YOK OLMAYA YÜZ TUTMUŞ DEĞERLERİMİZ

Sevgi denen o denli güzel duyguyu parçacıklara ayırıp derin bir kuyuya attığımızı hatırlıyor musunuz ?

"Sevgi-Dostluk-Paylaşmak-Barış- "

         Unuttunuz mu bilmem ama yukarıdaki kavramları kaybedeli aylar hatta seneler oldu.Hepsini birer birer sonsuzluğa doğru atıvermiştik.

         Öncelikle kaybettiklerimizi yeniden hatırlamak için sizlere birkaç tane soru sormak istiyorum.

Sormak istediklerim:

l Sevgi  denen o denli güzel duyguyu parçacıklara ayırıp derin bir kuyuya attığımızı hatırlıyor musunuz ?

l Peki,dostluğunuzu kilometrelerce uzaklıkta kalan ıssız bir yere bırakıp gittiğinizi anımsadınız mı hiç ?

l En son en zaman biriyle bir kutu dolusu çikolata paylaştınız ?

l Barışı kendi çocuğumuzmuş gibi avuçlarımız arasında büyüttüğümüzü hatırlamıyor musunuz?

         -Yukarıda sorduklarımın tümü yüreğinizdeki acılarla dolu o keskin kayalıklar arasında. Yüreğinizin onları bulmanızı beklediğinden eminim... Bana sorarsanız onları kurtarmanın zamanı çoktan gelip geçti bile.                                                                                          * * *                                                                             

         Uzatacağınız minik bir yardım eli belki de onların tekrardan aramızda olmalarını sağlacayacaktır.

I. SEVGİ

         İnsanoğlunun taşımış olduğu en güzel duygulardan biridir sevgi.Bu duyguyu en iyi şekilde taşımasını bilen ömrü boyunca  onunla iç içe yaşamayı kolayca başarabilir.Bana göre bir kimse sevince ve sevilince güzelleşir.Bir insanın gönlünde ne zaman çiçek açar bilir misiniz ?Bunun cevabı çok basit .Bir kimseye ve bir şeye karşı sevgi göstermeye başladığı zaman insanın gönlünde çiçekler açabilir.

         Eskiden adım attığınız her yerde sevgi diye güzel bir duygu vardı.Bugünlerde ‘sevgi’ denen bu güzel duygu bir buz gibi eriyip gitti hayatımızdan...Bunu biliyor muydunuz?

         Aslında sevgi sihirli bir anahtardır.Sevgiyle dolu bir insan önüne  çıkan bütün zorlukları kolayca aşabilir.Sevgiyle dünyadaki her kapıyı açabilirsiniz...İnsanı mutlu kılan da  sevgidir.

Bana göre sevginin dört farklı rengi vardır.Bunlar:

I. Kırmızı: Kırmızı renkli sevgi bizi başka kimselere karşı sıcacık duygular hissetmemize yardımcı olur.

II. Mavi:Mavi renkli sevgi denize karşı duyduğumuz ilgiyi artırır.Bizlere huzur vermediği söylenemez.

III. Kahverengi:Kahverengi renkli sevgi bizleri kır hayatına doğru yöneltir.

IV. Yeşil:Yeşil renkli sevgi doğayla iç içe yaşamamızı sağlar.

          Kırmızı,mavi,kahverengi ve yeşil  hayatımıza farklı boyutlarda renk katmaktadır.Sevginin dört farklı rengi şimdi karanlıklar diyarında bir yerlerde saklı.Onları bulmamız gerekiyor!!Sevginin dört farklı rengini ne görülebilir ne de duyulabilir;sadece hissedilebilir.Bu yüzden onları bulmamız pek te kolay olmayacaktır.Onları bulmak istiyorsanız size minik bir ipucu vereyim.Önce kendinizi sevin daha sonra yaşadığınız yeri,doğayı ve sevimli dostlarımızı.Parçalara ayrılmış sevgi tanecikleri yalnız ve ancak böyle bulabilirsiniz!!!

II. PAYLAŞMAK

         Sizce paylaşmak ne demektir?Paylaşmak... Ne demek olduğunu bile unutmuşsunuzdur kesin.Canlılar arasında gerçekleşen bu şeyi iki kısma ayırabiliriz. Bunlar: a) Somut Kavramları paylaşmak, b) Soyut kavramları paylaşmak.

a) Somut Şeyleri Paylaşmak

         Bugünlerde insalar ‘‘ben’’ değil ‘‘biz’’ olmayı tercih ediyor.Sizce neden?Bunun en önemli sebeplerinden biri de kendi çıkarlarımız. Kimimiz kendi çıkarlarımız uğruna bir lokma ekmeği biriyle paylaşmaktan kaçınıyoruz.

