygınlaşacak.” dedi. 

Geçen yıl ocak ayında muz üretimine başlayan Cevdet Atalar, bu yıl meyvelerini toplamaya başladı.

Yaklaşık dört bin metre karelik kapalı sebze serasında yetiştirilen muz ağaçları, yılın her mevsimi meyve veriyor.

“Çok yaygınlaşacak”

Ziraat mühendisi olan oğlu sayesinde muz üretimine başlayan Atalar, “Bu çok yeni bir oluşum, deneyip ileri vadede göreceğiz, başarılı olursak bu bölgede muz üretimi çok yaygınlaşacak” diyor.

Atalar, içerisinde ısıtma sistemi olan ve üzeri açılıp kapanan, tam donanımlı seranın, Avrupa Birliği desteği ile hayat bulduğunu ifade etti.

Sadece sera içinde değil, sera dışında da muz ağacı yetiştiren Atalar, yakın zamanda onlardan da verim alacağını dile getirdi.

Muz üretimi yanında, yıllardır bölgede çilek de yetiştiren Atalar, emekli olduktan sonra tüm boş zamanını tarlalarda geçirmeye başladığını belirtiyor.

Yeşilırmak bölgesindeki toprağın çok bereketli olduğunu anlatan Atalar, tarlaların nadasa bırakılmadığı için veriminin düştüğünü kaydetti.

 


 

Muz üreticisi Cevdet Atalar:

“Muz ticaretinde Kıbrıs’ta tek üreticiyiz”

 

Muz üretiminde en büyük sıkıntının tüccarların fiyat kırması olduğunu anlatan üretici Cevdet Atalar, tüccarların ‘keyfi’ ödemelerinden yakındı. Bu konuda devlet denetimi olması gerektiğinin altını çizdi.

Muz bahçesinde YENİDÜZEN’in sorularını yanıtlayan Atalar, muz üretimi fikrinin doğuşundan ilk ticaretine dek gelinen serüveni anlattı.

Atalar, açıklamasında şunları ifade etti:

“Yıl içerisinde çeşitli aralıklarla meyve veren muz ağaçları, meyve verdikten sonra öldürülüyor. Meyvesi alınınca ağaç kesiliyor, onun yerine yanında atan birçok fidandan bir veya iki tanesi bırakılıyor. Onlar büyüyüp ağaç oluyor ve meyve veriyor. İlk muz ağacımız 1 ağustosta meyve verdi, bu ağaçlar yılın her mevsiminde meyve verebilir.

Ağaçları küme küme ayırıyoruz. Her ağacın bir dalı meyve yükleniyor, buradaki daraklar muz yükleniyor. Meyvesi olgunlaşınca dalı kesiyoruz, yüksek yerlere asıp deste veya düzine olarak ayırıyoruz. Kasalara doldurup, sararması için buzluğa bırakıyoruz. Yedi gün zarfında verilen gaz ile sararıp iyice pişiyor. Muz sadece yazın dalında sararıyor fakat onda da bir günde tüketilmesi gerekiyor. Bu çok akıl karı değil. Denedik ama olmadı…

Muz da güneşi ve sıcağı seven, donmayı (soğuk havayı) sevmeyen bir bitkidir. Kökü, gövdesi, yaprağı, meyvesi çok sulu olan bir üründür. Bunun ticaretinde Kıbrıs’ta tek üreticiyiz.”

“Başarırsak bölgede çok yaygınlaşacak”

“Emekli tarih öğretmeniyim. Öğretmenlik dönemimde tarım benim için bir hobiydi. Emekliye ayrıldıktan sonra bunu arttırdık, seraya yöneldik, sebze serasıyla başlayıp, topraksız çilek serasına dönüştürdük, geçen seneden beridir de muz üretiyoruz.

Üretmeyi çok seviyorum, eşim, yaşı ilerlemiş olan kayınvalidem bile herkes tarlalarda çalışıyor, üretiyor.  Boş oturmak bize göre değil.

Ortanca oğlum ziraat mühendisidir, onun teşvikiyle muz üretimine başladım. Türkiye’de bu üretimi yapan yakın arkadaşlarımızın da teşvik ve desteği oldu. Bu yıl deneme sürecimizdir. Çok şükür don yapmadı. Üretime devam edip etmeyeceğimize gelecekte bu karar verebiliriz, devam edecek miyiz yoksa edemeyecek miyiz... Biz bu işe başladığımızda 20 sene önce 10 veya 15 sera vardı, şu an bölgede neredeyse 100 tane çilek serası var. Muz üretiminde de başarılı olursak inanıyorum ki gelen yıllarda bu da bizim simgemiz olacak, bölgede çok yaygınlaşacak.”

“Bir ilke imza attık diye ziyaret edildik, alkışlandık ama hepsi bu…”

“Bir fiyat belirledik ama yine de toptancılar fiyat kırmaya çalışıyor. Örneğin altı TL’ye verdiğimiz ilk hasatta, tüccar bunu 7.50 TL’ye sattı. Beni 4.50 TL üzerinden ödedi. Sabit bir fiyat tutturduk ama tüccarlarla sorun yaşıyoruz. Burada da yine devlet denetimi olsa hiç sorun yaşanmayacak. Bizim 6.50 TL’ye verdiğimiz muzun kilosunu 30 TL’ye satan oluyor, görüyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor. Bize ödemeler uzun vadeli çeklerle yapılıyor ama işçilerimizin ödemesi altı ay beklemiyor, hemen yapılıyor.

Devlet yardımına ihtiyacımız var, devlet bu bölgeyle ilgilenmiyor. Ne teşvik ne de katkı yapılmadı, bize kaça mal oldu soran yok. Bir ilke imza attık diye ziyaret edildik, alkışlandık ama hepsi bu…”

 

Özel Haber Haberleri