Gündemde yine yeni yurttaşlıklar konusu var.
2013'ten Nisan 2016'ya CTP'nin büyük ortak olduğu 2 hükümet deneyimi yaşadık.
CTP bu konuda daha önce olduğu gibi hassas davrandı.
Beyaz Kimlik konusunu yasalaştırdı, hayata geçirdi.
Ancak bu yasal değişikliğe ve yeni hak yaratılmasına rağmen vatandaşlığa olan talep ve baskı hiç dinmedi.
Bu baskı kendini kimi zaman Türkiyeli bir bürokratın ağzından çıkan cümlelerde gösterdi, kimi zaman UBP'li bir bakanın söylemlerinde oldu…
Şimdi iktidarda UBP-DP var.
Son 5 aydır görevde…
2 aydır da yurttaşlık siyasetine hız verdiler.
Gelin şimdi konuya derinlemesine dalalım, geçmişten günümüze manzarayı netleştirelim.
Türkiyeli yetkililerin KKTC'li her görevli ile görüşmelerinde "Neden vatandaş yapmıyorsunuz?" diye çıkışmasının altında yatan nedir?
Neden daha fazla vatandaş yapılması isteniyor?
Ve neden bu insanların 'Beyaz Kimlik'e yönelmesi teşvik edilmedi?
* * *
Konuyu derinlemesine araştırdım, şu sonuçları elde ettim:
• CTP'nin İçişleri Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığı elinde tuttuğu 3 senede toplam 3916 kişi vatandaş olmuş.
Pek tabii bu rakamın içinde doğal yollarla (vatandaş olan kişinin ailesi olmak ya da evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar) da dahil…
Esas dikkat çeken siyasi irade tarafından, siyasi erk tarafından yapılan vatandaşlıkların sayısı.
• CTP’nin iktidarda bulunduğu son 3 yılda (2013 buna dahil) Bakanlık onayı ile 796 kişi vatandaş yapılmış.
Bunların en dikkat çekeni 2013 yılındaki sayı…
Dikkatinizi çekerim 2013'ün sonbaharına kadar görevde tek başına UBP vardı.
Ve UBP söz konusu yılda 350 kişiyi 'Bakanlık onayı' ile vatandaş yapmış.
Sonraki yıllarda bu rakamın 2014'te 74'e, 2015'te 281'e gerilediğini görüyoruz.
Burada şunu söylemem gerekiyor; 'Bakanlık onaylı' vatandaşlık almanın çalışma izninden dolayı hak kazanmadan kaynaklanıyor.
Yani CTP döneminde 12 mühür (çalışma izni) ve 12. yıl dolması kaydıyla ancak veriliyordu.
Yine 2016 yılının Şubat sonuna kadar 91 kişinin de bakanlık onayı ile vatandaş yapıldığını tablolardan görmek mümkün.
CTP’nin iktidar olduğu 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararıla vatandaş yapılanların sayısı oldukça az!
• 2013’te 44(ki yılın yarısında UBP tek başına hükümetteydi ) 2014’te 19, 2015’te 23 ve 2016’da 3 kişi bu yolla vatandaş yapılmış. Yani, 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 90 kişi yurttaşlığa alınmış.
Ve dikkatinizi çekerim 2013’ün büyük kısmında UBP olduğuna göre CTP iktidarında yapılan yurttaş sayısının 46 civarında seyrettiğini söylemek güç değil.
Esas dikkat çekmek istediğim nokta 2013 ve ondan öncesi…
Yani UBP'nin tek başına iktidar olduğu yıllar…
• Mesela 2012'de 425 kişi bakanlık onayı ile vatandaş olmuş.
Bakanlık onayı ile verilen yurttaşlıklarda durum böyle iken çok tartışılan Bakanlar Kurulu kararı ile verilen yurttaşlıklarda durum nedir diye tabloya baktığımızda yine UBP iktidarlarında sayının çoğaldığını, CTP iktidarlarında sayının iki haneli rakamlara gerilediğini görüyoruz.
Örneğin 2012 yılında, UBP döneminde Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş yapılanların sayısının iki haneli rakamlardan 113'e çıktığını görüyoruz.
