Stella Aciman
Hayatımızın bir döneminde muhakkak onlarla karşılaşırız. Kâh bir iğne yaptırmak için, kâh bir ameliyat öncesi veya sonrası, kâh bir doğumda… Onlar hastanelerin cefakâr, fedakâr melekleri. Çiğdem Örsdemir Tavukçu da onlardan biri. Yüksek hemşire… Devlet Hastanesi’nde kadın doğum hemşiresi olarak çalışıyor.
EBE-HEMŞİRE FARKLI
Kendinizi tanıtır mısınız?
Çiğdem Örsdemir Tavukçu adım. 1984 doğumluyum. Lise eğitimimi Mağusa’da Namık Kemal Lisesi’nde tamamladım. Daha sonra GATA’ nın (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) sınavlarına başvurdum, kazandım. Zor bir dört yıl geçirdim orada. Hemşirelik mesleğini hiç tanımadan, bilmeden, araştırma yapmadan okula girmiştim. Aslında avukat olmak istiyordum. Biraz da ailenin etkisi olsa gerek.
Kaç yıl okudunuz Gata’da?
Dört yıl okudum. Bitirdikten hemen sonra Kıbrıs’a döndüm. Burada da sınavlara girdim ve üç ay sonra Devlet Hastanesi’nde kadın-doğum hemşiresi olarak işe başladım. İşte o zaman hemşireliğin ne olduğunu anladım.
Sonra…
3 yıl hastanede çalıştıktan sonra YDÜ’de kadın, doğum üzerine mastır yaptım.
Bir hemşirenin görevleri nelerdir?
Şu anda ebe-hemşire diye bir kavram tam olarak yok. İkisi de farklı kavramlar. Ebe, gebe kalma süresinden başlayarak anneyi doğuma hatta doğum sonrası 40 güne kadar takip eder. Hemşirelik ise daha geniş kapsamlıdır. Bireyleri hastalıklardan korumadan başlayarak, hasta olanların hastalığının iyileştirilmesinde geniş bir rol oynayarak topluma hizmet eder.
Siz doğumlara giriyor musunuz?
Evet, giriyorum ama doğumu ben yaptırmıyorum. Annenin doğuma hazırlanmasını sağlıyorum. Bebeğin ilk doğduğu an yanında ben oluyorum. Bebeğin aspirasyonunu, ilk nefesini, ağlamasını sağlıyorum, aşısını yapıyor ve kordonunu kesiyorum.
K AŞISI
Ne aşısı yapıyorsunuz?
K vitamini yapıyoruz çünkü bebeklerde K vitamini yeterli değildir. Bebekte kanama sorunu olmasın diye yapılıyor. Bu iğne pıhtılaşmayı sağlıyor.
Siz doğum yaptırabilir misiniz?
Yasalardan dolayı burada yaptıramıyorum. Kadın doğum mastırı yaptığım için Türkiye’deki yasalara göre hem doğum yaptırabilirim hem de hemşirelik okulu öğrencilerine doğumu öğretebilirim. Buradaki yasalarda ‘sadece ebe doğum yaptırabilir’ diye geçiyor. O yüzden ben doğum yaptıramıyorum çünkü ben ebe değilim. Ama doğumun tüm evrelerini bir ebeden çok daha iyi biliyorum.
Yani aslında siz bir doğum yaptırabilirsiniz diyebilir miyiz?
Evet, Türkiye’de yaptırabilirim ama burada yaptıramam çünkü yasalar böyle diyor.
DOLUNAYDA DOĞUM ZOR
Kıbrıs’ta çok doğum oluyor mu?
Tabii çok var, özellikle bu mevsimde… Yaz mevsiminde ise çok düşük oluyor. Mesela bir ay önce çok, erken doğum tehdidi vardı. Mevsimsel olarak bu tür şeyler oluyor. Mesela dolunayda doğumlar çok ve zor olur. O yüzden gece nöbetlerime giderken dolunay var mı diye bakarım. Bilimsel bir açıklaması var mı, yoksa evrenin gücü mü bilemiyorum ama bu durumlar bizim yaşadığımız gerçekler.
Doğuma gelen kadınların tepkileri nasıl olur?
İlk doğumunu yapan bir kadınsa çok heyecanlı oluyor. Yanında aileden en az 8-10 kişi vardır. Onlar kadından çok daha heyecanlıdırlar. Kadın can derdine düşmüştür, korkusu vardır. Aile ise daha paniktir, koşa koşa gelirler. Biz onları da sakinleştiririz. Bu arada kadının muayenesi yapılır. Kadınlarda genelde korku vardır çünkü biz okumuyoruz, araştırmıyoruz. Komşular, ‘benim doğumum şöyle zor olmuştu’ diye hep kötüyü anlattıkları için doğal olarak doğuma gelen kadında da korku oluşuyor.
EN ZOR İŞ HASTA YAKINLARINI SAKİNLEŞTİRMEK
Çok çığlık atan oluyor mu?
O kasılmalar geldiğinde çığlık atmamak tabii ki mümkün değil ama bizim kadınlarımız doğum üç saat sürüyorsa o üç saat çığlık atar. Yani o kasılmaların arasında dinleneyim, nefes alayım diye düşünmezler. Çünkü o kasılma aralarında kadın normal hayatına dönebilir, su içebilir, sohbet edebilir. Tabii o arada hasta yakınları da telaşa kapılır. Aslında bizim en zorlandığımız şey aile yakınlarıyla uğraşmaktır, çünkü onlar hastayı çok panik ederler.
