- Anam, güzel anam napan?
- Eyidir annem, eyidir. Söyle bakalım, çıkacak ne işin var da gene aradın!
- Özledim be anam…
- Eksildin paracık iki gözüm? Öyle durup dururken özlemen sen?
- Aşk olsun be anam, özledim yahu…
---
- Anam, güzel anam…
- Tamamdır anam merak etme, geçtik, ödedik, bugün gelecekler depon takılacak. Buz kaymak...
- Anam, bir tanesin.
---
- Anam, güzel anam… Hani ara demiştin ya, ‘su’ gelince, bugün geldi!..
- Aman da gıbırdama!.. Bekle, gelecem…
- Nere anam, yani Girne’den galkacan, Lefkoşa’ya gelecen?
- Gelecem ya!.. Şimdi sen batırın çıkarın ortalığı… Yok yok, idare edemen sen!.. Su basar evi Allah için!..
- Neyi idare edemem, depo dolar şimdi, sonra çeşmeyi açınca gelecek!..
- Sakın ha!.. Şimdi içen da sen o suyu… Gıbırdama! Dur öyle!
- Yani gelecen da napacan?
- Haline yoluna goycam ben. Bu işin çamaşırı var, bulaşığı var, çiçeklerin sulaması var.
---
- Anam, güzel anam… Yani her su geldiğinde ben seni araycam, sen gelecen, suyu sen idare edecen, biraz tuhaf değil bu iş?
- Yok, ben etmeycem da sen edecen!.. Bırakacam da evi su bassın, ortalık batsın çıksın!.. Leş olsun her yer! Dokunma… Her seferinde gelecem!
- İstersan geceleri da gel anam, lambaları da yak söndür, bir eksik o galdı!..
- Gelecem ya, gelecem tabii…
- Ben napacam bu evde!.. Yani yemeğe garışdın bir şey demedik, suyu beceremedik, elektriği açıp kapayamadık. Cebimizdeki paranın her ay guruş guruş hesabını verdik. Otur dedin oturduk, galk dedin galkdık. Ne anladım ben bu evden?
- Bak şimdi!.. Açtıracan bana ağzımı!..
---
- Anam, güzel anam… Sen gelin giden ya ha bire… Çeşmeyi sen açan!.. Elektriği sen kapan! Düşündüm da, yani ben gelsem ora yerleşsem.
- Yok anam, olur mu, ne güzel ayrı evciğin var senin… Çok özlediğinde söyle, ben gelir kalırım anam…