Sosyal medyada bir kıvılcımcımla başlamıştı hareket. Ardarda gelen zamlar insanları şaşırtmıştı. Nedense, özellikle de Seyrüsefer Ruhsatlarıydı şikayet konusu olan... Derken, bir sloganla başladı herşey... ‘Yol yoksa seyrüsefer de yok’... Öz’de, “Benden ‘Seyrüsefer Ruhsatı’ adı altında, güya yolların tamiri için para alıyorsunuz ama yollar berbat...” diyordu millet.
Haksız mıydılar ?
Aslına bakarsanız yeni değildi. Yıllardır yapılan birşeydi bu. ‘Seyrüsefer Ruhsatı’ adı altında alınıyor ama toplanan para bambaşka taraflara da aktarılıyordu.
***
Zamlardan herkes şikayetçi... Bu bir gerçek.
İnanılmaz bir hızla artmakta olan araba sayısı, ve buna bağlı olarak toplanan ‘Seyrüsefer Ruhsatı Harcları’ da Hükümetler için güzel mi güzel bir gelir... Bu da bir gerçek...
Yolların yetersizliği, bakımsızlığı, ihmaller, bu konudaki yıllardır süren vurdumduymazlık ?... Bu da bir gerçek...
***
Geçtiğimiz hafta içinde yapılması planlanan eylem, kötü hava koşulları nedeniyle önümüzdeki haftaya ertelendi. Sosyal medyada destek veren yirmi bin’i aşkın kişinin kaçı katılır bu eyleme bilemem. Ama yarısı bile katılsa çok önemli.
Peki, sonuçta ne olacak ? Hükümet geri adım atacak “Zamlardan vazgeçtim” mi diyecek ?... Hiç sanmam....
Buna karşın eylemler devam edecek mi ?... Hiç sanmam...
Seyrüsefer Ruhsatları’nı gerçekten çıkarmayanların sayısı çoğalırsa neler olacak ? Neler olabilir ? Bu tepki sonrasında, -en azından- yollar tamir edilecek mi ?... Hiç sanmam...
***
Benim en çok dikkatimi çeken, değişik kesimlerin, planlanan eylemi, kendi istedikleri noktalara çekme girişimleri oldu...
Eylem’i, genelde siyasi bir hedefi olmayan masum bir eylem olarak görenler de var, sadece toplumsal bir eylem olarak görenler de...
Mevcut iktidara karşı organize bir eylem olarak görenler de var, -biraz komik ama- Türkiye aleyhtarı bir kışkırtma eylemi olarak görenler de...
***
Sözün Özü.....
Bir yandan gerçekler, bir yanda da, tatsız bir sürü gerçek karşısında, (galiba) artık patlamaya hazır bir bomba haline gelen kitleler. Nedeni de o kadar basit ki.... O deve hikayesi var ya ?
Deveye sormuşlar, boynun neden eğri diye. “Nerem düzgün ki ?” diye cevaplamış...
İşte aynen öyle.
Kırmızı alarm
Sinirler bayağı gergindi gene. ABD’nin DRONE’lu (Türkçe adı: İHA) çılgın suikastinden sonra her iki tarafta da eller tetikteydi. İran’da ‘İntikam’ çığlıkları... ABD’de ‘misliyle vururum’ tehditleri derken “Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğine geldik mi en sonunda ?” diyenler de çoktu.
***
‘Paylaşılamayan’ bir bölgenin nerdeyse ortasındayız. “Kavga, Din Kavgası mı aslında ?” bile diyenler oldu zaman zaman. Petrol-Gaz kavgası mı yoksa ? Birileri çıkıp “Yok canım..Sadece ve sadece ‘Hakimiyet Kavgası’, En büyük ben..Ben ne dersem o olur kavgası bu” derse şaşırır mısınız ?
Akdeniz’de, etrafımızda dönenlerden dolayı endişelerimizi dile getirirken, İran’daki olaylar gümbür gümdür geldi gündeme. Ve şimdi, bir soru daha: Oradan buraya da sıçrar mı ?
Tabiat Ana
Herkes olası bir Üçüncü Dünya Savaşı’ndan endişeleniyor da galiba hiç kimse Tabiat Ana’nın gücünü pek de dikkate almıyor. Bir yanda, bir Kıta, üzerindeki canlılarla birlikte yanıp kül olmak üzere... Bu yanda, buzullar bölgesinde, kışın göbeğinde, mevsim normallerinin üzerinde derecelerde sıcaklık var. Yaz mevsimi geldiğinde neler olabileceği kestirilemiyor. Kıbrıs’da bile bugüne kadar pek de alışkın olmadığımız hava koşullarıyla karşı karşıyayız. Kapkara tablolar çizmek istemem ama galiba insanlar birbirlerini yemek için savaşırlarken Tabiat Ana koparacak kıyameti..
Sokak Ağzı
“Yağmur yağıyooor, seller akıyoooor, yetkililerimiz ofislerindeki koltuklarından bakıyooorrrr.” (Nesrin-Lefkoşa)
***
“Seyrüseferden, sigortalardan sonra elektrike de zam gelecek. Yeni bir eylem daha mı demek olacak bu ?” (Murat Karademir)
***
“Merak etmeyin 3.Dünya Savaşı falan çıkmaz. RTE meseleye el koydu. Paniğe gerek yok. (Murat Çaylak-Girne)
***
“Sadece Kuzey’i görüyoruz ama Güney’e de dikkat lütfen... Trodos hatta Baf bölgesi de perişanmış seller ve yollardan dolayı.” (Nusret)
***
“Ofislerdeki devlet memurları için tatil... Peki ya sokaklarda açıklardaki işçiler ?” (Muzaffer Sarı-Lefkoşa)
***
“Bütün sorunları çözdüg gene Facebook’da. Ma ne harikayıg biz da farkındasınız ?” (Hayriye)
***
“İster inanın ister inanmayın. Başbakan ve Yardımcısı sadece ekonomi konuştular Cumhurbaşkanları ile.”
Anlayana
“Bir politikacı koltuğunu kaybetmemek için her şeyi yapar. Hatta vatansever bile olur.” (William Randolph Hearst)