Yönetenlerimizin  ortak özelliği!

Serhat İncirli

Hafif, şeffaf ya da transparan, içinde de azıcık seks olan falan…
Seks okutur değil mi?

-*-*-

Bir gün ülkemizde bir üniversitede, çok ciddi bir konferans yapılacak…
Herkes davetli!
Ama ne yazık ki katılımcılar, konuşmacılar kadar!
5 kişi!

-*-*-

Ertesi yıl yine benzer bir konferans!
Davetiyelere, seksi bazı imajlar eklenmiş!
Okula o seksi imajları içeren afişler asılmış!
Konu da aynı, neredeyse konuşmacılar da!
Katılımcı sayısı 50 kat fazla!
Hepsi maço ve çok üzgünüm hepsi “faşist”!

-*-*-

Evet seks – cinsellik hatta cinsel ayrımcılık da okutur!
Ama bizim işimiz öyle yazılar yazmak değil!

-*-*-

Siyasi yorum yapmaya çalışıyoruz anlayacağınız…

-*-*-

Sahi, Ersin Tatar, Ünal Üstel, Metin Feyzioğlu ve birden aklıma geldi; DAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Erdal Özcenk’in ortak özellikleri nedir?
Yönetenlerimiz!
“Memleketi veya DAÜ’yü iflas ettirdiler” diyebilirsiniz mesela ama değil!

-*-*-
 
Dördünün de milliyetçi camiaya gaz veren “ırkçı ve faşist kanatta” siyaset yapıyor olmaları mesela ortak yanları olabilir mi?
Çok sıkıcııııı!

-*-*-

Bugün Pazar, siyaset yazmayalım!
Çok doğru, katılıyorum!

-*-*-

Erdal bey ve Ünal beyler “mesleki açıdan yakın”…
Doktor, diş hekimi falan…
Ersin abi evrensel bir kahraman; Metin bey, yeni “yöneticimiz”…

-*-*-

İçlerinde bir tek Ersin bey “kel”…
Ötekiler saçlı…
Ünal abim arada bir “meçleştiriyor” gibi duruyor…
Ersin abi olanları ya da kalanları bir kez boyadı, “yakışmadı”; bir daha boyamadı…
Ünal beye gözlükler yakıştı… 
Allah sağlık versin, dördüne de tabii ki…

-*-*-

Metin beyin saçlar gür bu arada…
Zaten Metin bey ötekilerden çok genç…

-*-*-

Kilo sorunları yok…
Ersin bey eskiden bol yürüyüş yapıyordu, şimdi de yüzüyormuş…
Yürüyüş yaptığını  Toroslar’dan takip edyorduk…
“Göründü, görünüyor” falan; vazgeçti galiba!
Sıkılmış olmalı!
Bu yüzden bir İngiltere turu şarttı…
Sahi dedikodu gibi olacak ama Fuat bey bu İngiltere işine çok kızmış, hatta azarlamış kendisini diyor bazı fesat Rumcular ama ben asla inanmıyorum!
Fuat bey değil, Erdoğan bile Ersin abimin gazabından kesinlikle çekinir…
“Bağırma be bağa, bağırma be bağa, bağırma be bağa” desin, eminim ikisi de titrer!
Veya “kızma be bağa, kızma be bağa, kızma be bağa”ydı o ünlü Meclis üçlemesi…
Karıştırdım galiba!

-*-*-

Neyse, dört yöneticimizde de boylar, “ortalama Türk erkeği” kadar…
1.70’ler civarı… 
Normal…
Ersin abimin bacak kısımları, “Tatar” ırkından geliyor ve soyunda daha çok at binenlerin olduğundan hesapla biraz daha eğri gibi duruyor… 

-*-*-

Pazar günü canınızı sıkmanın, uzun uzun yazmanın önemi yok…
Dedikoducu erkekler bir araya geldiğinde, bu dört kişinin “Ortak bir özelliğinden” söz ediyor…
Var bir ortak özellikleri…
Kimisine göre “zaaf”… 
Kimisine göre “hayda bre pehlivan” noktasında sırt sıvazlanması gereken…
Allah başımızdan eksik etmesin efendim!


Ersin abi, bence istifa 
et ve Londra’ya dön

Yalan, yalan, yalan…
Dolan, dolan, dolan…
20 sene oldu, istifa ulan!

