Gayrı resmî görüşmede Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ile bir araya gelen Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, “zeminin, geriye kalan 193 devletin tabi olduğu ilkeler ile sürdürülebilir bir devleti gündeme getirecek, iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğunda uzlaşıldı” dedi
Anastasiadis bugünkü görüşme sonrasında Başkanlık Sarayı’na dönüşünde önce kurmayları ile uzun bir görüşme yaptı, ardından Akıncı ile görüşmesine dair basın toplantısı düzenledi.
“Bugünkü görüşme, müzakerelerin yeniden başlaması perspektifi açısından yaratıcı ve samimi bir ortamda geçti” diyen Anastasiadis, yetkilerin merkezi hükümetten oluşturucu devletçiklere aktarılması önerisinin uygun zemin bulduğunu, bundan da memnuniyet duyduğunu kaydetti.
“BİR OLUMLU OY, SİYASİ EŞİTLİK SAYISAL EŞİTLİK DEĞİLDİR İLKESİNİ ETKİSİZLEŞTİRİR”
Gazetecilerin Kıbrıslı Türklerin merkezi hükümette temsiliyetine dair bir sorusuna karşılık, bunun, iki taraf arasındaki anlaşmazlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Anastasiadis, “kendisinin taraflardan birine veya diğerine bağlı olmadan işleyebilir bir devlet kurmak için desantralizasyon önerirken ve siyasi eşitliğin sayısal eşitlik olmadığını izah ederken bir olumlu oyda ısrar edilmesinin özde sayısal eşitlik değil ilkesini etkisiz kıldığını, çünkü alınacak kararın bir olumlu oya bağlı olacak olmasıyla, toplumlardan birinin ötekini kendi karalarına mahkum edeceğini” söyledi.
“Ele aldığımız konular arasında hidrokarbonlar da vardı” diyen Anastaiadis görüşmede Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini de gündeme getirdiğini belirterek, Türkiye’nin bu faaliyetlerinin iki toplum arasında varılan yakınlaşmaları şaibe altına soktuğunu iddia etti. Anastasidis, “kanunsuz faaliyetlerle ve egemenlik haklarımızın sorgulanmasıyla olumlu ortam yaratılamaz. Bu faaliyetler Kıbrıslı Rumlarda güven duygusu yaratmıyor” dedi.
“MEB KONUSUNDA YALNIZ EGEMEN DEVLETLER RUHSAT VEYA KARAR VERİR”
Akıncı’nın, doğal gaz yönetimi için karma komite kurulması önerisine değinirken “bunun kabul edilemeyeceğini defalarca söyledim çünkü Münhasır Ekonomik Bölge konusunda yalnız egemen devletler ruhsat veya karar verir” ifadesini kullandı.
“ENERJİYLE İLGİLİ GELİŞMELERİ VE KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN KARARLARINI AKINCI’YA BİLDİRMEYİ ÖNERDİM”
Akıncı’nın bu yöndeki önerisini reddetmekle yetinmediğini, karşı öneri de sunduğunu söyleyen Anastasiadis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’inde egemenlik haklarını kullanmasından ortaya çıkacak faydalar konusunda öteki toplumda güven yaratacak karşı öneriler sundum” dedi. Anastasiadis bir gazetecinin sorusuna karşılık, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji ile ilgili kararlarını ve gelişmeleri Akıncı’ya bildirmeyi de önerdim” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, doğal gaz önerisinde ısrar ettiğini ancak kendisinin sunduğu karşı önerileri de reddetmediğini ileri sürdü.
Anastasiadis “Sorunun özünün, BM Genel Sekreteri ile üçlü bir görüşme olması maksadıyla, referans şartları konusunda Sayın Lute ile işbirliğinin devamı için perspektiflerin nasıl yaratılacağı olduğu sonucuna vardık; ki bu şekilde, nasıl ilerleyeceğimizi görelim” ifadesini kullandı.
“GÜVEN YARATICI ÖNLEMLER SEMBOLİK DEĞİL VATANDAŞLARIN SORUNLARININ ÖZÜ İLE İLGİLİ OLMALI”
Güven Yaratıcı Önlemler bağlamında Başbakan Ersin Tatar ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın kapalı Maraş ile ilgili inisiyatiflerinin sorunlar yarattığını ileri sürüp bununla ilgili düşüncelerini anlatma fırsatı bulduğunu söyleyen Anastaiadis, “gerçekten güven ortamı ve olumlu ortam ve perspektif olmasını istiyorsak Güven Yaratıcı Önlemler’in sembolik değil, Kıbrıs vatandaşlarının sorunlarının özü ile ilgili olması gerekir” dedi, Erenköy ve Gaziler geçitlerinin açılması meselesini de gündeme getirdiğini anlattı.
“MÜZAKERELERİN YENİDEN BAŞLAMASI İÇİN TÜRKİYE’NİN GERİLİMİ AZALTMAKLA KALMAYIP FAALİYETLERİNE SON VERMESİ GEREKİR”
“Sayın Akıncı’ya, müzakerelerin yeniden başlamasına uygun ortam yaratmak için Türkiye’nin gerilimi azaltmakla kalmayıp kanunsuz faaliyetlerine son vermesi gerektiği vurgusunu yaptım” diyen Anastasiadis şunları da söyledi:
“Türkiye kendi faaliyetlerinden, garantilerden ve askeri varlığından ortaya çıkan sorunların çözümüne bu şekilde yardımcı olur. Netice olarak olumlu ortam, müzakerelerin yeniden başlamasına ortak zemin var. Birçok konuda anlaşmazlıklar var ancak bu meselelerin diyalog olmadan çözülemeyeceği mutabakatı da var. Normal bir devlet kurulabilmesi için uluslararası hukuka, Avrupa Hukuku’na saygı gösterilmesi gerekir.”