CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu:
“Eroğlu’nun öneri ve takındığı tavırlar çözümsüzlüğü derinleştiriyor”
· Yorgancıoğlu: “Liderler bir kez daha tarihi sorumluluklarını üstlenerek çözüm yönünde gerçek irade ortaya koymalıdır”
· “Rum liderliği kapsamlı çözüm öncesinde petrol ve doğal gaz araştırmalarını durdurmalı”
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG), Kıbrıs sorununa federal bir çözüm bulmak için BM gözetiminde iki lider arasında yürütülen görüşmelerin giderek çıkmaza sürüklendiğini belirterek, liderleri “tarihi sorumluluklarını üstlenerek çözüm yönünde gerçek irade ortaya koymaya” davet etti.
CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu konuyla ilgili yazılı açıklamasında, “müzakereleri daha 1.5 yıl önce tüm dünya tarafından çözüme çok yaklaşıldığı kabul edilen bir noktadan devralan Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, peş peşe yaptığı hatalar ile Rum tarafının eline süreci erteleme ve Türk tarafını suçlama fırsatlarını altın tepsi içinde sunduğu” görüşünü dile getirdi.
“EROĞLU, TÜM MÜZAKERELERİ ÖZEL TEMSİLCİSİNE HAVALE ETMİŞTİR”
Yorgancıoğlu, “Sayın Eroğlu yasalar tarafından kendine verilen sorumluluğu doğrudan üstlenmek yerine tüm müzakereleri özel temsilcisine havale etmiş bir görüntü sergilemektedir. Halkımız Cumhurbaşkanı’nın çözüm konusunda hangi görüşte olduğunu, tıkanıklıkları çözmek için ne gibi görüşleri olduğunu bilmemekte ve bu konularda tamamen karanlıkta tutulmaktadır” dedi.
Yorgancıoğlu, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu, “müzakerelerde sadece çapraz oy ile egemenliğin tanımı konularında ağırlığını koymak ve burada da çözümü zorlamayı değil, çözüm karşıtı güçleri tatmin ederek bunların getirdikleri eleştirilerden kurtulmayı hedeflemekle” suçladı.
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DERİNLEŞTİRİYOR
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bu adımları atarken Türk tarafının siyasi eşitlik gibi hayati ilkelerindeki pozisyonlarına herhangi bir artı değer katmazken tam tersine bunlarda erozyona uğramasına da neden olduğunu iddia eden Yorgancıoğlu, “Cumhurbaşkanı’nın sorunun çözümüne yardımcı olmak yerine masadan kalkan taraf olmamak amacıyla genelde mevcut yapıyı korumak, bazan da şimdiye kadar geçmişte varılan anlaşmaları geriletmek veya ortadan kaldırmak için sunduğu öneri ve takındığı tavırlar çözümsüzlüğü derinleştirmektedir” dedi.
Görüşmelerin selameti açısından gizlilik ilkesine sadık kalacağını beyan eden Cumhurbaşkanı’nın, dün müzakerelerden döner dönmez vatandaşlık konusunda ne talep ettiğini basına alenen açıklamasının müzakere tarihinde bir ilk olduğunu ve bu durumun zaten sorunlu olan müzakere masasını daha da sorunlu hale getirdiğini de savunan Yorgancıoğlu, şöyle dedi:
BAŞKA ÇEVRELERİN TATMİNİ
“Cumhurbaşkanı bugüne kadar Güç Paylaşımı ve Yönetim, AB, Ekonomi, Mülkiyet ve Toprak konularında birçok görüşme gerçekleştirmiş olmasına rağmen bunlarda neler talep ettiğini veya neler önerdiğini kamuoyuna bu şekilde açıklama ihtiyacı hissetmemiştir. UBP hükümetinin on binlerce yeni vatandaş yapmak istediği artık bilinen bir gerçek olduğu ve halkımızın büyük tepkilerine rağmen Cumhurbaşkanı’nın da buna sessiz kalarak onay verdiği bir ortamda Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklama Sayın Eroğlu’nun önceliğinin müzakerelerin başarısı değil başka çevrelerin tatmini olduğunun yeni bir göstergesidir.”
