Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Rum Lider Nikos Hristodulidis’in Kıbrıslı Türklere yönelik açıkladığı 14 maddeyi değerlendirdi, “Yetersiz, ortaklaşma hedefinden uzak, palyatif adımlar…” dedi.
Karma evlilikten doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlıklarının geçiştirmesinin tartışılır bir konu olmadığına dikkat çeken Akansoy, önlemlerin, federal çözüm eksenli, AB vizyonu taşıyan acil ihtiyaçlara parmak basması gerektiğinin altını çizdi. “Evet, bir sıfırdan daha iyidir. Ancak ihtiyaç farklı bir vizyon ve içeriktir” diyen Akansoy “Halbuki önlemler, federal çözüm eksenli, AB vizyonu taşıyan acil ihtiyaçlara parmak basmalıydı” diye konuştu.
İşte Akansoy’un değerlendirmesi:
“26 Ağustos 2023 tarihinde güneyde yayınlanan Politis gazetesinde, Kıbrıslı Rum Lider Hrsitodulidis’in Kıbrıslı Türklere yönelik “tek yanlı” açılımlarını listeleyen bir haber yayınlanmıştı.
Haberin içeriği önemliydi, Kuzeyde de büyük yankı uyandırdı. Kıbrıs sorunu kaynaklı, Kıbrıslı Türklerin yaşadığı mağduriyeti çözüm kapsamında gözeten önermeler, giderebilecek bazı açılımlar söz konusuydu. Bunlar başta ortak ekonomik projeler olmak üzere, sosyal, sağlık, ticari, barış kültürünün gelişmesi, güncel sıkıntılar ve Kıbrıslı Türk kurumlarının AB’ye hazırlanması yolunda yarım kalmış adımların devamını içeriyordu. Basından okuyabildiğim kadarıyla, listenin hazırlanması konusunda Kıbrıslı Türklerle de çeşitli görüşmelerde bulunulmuş, her ne kadar “tek yanlı” olsa da “iş ola değil, işe yarar bir öneriler listesi”nin hazırlanması için çalışılmıştı. Yayınlanan listede, “federal ortaklık” ekseni, “sosyal ve ekonomik birliktelik” perspektifi öne çıkıyordu. Sarsıcı bir çıkış olarak düşünüldüğü açıktı.
Liste bir bakıma, iki toplumlu güven yaratıcı önlemler anlayışının tek taraflı açılımıydı. Federasyon ve ortaklık konusunda Kıbrıslı Rum liderin açık bir isteklilik ilanı, cesaretli bir çıkış olarak değerlendirilebilirdi. Bu çıkış taşları yerinden oynatma kapasitesine de sahipti. Çünkü taraflar arası ayrılıkçı söylemlerin, maksimalist ve savunmacı yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde tek taraflı bir alan yaratıyor bu da Hristodulidis’e ciddi bir diplomatik pozisyon yaratıyordu.
Ağustosta açıklanan adımların herhangi bir şekilde yalan olduğuna dair Hristodulidis’ten güçlü bir itiraz gelmedi. Sadece farklılıklar olabileceğine dair muğlak bir itiraz oldu.
Ağustos açıklamasında özellikle önemli bulduğum şu maddelere bir bakalım:
* İki toplumdaki girişimciler arasındaki işbirliğini destekleyecek bir komite oluşturulması,
* Güneyde çalışmayan veya yaşamayan Kıbrıslı Türklerin Genel Sağlık Sistemi – GESY kapsamında olması ve ilk etapta kronik veya ciddi hastalığı olanların sistemden yararlanması,
* Kıbrıslı Türklerin güneyde temel işlemler için banka hesapları açmasına ilişkin gecikmeli kararın uygulanması ve kuzey – güney arasında para transferi yapmanın yollarının bulunması,
* Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum konsorsiyumların ortak ticari faaliyetlerinin mali desteğine yönelik Avrupa Birliği’nin finanse edeceği hükümet programları oluşturulması,
* Barışı teşvik etmek amacıyla eğitim alanında girişimler ve eylemler gerçekleştirmek, iki dili, iki toplum arasında yaygınlaştırmak.
* Kıbrıslı Türklerin Avrupa müktesebatıyla ve Euro ile uyumlaştırılmasına ilişkin geçici komitenin yeniden faaliyete geçmesi,
* Kıbrıs sorununun, Birleşmiş Milletler'in ilgili kararlarında öngörüldüğü şekilde, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde çözülmesine yönelik bilgilendirme kampanyası,
* “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin yeni geçiş noktaları açmaya hazır olduğunu bir kez daha vurgulaması.
Geçtiğimiz gün, Hristodulidis’in resmi olarak yaptığı açıklamada, yukarıda belirtilen ve ortaklık perspektifi içeren maddelerden hiçbiri yer almamaktadır.
Kanımca resmi açıklamada dikkat çeken en önemli madde,
“Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde ‘mal listesi’nin belirli 6 ürünün ilave edilmesiyle genişletilmesi”dir. Ki bu ürünler edindiğim bilgiye göre kahve, dondurulmuş sebze, dondurulmuş patates, limonata, turşu, kurutulmuş molohiya’dır. Yeşil Hat Tüzüğü Kıbrıslı Türklerin AB ile ekonomik ilişki kurma yollarından biridir. Ve bu ilişki yeşil hat üzerinden kurulmaktadır. Tüzüğe göre işlenmiş tarımsal ürünlerin hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan güneye ve oradan diğer AB ülkelerine geçmesi gerekirken Kıbrıs Rum otoritesi buna engel çıkarmakta ve işlenmiş tarımsal ürünlerle ilgili peyder pey ürün izni verirmiş gibi davranmaktadır. Akıl işi değil! Geriye kalan maddeler elbette önemli olabilir ancak yetersizdir ve etkileyici değildir. Ortaklaşma hedefinden uzak, palyatif adımlardır. Şubat 2007 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Kıbrıs vatandaşlığı konusundaki sözde açılım ise oldukça yetersizdir. Papadopoulos döneminde alınmış bir Bakanlar Kurulu kararı ile sadece yurt dışında evlenmiş (karma) ebeveynlerin çocuklarını kapsamaktadır. Üstelik Bakanlar Kurulu kararının Hristodulidis’in iki dudağının arasında her an değişebilecek olduğu açıktır. Karma evlilikten doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını geçiştirmeleri ne kabul edilir ne de tartışılabilir bir konudur. Tüm bunlar yanında örneğin Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunu çok önemli olup, bu bağlamda konuşulmamış olanlardandır. Ağustos 2023 listesine göre etkisi çok sınırlı bir açılım oldu. Halbuki önlemler, federal çözüm eksenli, AB vizyonu taşıyan acil ihtiyaçlara parmak basmalıydı. Evet, bir sıfırdan daha iyidir. Ancak ihtiyaç farklı bir vizyon ve içeriktir.”