-*-*-

Fuat Oktay aramızda…
Veya aramızdaydı…
Geldiğini biliyorum, gitti mi gitmedi mi bilemiyorum…
Takip edemedim…

-*-*-

Ünal abiyle basın toplantısı yaptılar, dinledim, sonra yazılı basınımızdan da söylediklerini okudum…
Hep aynı şeyler…
Para verecekler, yol yapacaklar, hastane inşaatına başlayacaklar ve bir de Mağusa’ya ilahiyat kolejciği inşa edecekler…
Haaa 26 okul yapılacak toplamda falan…

-*-*-

E haliyle aklıma en baştaki slogan geldi…
Bunca yıldır tekrarlanan aynı vaatler…
Çoğu yalan çıkıyor ne yazık ki!

-*-*-

Neyse!
Bu kez farklı bir şey vardı; KKTC’nin adını değişme gereği duymadı…
Demek ki “KKTC”de kaldık!
Ve “Külliye” demedi…
İçinde parlamentosu, başkanlık şeyisi falan bulunan binalar birleşkesi gibi bir ifade kullandı.
“Yerleşke” de demedi…
Her halde, “yerleştirme”den gelen bu kelimeyi de kullanmak istemedi…
Türkiye, KKTC’ye “yerleştirirmiş” olmasın diye olabilir!

-*-*-

Haaa bir de yepiz yeni laf etti…
“İnşallah KKTC’yi, Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olarak da göreceğiz” dedi…
KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olsa ne olur, olmasa ne olur ama bu garip propagandik ve de sorry ama dandik ifade bir yana; KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üyeliği, BM üyeliğinden geçiyor!
Yani o yol bozuk!
Hatta bozuk değil, tamamen kapalı!

-*-*-

Geçtik!
Oktay’ın karşılama törenini izledim…
Maşaallah, protogolos hep orada!
Kalabalık da hiç fena değil!

-*-*-

Birkaç saat sonra Londra Gazisi, şahadetin sınırından dönen Ersin abim Ercan’a geldi, bir Zorlu abi bir de Fikri abi…
Kimse karşılamaya gitmemiş…
Bir iki da komutan gördüm…
Ötekiler, eşi, danışmanları ve “parmak veriş şekillerinden” anladığım kadarı ile ülkücü bazı gençler… 

-*-*-

Yani demek istiyorum ki, “ayıp”!
Oktay’ı “kullumakka zurnakka karşılıyorsunuz, Ersin abimi resmen rezil rüsva ediyorsunuz!”

-*-*-

Ersin abime, Makarios’un sürgünden dönüşü veya KKTC’nin ilan edildiği gün gibi bir karşılama töreni yapmak için öyle bir uğraştılar, öyle bir uğraştılar ki; ben sandım, “Birinci Ercan binası” dayanamaz ve kesin yıkılır!

-*-*-

Katılan insan sayısını askerlik tecrübeme dayanarak (ki o tecrübe Ersin abimde yoktur) saymaya çalıştım…
Al danışmanları ve Sibel hanımı dışarı; çek Zorlu abiyi, Fikri abiyi ve komutanları kenara, kaldı geriye 50 kişi!
Tamam, kızmayın, 50 değildi…
100 kişi diyelim!
Yok yok, ben Rumcu hain bir yalancıyım, 150 yaptım!
Hatta dilerseniz 250 kişi de yaparım!
Bu mu koskoca RokeTatar’ı karşılamaya giden insan sayısı!
Ve içlerindeki “Kıbrıslı” oranı yüzde 31 bile değil!
En fazla yüzde 3.1! 

-*-*-

Rezil olmak mı desem, fiyasko mu desem, artık seni temizlediler Ersin abi, bence istifa et ve Londra’ya dön…
Vallahi kimse seni eleştirmeyecek!
Kimse gık bile demeyecek!
Golcülüğünü özleyeceğiz o kadar!!
Çünkü senin gibi kafa golü atan, havada uçan, bol bol sosyal medya kullanan bir cumhurbaşkanımız hiç olmamıştı…
Hatta Rauf Denktaş çok espriliydi, şakacıydı, nüktedandı ama senin kadar bizi güldürememişti!

Eşit egemen devletin cumhurbaşkanı Nicos Hristodulidis Londra dönüşü Larnaka Havaalanı’nda, Kıbrıs’ta okuyan bir grup Yunanistanlı – Altın Şafak üyesi faşist genç tarafından karşılandı… (İstifa et Tatar, danışman ordun dışında sevenin de – sayanın da - karşılayanın da kalmadı…)