         Erzak sıkıntısı çekildiği zamanlarda insanlar bir paket pirinci ve bir yudum suyu paylaşmaktan mutluluk duyardı.Çıkarlarımızın ön planda olduğu  bu zamanda sadakat,sevgi,dostluk ve iyilik gibi soyut kavramların çoğu dünyamızdan göçüp gitti.Ne kadar kaldıkları hakkında bilginiz var mı sizin?Yok olmaya yüz tutmuş bu kavramları yeniden kavuşabilmek için paylaşmaktan kaçınmamız gerekiyor.Şu koca evrende hep birlikte yaşamamız gerektiğini asla  aklınızdan çıkarmayın!!

         *** Çevrenize baktığınız zaman paylaşmaktan mutluluk duyan canlılardan birkaç tanesini   gözlemleyebilirsiniz.Karıncalar da onlardan biri.Minicik elleriyle gece-gündüz demeden çalışıyorlar.Zor durumda olanlarla bir lokma yemek paylaşmaktan da hiç kaçınmıyorlar.

         b) Soyut kavramları paylaşmak

         Sevinçlerimizi,acılarımızı ve hüzünlerimizi paylaşırsak onlardan sıyrılmamız kolay olabilir.Bunları paylaşmak için  her daim yanınızda olmaktan kıvanç duyan  bir dosta ihtiyacınız var.Bazı insanlar kederlerini insanlarla  diğerleri ise sevimli dostlarımızla paylaşmayı tercih eder.

         ‘‘Paylaşmamız gereken şeyleri çoğu zaman paylaşamıyoruz.Hep kendimizi düşünüyoruz.Başkaları ne içer ne yapar diye düşünmüyoruz.Kimi insan o çok değerli eşyalarını dostlarından değerli görürler.O çok değerli eşyaların sizinle beraber yok olacağından belki de haberiniz yoktur.Avuçlarınız arasındakilerini paylaşmaktan asla vazgeçmeyin.Her güzel şeyin paylaştıkça  çoğaldığını unutmayın!’’

 

                   

 III. DOSTLUK 

         Dostluk denince aklınıza gelen ilk şey nedir?Benim aklıma gelen ilk şey gerçek ve sahte dostluk arasındaki farktı.Gerçek dostluk dürüstlüğe yakın olmakla beraber bencillikten ırak bir yerde yaşar,güvenirliktir,karşılık beklemeden imecede bulunmaktır,her zaman ve her yerde dostunun yanında bulunmaktır.Sahte dostluk plasitkten yapılmış bir oyuncağa benzer.Her ne yaparsanız yapın o oyuncak  elbet bir  gün kırılacaktır.Nietzsche’nin gerçek dostluk hakkında söylediği söz aklıma geldi.O özlü söz şuydu: ‘‘Güller, laleler, karanfiller bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır.Ama gerçek dostluk ne solar, ne kırılır.’’Gerçek dostluk sonsuzluğa doğru uzanır...Dost dediğin kişi iyi gününde kötü gününde yanında olmaktan kaçınmayandır.Bugünlerde ‘dostluk’ diye bir şey kalmadı aslında.Gelecek nesiller ‘dostluk’ denen bu kavramı her yerde arayıp duracaktır;fakat hiçbir yerde bulamayacaklardır.

***

         Ben hep insanların içinde parıldayan bir dostluk ışığının olduğuna inanırım.Geçen günlerde  ışığın yavaş yavaş söndüğünü fark ettim.O ışığı tekrardan parıldatmak isterseniz dostlarınıza sahip çıkın,dostluğunuzu ölümsüz kılmaya özen gösterin!Böylece dostluk ışığınızı tekrardan parıldatabilirsiniz.

IV. BARIŞ

         Barış,daha düne kadar insanoğlunun sahip olmak istedikleri arasında yer alıyordu.Barışın hayatımızdan kaybolmasının en önemli sebeplerinden biri bazılarımızın kin ve nefret denen şeylere bağımlı kalmasıdır.Sevgisizlik,kin ve nefretin birleşimiyle dünyamız her geçen gün barıştan uzak kalıyor.Barış bahçelerinizde sevgiyle yetiştirdiğiniz çiçeklere benzer.Sevgi ve suyun birleşimiyle çiçek gıdasını almayı başarır.Barışı kin ve nefret yerine sevgiyle beslersek filizlenip çiçek açabilir.

         Bazı insanlar hepimizin aynı topraklar üzerinde yaşadığımızın farkında bile değil.Farkında olmalarını istiyorsanız avuçlarınız arasındaki barış tohumlarını onlara armağan edebilirsiniz.                                             

                                                        -SON-

         *** Sevgi,dostluk,paylaşmak ve barış yok olmaya yüz tutmuş değerlerimizden sadece birkaç tanesi.Onların değerlerini ölçmeye çalışırsanız bilin ki onların ölçüsü yoktur.Paha biçilmez bir değerlikte olan sevgiyi,dostluğunuzu,paylaşmayı ve barışı korumak bize düşen en büyük görevdir.Onları kurtarmak için son bir şansımız daha var.Umarım son şansınızı da dikkatli kullanırsınız...                     

 

Sevgiyle kalın . . .

                                              

          

          

          

          

          

          

 

Arşiv Haberleri