Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “aynı anlayış, aynı metotlarla, aynı yere varırsınız, başka yere varmazsınız. Bunları da yıllardır denedik” diyerek, içinde bulunulan dönemin hem Birleşmiş Milletler, hem Kıbrıs Rum tarafı, hem Kıbrıs Türk tarafı açısından, doğru yol ve yöntemi bulmak için düşünme dönemi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’ye gelen Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı ve beraberindeki heyeti kabul etti. Görüşmede Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu ve müzakere heyetinden üyeler de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşmenin başında yaptığı konuşmada, 1960 ortaklık anlaşmasının 3 yıl yaşadığını, adanın Yunanistan’a bağlanması hedefiyle yer yer katliamlar dahi işlendiğini, bunun da ayrılmayı getirdiğini, 1968’de de çözüm arayışlarının başladığını, iki noktada çözüm arayışlarında zirveye ulaşıldığını kaydetti.
2004’de referanduma sunulan planın Rum tarafınca ret edilmesine rağmen Rum tarafının Avrupa Birliği üyesi yapıldığını, Kıbrıs Türk tarafının ise plana evet demesine rağmen Rum tarafının hayır demesi yüzünden AB’nin dışında bırakıldığını hatırlatan Akıncı, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından sürdürülen müzakere sürecinde, İsviçre’de yapılan zirvede, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetli yaklaşımlarına karşılık bulmadığını anlattı.
Kıbrıs Rum kesiminde Şubat 2018’de seçimlerin yapılacağını, bu sürecin kendileri için bir “yüzleşme” dönemi olmasını temenni ettiğini kaydeden Akıncı, bu adada ne istediklerine karar vermeleri gerektiğini söyledi.
“BARIŞ İÇİNDE BİRLİKTE VAR OLMANIN KOŞULLARINI BERABER YARATMAK ZORUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin tanınmamış olmasına rağmen kurumlarıyla bir varlık olduğunu, bir devleti bulunduğunu, Kıbrıs Rum tarafının bunu kabul etmesi gerektiğini kaydederek, “Ya bizimle yönetimi paylaşmayı içlerine bir şekilde sindirecekler, ki bunu başaramadılar, göstermediler, ya da bu iki ayrı çatı altında yan ayana yaşamanın koşullarını oturup bizimle konuşacaklar. Yani bir adada birlikte yaşamanın, barış içinde birlikte var olmanın koşullarını beraber yaratmak zorundayız” dedi.
KKTC’deki iç sorunların ertelenmeden giderilmesi gerektiğini, bir çözümün sorunları akşamdan sabaha çözemeyeceğini dile getiren Akıncı, “Ucu açık bir müzakere sürecinin bizi bir yerlere götürmediği çok net olarak ortaya çıktı. Aynı anlayış, aynı metotlarla, aynı yere varırsınız, başka yere varmazsınız. Bunları da yıllardır denedik. Şimdi bir düşünme dönemidir. Rumların da, Birleşmiş Milletlerin de, bizim de, değerlendirmelerimizi yapıp en sağlıklı yol ve yöntemi bulmamız gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de sağlık alanında, Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı döneminde elle tutulur ciddi bir dönüşüm yaşandığını belirten da Akıncı, “Devletimizin sağlık servislerinde kat etmemiz gereken çok çok mesafe var” dedi.
AKDAĞ
Türkiye’nin Kıbrıs işleri koordinasyonluğundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise, Türkiye’nin KKTC ile ilişkilerini takip etme hususunun “şerefli bir vazife” olduğunu, babasının Kıbrıs Harekatı’nın yer aldığı 1974’te milletvekili olduğunu, kendisinin de 14 yaşında olduğunu ve adada yer alan olayları tüm çıplaklığıyla, detaylarıyla takip ettiğini kaydetti.
Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu vurgulayan Akdağ, üstlendiği görevde en iyisini yapmaya çalışacağını söyledi.
Akdağ, Türkiye’nin her zaman çözümden yana tavrı olduğunu; Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Rum tarafı ile eşit haklara sahip, güvenliği sağlanması gereken, refahı hak eden bir toplum olduğunun altını çizerek, “Türkiye Cumhuriyeti olarak hep çözümden yana olduk, eşit haklara dayalı, iki toplumun barı içerisinde yaşamasını başından beri talep ettik. Ortak bir çözümün bulunması her zaman takip ettiğimiz yol olmuştur bundan sonra da bu yola devam edeceğiz” dedi.
Akdağ, sağlık alanında Türkiye’de yaşanan dönüşümün örnek teşkil edecek nitelikte olduğunu, KKTC’de de ihtiyaç duyulan dönüşüme yardımcı olmaya hazır odluğunu söyledi.