Doğumu anlatır mısınız?
Hasta doğum için geldiği andan itibaren takibini yapmaya başlarız, eksik tahlilleri varsa onları yaptırırız. Doğumda hastanın en büyük korkularından biri doğum masasıdır, en zor safha ise sancı safhasıdır. Hastayı o anda rahatlatmak gerekiyor ki bizler de bunu yapıyoruz.
Aynı anda 2-3 doğum olabiliyor mu?
Tabii oluyor… Bizim doğumhanemiz iki hasta kapasitelidir. İki hastayı aynı anda doğurttuğumuz çok olmuştur, hatta doğumhaneye yakın olan sancı odamızda da doğum olduğunda iki tarafa birden aynı anda koşturduğumuz da çok olmuştur.
Doğumda epidural kullanılıyor mu?
Sezaryen olursa kullanılıyor. Normal doğumlarda eğer bir endikasyon yoksa yapılmıyor. Mesela epilepsi hastası olabilir; çok fazla sancı çekmemesi için anesteziyle irtibata geçiyoruz.
SEZARYEN %35, NORMAL DOĞUM %65
En çok normal doğum mu, yoksa sezaryen mi oluyor?
Bu konuyu iki yıl önce, bir yıllık doğum kayıtlarından araştırdım, bilimsel olarak söyleyeyim. Sezaryen %35, normal doğum %65 diyebilirim. Dünyada istenen doğum istatistiği de bu yöndedir.
Peki, cinsiyet…
%50-50… O dönemde bu durum çok dikkatimi çekmişti, meğerse dünya genelinde de aynıymış.
Doğuma girdiğinizde ne hissediyorsunuz?
Her doğumda aynı heyecanı yaşarım. Anneler için ayrı bir heyecan ama bizim için de ayrı bir heyecan oluyor, çünkü bir can ortaya çıkıyor. Her doğumda ‘aman çocuğa bir şey olmasın, anneye bir şey olmasın’ korkusunu yaşıyorum. Benim gibi doktorlar da dâhil herkes bu heyecanı ve korkuyu hisseder o anda. Bizler çok riskli bir iş yapıyoruz, o yüzden çok özenli davranıyoruz. İnsanlar bizleri çok soğukkanlı olarak görürler dışarıdan ama bizlerin de elimizin, ayağımızın titrediği çok anlar olmuştur.
*********************************
Hastaneye doğuma gelenlerin geçmiş kontrolleri hastanede mi yapılıyor?
Bizim en çok takibini yapmadığımız ansızın doğuma gelen hastalar zorluyor. Bize gelen hastaların çoğunun kontrolleri olmamıştır. Biz illa hastaneye kontrole gelsinler demiyoruz ama kontrolleri olsun istiyoruz. Yani doğumda biz neyle karşılaşacağımızı bilmek istiyoruz. En basiti doğumda bir kanama olabilir. Kaç aylık gebe olduğunu bilmeyen hastalarla karşılaşıyoruz. Mesela bulaşıcı bir hastalığı olabilir hastanın ama tahliller olmayınca bilemiyorsunuz. Yani bizi en çok bu belirsizlikler çok zorluyor.
Peki, böyle bir durumda ne yapıyorsunuz?
En kötüsünü düşünüyoruz, kanı çok düşükmüş, bulaşıcı bir hastalığı varmış gibi düşünüyor, hazırlıklarımızı bu duruma göre yapıyoruz. Sonuç olarak bir can doğacak, anneyi ve bebeği riske atamayız ama anne bebeğini tahlillerini ve kontrollerini yaptırmayarak riske atabiliyor.
*****************************************
ÇOCUK YAŞTA DOĞUM VE SEZARYAN
Doğum sonrasını anlatır mısınız?
Bizlerin en korktuğu dönem doğum sonrası, ilk 24 saattir çünkü asıl kanamalar başlayabilir bu dönemde. O yüzden hastayı ilk 24 saat sıkı kontrolde tutarız. Geç doğum sonu kanamalar da beklenir tabii bunlar da 40 gün beklenir.
Çocuk yaşta doğum oluyor mu?
Maalesef böyle birkaç vaka ile karşılaştık. 13-15 yaşlarındaydılar.
Devlet Hastanesi’nde kürtaj yapılıyor mu?
Hastanede isteğe bağlı kürtaj yapılmıyor. Ama bebek anomaliliyse, anne karnında ölmüşse, anormal bir kanama varsa müdahale ediliyor. Yoksa ‘ben hamile kaldım, kürtaj olmak istiyorum’ diye bir şey yok.
Devlet Hastanesi’ne doğum yapmaya kimler geliyor?
Çok bilinçlilerin yanı sıra bilinçli olmayanlar da geliyor. Hastane tam teşekküllü, yoğun bakıma kadar her şey var. Olası bir aksilikte müdahale olanağı fazla… O yüzden bilinçli bir hamile burayı tercih ediyor.
Mesleğinizi seviyor musunuz?
Evet, seviyorum ama zaman zaman da ‘nerden seçtim bu mesleği’ diyebiliyorum. Çalışma koşullarımızdan, sosyal hayatımızdan dolayı biz genel olarak çok mutlu bir meslek grubu değiliz. İşimi seviyorum ama evime çok yorgun geliyorum, zaman oluyor işime de yorgun gidiyorum çünkü evimin de işini yapmak zorundayım. O yüzden hemşireler görüntü olarak çok çabuk yıpranırlar. Boşanmanın çok olduğu bir meslektir hemşirelik.