YKP Yürütme Kurulu, Karpaz Milli Parkı’nı Koruma İnisiyatifi tarafından düzenlenen eylemde yaşananlarla, polis şiddeti, yetkililerin tavrı ile ilgili ilgili açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
Bugün yaşananlar, Karpaz’ın ekolojik olarak tahrip edilmesine karşı yapılan eylem yine TC askeri-sivil bürokrasi dolayısı ile valilik güdümlü polis devletinin ve ortak sermayeleri olan işbirlikçilerinin çıkarları doğrultusunda halkın üzerinde kurduğu baskının, düzenbazlığın ve sömürünün çarpıcı bir örneğiydi.
Bölge sakinleri yolun yapılmasının gerekli olduğu ve bölgede istihdam sağlayacağı vaatleri ile kandıran rejim, sabahın erken saatlerinde köyün içindeki hoparlörlerden “çapulcular, Rumcular, dinsizler, ateistler geliyor” diye anons da yaptırdı. Anonsun yapıldığı yer olarak kimi kaynaklar cami, kimi kaynaklar da belediye diye göstermektedir. Kim olursa olsun fark etmez ikisi de kamusal kullanımda, bölgenin resmi temsilcilerinin kullanımındadır. Bölge sakinlerini bu tip anonslar ve yayılan dedikodularla provoke edilerek, eylemcilerle karşı karşıya getirilmeye çalışıldı.
Bizler biliyoruz ki, Bafra’da yakın zamanda yaşananlar, ‘bu yollar, oteller hep kalkınma için!’ yalanının bir kanıtıdır. Bafra’daki kitle turizmi bölgeye ne istihdam ne de yeni yatırım getirmiştir. Tersine bölge halkı kullanımındaki deniz, artık halkın kullanımında değildir. Buradaki kitle turizmi ayni zamanda Büyükkonuk eko turizmine de ciddi sekte vurmaktadır. Kitle turizmi ve eko turizm bir arada yapılamaz! Karpaz’daki koruma bölgesi de büyük otellere açılırsa köy içindeki eko turizm ciddi zarar görecek, eko turizm ana kaynağı olan koruma bölgesi özelliği yitirse köyün içindeki yatırımlar anlamsızlaşacaktır. Tıpkı Bafra’da olduğu gibi işgücü de bölgeden karşılanmayacaktır. Yalnızca bölgede büyük toprak alanı dağıtılan birkaç kişi ciddi şekilde zengin olacak, onun dışında herkes şimdi elinde olanı da kaybedecektir. Bugün bizler Dipkarpaz köy halkına bunu anlatmak isterdik ama yalanlarla, manipülasyonlarla kandırılan ve üzerimize gönderilen köy halkını karşımızda bulduk üzgünüz!
Sabah saatlerinde Dipkarpaz köyünün çıkışında bazı bölge sakinleri yolu kapayarak eylemcilerin geçmesini engellemeye çalıştı, yolda durmak zorunda kalan bazı arabalar çizilerek zarar verildi. Üç saat süren tartışma boyunca polis görevini yapmadı, kamunun kullanımına açık olması gereken bir yolun kapatılmasını engellemedi, olay çıkmasını önlemek için hiçbir önlem almadı, yaptırımda bulunmadı.
Eylemciler olarak, saat 10 buçuk’ta gitmemiz gerekirken saat bir buçuk civarında eylem alanına ulaşabildik. Alanda, basın bildirisi okuduktan sonra, Yeni Kıbrıs Partisi olarak eylem alanına getirdiğimiz, üzerinde ‘valilik elini burnumuzdan çek’ yazan pankart polis müdahalesine uğradı.
Pankart hâlihazırda kapatılmış olmasına rağmen son dönemlerde pankart toplamayı adeta adet haline getiren polis teşkilatı tarafından, pankartı arabaya götürmeye çalışan YKP Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı’ya fiziksel şiddet uygulayarak alınmaya çalışıldı. Saldırı üzerine, pankartı alınmasını izin vermemeye çalışan diğer eylemciler de, gene isimlikleri olmayan polisler tarafından, gene orantısız şiddete maruz kaldı; eylemciler yerlerde sürüklendi, yolun kenarına savruldu, boğazları sıkıldı. Bu düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılmış yeni bir saldırıdır da!
YKP olarak, polis alışkanlık haline getirdiği bu tip zorbalığını bir kez daha kınarız!
YKP olarak, rejimin halkı birbirine düşürme çabalarına dikkat çekiriz, bunun tehlikeli bir davranış olduğunun altını çizeriz. Kamusal denetimdeki aletlerin ve hizmetlerin (cami ve belediye höperlerleri vb) kullanarak bir grubun diğerine karşı kışkırtılma girişimlerinin önüne geçilmesi için yetkili makamları göreve çağırırız.
YKP, Karpaz’daki ekolojik yıkıma karşı durulması gerektiğini yenileriz, direnmeye devam edeceğiz!