İşin aslı, en dikkat çekici rakamlar ise evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar!
• 2004'ten günümüze kadar KKTC vatandaşı bir erkek eşten dolayı vatandaşlık kazanan kadın sayısı 6378 iken, aynı yıllarda KKTC vatandaşı bir kadınla evlenerek vatandaşlık elde eden erkek sayısı 3825…
Yani 2004’ten günümüze toplam 10 bin 203 kişi evlilik nedeniyle vatandaşlık kazanmış.
Evliliklerle bu kadar aşırı vatandaşlık kazanılmasını dikkat çekici buluyorum.
Pek tabii vatandaş olanla kalmıyor konu…
Bir de vatandaş olanın ailesinin de vatandaşlık kazanmasıyla rakam daha da yukarılara çıkıyor.
Mesela 2004'ten günümüze Bakanlık onayı ile verilen vatandaşlığa "eş ve çocuk" olmanın getirisi olarak paralel vatandaşlık kazananların sayısı 4480…
Gördüğünüz gibi 'verilen' vatandaşlılardan daha fazla dolaylı yoldan 'alınan' ya da 'kazanılan' vatandaşlıklar var.
Genel manzara bu…
* * *
CTP iktidarı döneminde çalışma izni sayısına göre önceliğe alınan vatandaşlıklarda en az ardışık 12 çalışma izni olana vatandaşlığa başvurma hakkı tanınıyordu.
Aralık 2015 itibarıyla ülkede ardışık çalışma izinli olanların sayısı 20 bin 762 idi…
Peki 12 ardışık çalışma izni bulunan ve vatandaşlık alması beklenen kişi sayısı kaçtı?
221…
Zaten CTP iktidarının son günlerinde YENİDÜZEN’e konuşan İçişleri Bakanı Asım Akansoy da "ortalama 200 vatandaşlık" verildiğini doğruluyordu…
Bu rakam dönemin bakanının açıklamaları ile örtüşüyordu…
Peki özellikle Türkiyeli makamların dile getirdiği "daha fazla vatandaş yapın" baskısının altında yatan nedir?
Nereye dayanarak böylesi bir talepte bulunuyorlar?
Şöyle ki; resmen söylenmese de Türkiye en az 6 ardışık çalışma izni olana vatandaşlık verilmesini talep ediyor.
Ülkemizde (Aralık 2015 itibarıyla) Türkiye'nin talep ettiği 6 çalışma izni olan kişi sayısı ise 8627…
8627 kişiye vatandaşlık verilmesiyle bu kişilerin eş ve çocuklarıyla bu rakamın 34 bin 500 kişi olacağına dikkatinizi çekerim!
Şu anda UBP iktidarı 11 mührü (çalışma izni) olana vatandaşlık veriyor.
Resmi tablodan da anlaşılacağı gibi en az 11 mührü bulunan kişi sayısı 1000 civarı…
Yani UBP iktidarı son 5 aylık iktidar döneminde 1000 kişiye vatandaşlık vermek için tam gaz çalışıyor.
Tabii bu rakam (1000) bakanlık onayı ile verilen vatandaşlıklar!
Bir de Bakanlar Kurulu kararı ile verilenler var tabii…
Onların sayısı henüz muamma!..
Ancak hükümete yakın kaynaklar bu sayının 500’e yaklaştığını tahmin ediyor.
5 ayda 1000 bakanlık onayı ile 500 de Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık verildiğini hesaba katarsak 1500 sayısına ulaşıyoruz. (Tabii yeni yurttaşlık uygulamaları son 2 ayda hız kazandığını da not etmek gerekiyor)
1500 vatandaşlık, yurttaşlık alanların aileleri ile 5 bine rahatlıkla çıkar.
Zira vatandaşlık verdiğiniz kişinin eşi ve çocukları da otomatik olarak vatandaşlığa alınıyor.
5 ayda 5 bin vatandaştan bahsediyoruz!
35 bin rakamına daha yol var.
Ancak Türkiyeli yetkililerin "daha fazla vatandaş" siyaseti ile UBP-DP Azınlık Hükümeti’nin siyasetinin uygulamada bire bir örtüştüğünü söylemek güç değil.
Şimdilik manzara bu. 'Şimdilik' diyorum, zira belli daha çok değişecek.
