Önce ‘fısıltı’ gazetesinden duydum.
Sonra bazı yayın organlarında yazıldı, okudum.
Söylenenler ve yazılanlar özetle şuydu:
DAÜ, İran Tıbbi Bilimler Üniversitesi ile Tıp ve Diş Hekimliği alanlarında ortak program açmış, bunu yaparken YÖDAK’tan izin almamış, bunun üzerine YÖDAK yönetimi Rektör Prof. Dr. Necdet Osam’ın ‘ağır bir suç’ işlediğine kanaat getirmiş, ilgili kurumlara ‘gereğini yapın’ diye yazılar yazmıştı.
‘YÖDAK DAÜ Rektörü’nü suçlu buldu’ gibi, sanki mahkeme karar vermiş gibi bir başlıkla verilen haberin dayandırıldığı ‘isimsiz kaynak’ daha da ileri giderek rektörün ‘ağır ceza’ alması gerektiğinden söz ediyordu.
Habere konu edilen YÖDAK’tan da DAÜ Rektörü’nden ‘görüş’ alınmadığından haber ‘tek yanlı bir iddia’ gibi duruyordu.
Ancak DAÜ ve YÖDAK gibi iki önemli kurumun adının karıştığı bu ‘iddia’ önemliydi ve kamuoyunun ‘neyin ne olduğunu anlamaya’ ihtiyacı vardı.
**
DAÜ Rektörü dün basının karşısına geçti, oldukça uzun ve ‘faaliyet raporu’ sayılabilecek, üniversitenin icraatlarını anlattığı basın toplantısında konuya da değindi ve sorulara cevap verdi.
Necdet Osam’ın söyledikleri, ortada dolanan ‘iddia’nın ‘çok zayıf’ olduğuna dair şüpheler yaratmakla kalmadı, aynı zamanda YÖDAK gibi son derece önemli bir kurumun bazı zafiyetlerini de ortaya çıkardı.
‘Zafiyet’ ifadesini bilerek kullandım. Herkesin, her bireyin, her kurumun zafiyetleri olabilir. Yeter ki ya kendisi, ya da başkaları farkına varsın ve tedbir alabilsin. Niyetim bundan ibaret.
Çünkü devletin üniversiteleri denetleme, yönlendirme, izinlendirme gibi son derece önemli yasal işlevlere sahip bir kurumun ‘iletişim becerisi’, ‘yazışma melaikesi’ ve ‘araştırma kabiliyeti’ gibi konularda zafiyet içinde olduğunun anlatılması beni üzdü.
* * *
Diyor ki Necdet Osam, ‘YÖDAK’a tam 4 kez yazılı başvuru yaptık, İran Üniversitesi ile açacağımız programları bildirdik, lakin bugüne kadar bir tek cevap almadık.’
Şimdi 5’inci yazılı başvuruyu yapıyormuş DAÜ…
‘Şaka mı bu’ diye sorduk. Değilmiş!
Bir devlet kurumu, bırakın bir üniversitenin, bir şahsın bir yazılı müracaatına 15 gün içinde yazılı cevap vermek zorunda değil midir?
Demek ki YÖDAK’ın ‘yazışma’ ve yasal cevap verme konusunda zafiyeti var. Ya da Necdet Osam ‘yalan’ söylüyor!
Yine Osam diyor ki, ‘Yurtdışındaki okullarla yapılacak anlaşmalar için YÖK’ün verdiği izin geçerlidir, zira KKTC tanınmadığından YÖDAK’ı kimse tanımıyor. YÖDAK’a yapılan müracaat prosedür yerine gelsin diyedir.’
Diğer yabancı üniversitelerle yapılan ortaklık sözleşmelerini örnek gösteriyor Osam ve bu konuda YÖDAK’ı defalarca bilgilendirdiklerini anlatıyor.
Buradan benim anladığım, YÖDAK –ya da YÖDAK adına birileri- DAÜ ile daha sıkı iletişim içine girerek, ortada bir pürüz varsa çözmek yerine konuyu önce ‘fısıltı gazetesi’, sonra da basın vasıtasıyla kafaları bulandırmayı tercih ediyor.
Bu da ‘iletişim becerisi’ bakımından bir zaaf gibi duruyor.
Bir diğer zafiyet ise ‘araştırmacılık’la ilgili… Dün –hayretle- öğrendik ki, YÖDAK DAÜ’nün işbirliği yaptığı İran Tıbbi Bilimler Üniversitesi’nin ‘sahte olduğunu’, ‘böyle bir okul bulunmadığını’ falan iddia etmiş!
“Gelin sizi İran’a götürelim, kendiniz görün” demişler, bu da kabul görmemiş. Ya da Necdet Osam ‘yalan’ söylüyor!
Geçen günlerde bu ‘tantanalar’ nedeniyle İran’dan heyet gelmiş, Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ile de görüşmüşler.
Demek ki ‘öyle bir üniversite’ varmış!
Bilim yuvalarını emanet ettiğimiz kurum ‘iyi araştırma’ yapmamış anlaşılan…
Ya da Osam yine ‘yalan’ söyledi!
* * *
Her kurum, her kamu kuruluşu şeffaf, denetlenebilir, eleştiriye açık olmalı. Her makam kendi yetki ve de sorumluluğunu kullanırken, kendisinin de denetime ve eleştiriye açık olduğunu kabul etmeli.
DAÜ’nün de, YÖDAK’ın da bu bakımdan bir farkı yoktur.
Ortada dolanan ve ‘ağır ceza’lardan söz edilen İran Tıbbi Bilimler Üniversitesi ile protokol yapılması meselesinin ‘DAÜ’de ‘kelle operasyonu’ için düğmeye basıldığının ve bazılarının ‘öç alma’ niyetinin sonucu olduğu’ yönünde lakırdılar duydum, duyuyorum.
Doğru mudur, bilmem.
Şu ana kadar etrafa yayılan ‘dedikodu’ları ‘doğrulamaktan’ ya da ‘yalanlamaktan’ kaçınan YÖDAK, herhalde Osam’ın açıklamalarına cevap verecektir.
Lakin –yeri gelmişken- şu soru da önemlidir: Memleketteki ‘üniversite enflasyonu’, ‘eğitimde ve öğrencide kalite’, ‘kimi okullardaki personelin maaş ve sosyal yatırımları’, ‘apartman üniversiteler’ gibi mevzular hakkında YÖDAK’ın harcadığı mesai ne durumdadır?
Merak ettim sadece…