Yazmayacaktım. Ama her gün biraz daha kötüye gittiğini görmekten kahrolmaya başladığımı farkettim.
Sendika’dan bildiriler... Gazeteciler Birliğinden bildiriler... Ve kulağıma gelen bilgiler. ... Yönetim Kurulu’nu hiçe sayan, ‘görevlendirmeler’ dağıtan Müdür... Müdür’e tepki gösteren Yönetim Kurulu Başkanı... Yönetim Kurulu Başkanı’nın dağıtılan yazısını toplattıran Müdür... Yönetim Kurulu’ndaki tartışmalar ve yarım kalan toplantı... İki YK üyesi arasında kavga... Kuruma’a polis çağıran Müdür... İnanılmaz derecede huzursuz bir personel...
Neler oluyor Allah aşkına ? Rezalete ‘Dur’ diyecek birisi yok mu ülkede ?
BRT’de neler olup bittiğiyle ilgilenenlerin sayısı o kadar az ki... Halk ilgilenmiyor, medya ilgilenmiyor. Yöneticiler mi ? Onlardan da tıss yok. Herkes izleyici. Uzaktan bakıyor. Kurum ise, kapılmış kontrülsüz sulara, sürükleniyor.
Beyler.... BRT gidiyor.... Nereye gittiği de pek belli değil. Boşlukta. Ama bilin ki, yakın bir gelecekte bir yerlere toslayacak. O zaman da iş işten geçmiş olacak.
Görkemli binası aldatmasın hiç kimseyi. Müdür-personel ilişkileri darmadağın... Müdür-Yönetim Kurulu ilişkileri darmadağın... Bölümler arası ilişkiler darmadağın... Sendika-Yönetim ilişkileri darmadağın...
Personeli birbirine düşürmek, bundan yararlanarak koltuğunu kaptırmamaya çalışan 5-10 kişinin ellerine terkedilmiş koskoca, yılların BRT’si. Yönetim Kurulu çaresiz... Koltuk kapma sevdalısı olanlar hariç, kadrolu personel emeklilik günlerinin bir an önce gelmesi için dua edip, günü kurtarma gayreti içinde. Büyük bir çoğunluğu ‘geçici’ statüde olan personel ise, işini kaybetmeme derdinde. “Birbirinizi yeyin” diyerekten ‘arada bir’ görev yerine uğrayanlar, yahut, arada bir uğrayıp ikinci işi ile uğraşanların da var olduğundan söz etmeden geçmeyelim bu arada...
Bırakın günün koşullarına uygun yeni bir Yasa gereksinimini, 1993 yılından bu yana ne atama ne terfi mekanizması çalıştırılmamış Kurumda. Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin yaptığı tek şey, Kurum’u geçici personelle doldurmak olmuş. Gerisi ve ortaya çıkan sorunlar ise, oraya atanan ve arkasını bazı ilgisiz yerlere dayayan Müdürlerin insiyatifine ve insafına bırakılmış. Sonuç işte ortada. Çıban büyümüş büyümüş sonunda da kansere dönüşmüş. Ama aldıran yok.
Kim kurtaracak, sadece kuruluş yıldönümlerinde hatırlanan bu ‘tarihi’ kurumu ? Atanan Müdürler mi ? Yönetim Kurulu mu ? Mümkün değil... Kurum güya Başbakanlık’a bağlı. Eğer buralardan ciddi bir adım atılmazsa sonuçta neler olacağını kestirmek çok güç. Sonunda, birileri gelir de “Bunu da yüzünüze gözünüze benzettiniz. Çekilin aradan” mı der ? TRT’ye devredilir, BRT de tarihin sayfalarına mı gömülür ? Bilemem artık.... Yoksa asıl istenen bu mu ? Çok merak ediyorum ‘BRT’yi tarihe gömen’ kim olacak diye...