Göreve geldiği Mayıs 2016’dan yıl sonuna kadar 5 yeni yurttaşlık için zemin yaratan hükümet daha kötüsünü de yapabilir.
Umarım böylesi bir siyaset ileriye taşınmaz ve umarım "daha fazla vatandaş" politikası ile hem devam eden müzakere sürecine zarar verilmez, hem de Kıbrıs’ın kuzeyindeki demografik yapı daha hırpalanmaz.
Zira bu konuda gidişat hiç de iyi değildir.
En azından resmi rakamlar bize bu durumu çok rahat gösteriyor.
* * *
Konunun bir de “Kıbrıs sorunu” boyutu var.
Bundan bir süre önce Kıbrıs müzakere sürecinde de gündeme gelen “kuzeydeki yurttaş sayısı” hakkında masada bir uzlaşı olduğu biliniyor.
Hatta o günlerde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Cumhurbaşkanı Akıncı’nın mevcut vatandaş sayısı üzerinde uzlaşıya vardığı ve daha fazla vatandaş yapılmaması üzerine bir mutabakat sağlandığı biliniyor.
2 ay önceye denk gelen bu karşılıklı uzlaşının ardından KKTC’deki hükümetin ‘dizginlendiği’ ve vatandaşlık konusunda durdurulduğu ifade edilmişti.
Hem müzakere masasında hem de Türkiye ile böylesi bir mutabakat varken son 2 ayda neyin değiştiği bilinmiyor.
Ne değişti de UBP-DP hükümeti vatandaşlıklara hız verdi?
Acaba Türkiye’nin yurttaşlık konusundaki tavrı eskiye mi döndü?
‘Yurttaşlık verilmemesi’ için Akıncı ile varılan sözlü mutabakat terk mi edildi?
Müzakere masasını berhava etmek için düğmeye mi basıldı? Ne oldu?
-----------------------------------------------------------
• BİR BİLGİ
GÜNDE EN AZ 50 'SAĞLIK RAPORU'
Vatandaşlık konusunda yeni ve taze bilgiler var.
En önemli bilgi Lefkoşa Devlet Hastanesi'nden.
“Bakanlık onayı” ile verilen yurttaşlıklar için belli bir prosedür gerekli, bilirsiniz.
Bu prosedürün içinde hastaneden “sağlık raporu” almak da var.
Hal böyle olunca da Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde farklı bir yoğunluk yaşanıyor.
“Sağlık raporu” almak için hastaneye yığılan yurttaş adayları yoğunluğa sebebiyet veriyor.
Bazı hastane kaynaklarından aldığım bilgiye göre (resmi bilgi değil) son iki aydır her gün EN AZ 50 KİŞİYE sağlık raporu veriliyor.
Ayda 24 iş günü olduğunu hesaba katarsak bu rakam ayda 1200'e tekabül ediyor.
Yani iki ayda 2400 sağlık raporu anlamını taşıyor.
Hadi 400'ü attık, sonuçta sağlık raporu alan herkes vatandaşlık için almıyor, geriye 2000 rakamı kalıyor ki bu rakam da ilk yazıda verdiğim rakamla aşa yukarı örtüşüyor.
Yani UBP iktidarında 2 bine yakın (1500-2000) yurttaşlık verildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ve bu rakamı aileleri ile en az 5 bine çıkıyor.
Gelişmeleri izleyeceğiz.
-----------------------------------------------------------------------
UBP Milletvekili Ersin Tatar'ın YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamalar UBP’de deprem etkisi yarattı. UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz Tatar’ın açıklamalarıyla ilgili olarak “Açıklamaların haddini ya da sınırını aşıp aşmadığını değerlendireceğiz” dedi, yani Tatar’a sopa gösterdi. İyi de Tatar ne dedi? Niye Tatar'ın dediklerini konuşmuyorsunuz Sayın Oğuz? 'Bakanlar reklam derdinde' dedi, Mercedesler için 'ne gerek vardı' diye konuştu, Girne Emirnamesi'nin çıkarılış şekline itiraz etti, TÜK ile ilgili fon uygulamasının biçimine tepki gösterdi. Yanlış mı dedi?