“CUMHURBAŞKANI TALAT DÖNEMİNDE…”
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Türk tarafını çözümü zorlayan taraf olmaktan çıkarmasının zaten çözümü uzun vadeye yayarak Türk tarafının hata yapmasını beklemek ve AB yolu ile Türk tarafına baskı kurmak stratejisi olan Rum Lider Hristofyas’ı daha da keskin politikalar takip etmek yönünde cesaretlendirdiği görüşünü de ortaya koyan Yorgancıoğlu, Cumhurbaşkanı Talat döneminde Doğu Akdeniz’de Kıbrıs sorunu çözülmeden doğal gaz konusunda ileri adım atmaktan çekinen Hristofyas’ın gelinen aşamada bu adımları atmakta bir sakınca görmediğini ifade etti.
RİSKLER YARATMAK YERİNE…
Yorgancıoğlu, Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözüm sürecini olumsuz etkileyecek şekilde petrol ve doğal gaz arama çalışmalarında ısrar etmesinin yalnız Kıbrıs’ta değil, Orta Doğu’nun bütününde gerginliği artırmakta olduğunu; bu anlayışla Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasındaki gerginliğin artması yanında Kıbrıs-Türkiye, Türkiye -Yunanistan, Türkiye -İsrail ve başta Mısır olmak üzere Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerileceğinin de ortada olduğunu kaydetti.
Yorgancıoğlu, liderleri “görüşme masasında anlaşmazlık noktalarını Kıbrıs sorununun çözümünün önüne engel olacak şekilde büyütmek ve Kıbrıs ile Doğu Akdeniz bölgesine boyutları belli olmayan riskler yaratmak yerine sorunun çözülmesi halinde ortaya çıkacak büyük resmin her iki halka sağlayacağı faydaları halklarına sunmak için” göreve davet etti.
PETROL VE DOĞAL GAZ ARAMALARI DURDURULMALI
Kıbrıs sorununun çözümünü kolaylaştırmak ve bölgede gerginliğe neden olmamak için Rum liderliğini kapsamlı çözüm öncesinde petrol ve doğal gaz araştırmalarını durdurmaya çağıran Yorgancıoğlu, ekim ayında yapılacak ve müzakere sürecinin geleceğini belirleyecek New-York zirvesinin gaz ve petrol gerginliğinin gölgesinde geçmemesi gerektiğini, bu konuda Rum Lider Hristofyas’ın üzerine düşen sorumluluğu gecikmeden yerine getirmesi gerektiğini de vurguladı.
“KIBRIS TÜRK HALKI ÜZERİNDE YARATTIĞI…”
Yorgancıoğlu, şunları kaydetti: “CTP-BG, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu ise çözümsüzlüğün şimdiye kadar Kıbrıs Türk halkı üzerinde yarattığı ekonomik, sosyal ve toplumsal olumsuzlukları gözeterek müzakere etmeye bir kez daha çağırmakta; 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olmamızdan kaynaklanan haklarımızdan hareket ederek kurulacak federal yapıda 23 Mayıs ve 1 Temmuz 2008 liderler ortak açıklamalarında belirtilen şekilde bir anlaşma için daha aktif politikalar üretip uygulamaya davet etmektedir. Kıbrıs Türk tarafının aksi ve ayrılıkçı bir anlayışla hareket ederek eski politikalara geri gitmesi uluslararası alanda yeniden çözüm istemeyen taraf olarak algılanmamıza ve Rumların tek yanlı AB üyeliğini elde etmelerine yol açan süreç gibi söz konusu doğal kaynaklar konusunda da hak iddia etmemiz mümkün olmayacağı bir ortamı doğuracaktır.”
Yorgancıoğlu, “CTP-BG her iki lideri ortak vatanımız olan Kıbrıs’ı sorunlarla değil çözüm ve fırsatlarla anılan bir ülke haline getirmek için daralmakta olan fırsat penceresini kapanmadan kullanma yönünde davranmaya, halkımızı da bu yönde iradesini artık daha güçlü şekilde ifade etmeye çağırmaktadır” diye ekledi.