Yüksek Mahkeme’de yeni bir dönem başladı dün.
Mahkeme başkanlığına atanan Şafak Öneri, yeminini etti, görevine başladı.
Hukukun üstünlüğü ve adalet adına başarılı bir dönem olması en önemli temennimiz, kuşkusuz.
Sayın Öneri’ye başarılar diliyoruz.
Yüksek Mahkeme Başkanı’nın, aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu Başkanı da olması sebebiyle, bir vatandaş olarak YSK’dan bir beklentimi de yeni başkana buradan iletme ihtiyacı duydum.
Son seçim deneyimimiz olan Yerel Seçimler, sonuçların açıklanma şekli ve hızı açısından maalesef tatminkâr olmaktan uzaktı.
Hele de önceki hafta sonu Türkiye’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının açıklanma şekli ve hızını referans olarak aldığımızda...
Türkiye, tam 81 ile sahip kocaman bir ülke.
Ve de bu ülkenin doğu bölgelerinin hatırı sayılır bir kısmı, pek çok diğer anlamda olduğu gibi iletişim olanakları anlamında da neredeyse ‘mahrumiyet bölgesi’ olarak tanımlanabilecek durumda.
Ancak buna rağmen seçim sonuçlarının tabiri yerindeyse ‘yıldırım hızıyla’ açıklandığı bir seçim izledik 10 Ağustos’ta.
Oy verme işleminin ülke genelinde 17.00 itibarıyla sona erdiği Türkiye’de, yasa gereği 18.00 ile 21.00 saatleri arasında seçim sonucu açıklama yetkisi sadece Yüksek Seçim Kurulu’ndayken, YSK diğer kaynakların yayın yasağını tam 2 buçuk saat erken bir biçimde, yani saat 18.30’da kaldırdı ve sonuçların etkin bir biçimde duyurulmasına olanak sağladı.
Yayın yasağı kalkar kalkmaz da sandıkların yarısının sonuçları son derece sağlıklı şekilde kamuoyunun bilgisine getirilir haldeydi.
Oysa bizim ülkemizde, Haziran ayında yapılan yerel seçimlerin sonuçları çok gecikmeli biçimde vatandaşa ulaşabildi.
YSK’nın uyguladığı yayın yasağını kaldırmakta çok gecikmesi, sonuçları aktaran yayın kuruluşlarını ciddi anlamda sıkıntıya soktuğu gibi, bu kuruluşların kendi olanaklarıyla elde ettikleri sonuçları, ilgili yasayı delmemek adına ‘garip’ sayılabilecek yöntemlerle vatandaşa aktarmaya çalışması da aynı şekilde ‘garip’ görüntülere sebep verdi.
YSK’nın bizzat kendinin sağladığı bilgi akışının da etkin olmaması nedeniyle, sadece 5 ilçesi bulunan küçücük bir ülkenin 28 belediyesinin başkanlarının kim olduğunu öğrenebilmemiz, saatler sürdü.
Oysa Türkiye’nin ‘mahremiyet bölgeleri’ dediğimiz bölgeleriyle kıyaslandığında çok daha aktif ve hızlı iletişim olanaklarına sahip bir coğrafyada, vatandaş sonuçları çok ama çok daha erken öğrenebilmeliydi.
Yeni Yüksek Mahkeme Başkanı Sayın Şafak Öneri’den naçizane beklentim, bir sonraki seçimimiz olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde YSK’nın daha hızlı ve etkin bir veri akışına olanak sağlamasıdır.