Covid19 vakalarında giderek artan yerel bulaş yurttaşlarda derin endişeler yaratmaktadır. Henüz resmi bir ‘Evde kal’ çağrısı ve yeniden uygulaması yapılmadı ama risk hisseden yurttaşlar günlük yaşamında kendi kendini tecrit ediyor.
Bu durum devam ederse 11 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerine seçmen katılımı çok düşük oranda, örneğin yüzde elli dolayında olabilir; böylesine bir katılım oranındaki seçimin sonucu demokrasi açısından sorgulanabilirdir. Dolayısıyla, seçmenin sandığa gitmesini cesaretlendirecek önlemlerin şimdiden alınmasına ve seçmenlerle paylaşılmasına ihtiyaç var. Hükümetin ve Yüksek Seçim Kurulu’nun, tıp örgütleri gibi ilgili ve bilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte çalışarak önlemleri saptaması ve uygulayabilecek örgütlenmeyi düzenlemesi için bir startejik planlama yapmasında fayda var. Seçmenin endişelerini giderecek ve sandığa gitmekten çekinmeyecek bir seçim günü iklimi yaratılmalı…
Bu bağlamda neler yapılabilir? CB seçimi, oy kullanım süresi dolduktan sonra oyların tasnifi, sayımı, kayıtlandırılması ve oy pusulaları ile kayıt evraklarının İlçe Seçim Kurullarına teslimi işlemlerinin en fazla bir saat içinde yapılabildiği bir seçimdir. Bunu bir fırsat olarak kullanıp, oy kullanma süresi en azından üç-dört saat uzatılabilir. Böylece, seçmenlerin oy kullanma amacıyla sandıklarda uzun kuyruklar oluşturması ve dolayısıyla sosyal mesafe derdi uygulamada asgariye inecek. Sandık önlerinde biriken seçmenlerin pandemiye karşı maske takmaması, takmışsa bile kurallara uygun takmaması ve sosyal mesafeye dikkat etmemesi nedeniyle tartışmalar yaşanması olasılığı yüksektir. Çıkacak tartışmalara polisin ve sandık heyetinin muhataplığı da soğukkanlılıkla olmazsa, tartışma boyutu kolayca büyüyebilir, üzücü durumlar yaşanabilir. Özellikle risk yaş grubu seçmenler için bu konular ciddi sorundur ve sandığa gitmemelerinin esas nedeni olabilir. Dolayısıyla, oy kullanım süresinin uzatılması bu sıkıntıyı büyük oranda giderebilecektir.
Oy kullanımının mühür ile yapılması durumunda, seçmenlerin mühürle teması Covid19 bulaşı için riskli bir uygulama olacaktır. Seçmenin desteklediği adayı tükenmez kalemle işaretleyerek oy kullanması, oy pusulası ile birlikte seçmene bir kullanımlık plastik eldiven verilmesi, oyunu işaretleyeceği tükenmez kalemin de dezenfektan dolu bir tüp içinde muhafazası edilmesi riskleri sıfırlayabilecektir.
Risk yaş grubunun tümü için değilse bile, örneğin seksen yaş üstü seçmenler ve engelli seçmenler için her belediye bölgesinde ayrı bir sandık heyeti oluşturulması ve heyetin bu seçmenlerin adreslerine gidip oylarını kullanmalarını sağlanması da hem sağlık açısından hem de seçime katılma oranını yükseltmek, yani demokrasiyi açısından yerinde olur. Ayrıca, her sandık bölgesindeki sokaklar, muhtarların da katkı ve katılımcılığı alınarak, örneğin iki gruba ayrılır; bir grubun öğleden evvel, diğer grubun da öğleden sonra oy kullanmaya gelmesi tavsiye edilebilir.
Sadece bu seçim maksatları için, sandık heyetlerinin oluşumuna parti temsilcileri dahil edilmesin, partilerin oy kullanımını ve sayımını izlemesi için sandık gözlemcileri yeterli sayılsın. Oy kullanım sürecinde de sandık çevresinde kişilerin dolanmasını önlemek için oy kullanacak seçmen ve görevliler dışında kalan kişilerin seçim sandığına örneğin yüz metreden daha yakın bir mesafede durması engellensin. Belki abartılı gibi görülecek ama seçimden bir gün önce uygulamaya giren seçim faaliyeti yasakları sokağa çıkma yasağı olarak da uygulansın ve seçim günü de oy kullanım süresi sona erene kadar sürsün. Sadece oy kullanacak olanların seçim günü sandığa gidip, evine dönemesine izin verilsin; bir de sandık görevlilerine yiyecek ve benzeri ihtiyaçlar için hizmet verecek olanlara belgeli izin verilsin. Basın mensupları, adaylar ve eşleri doğal olarak izinli olacak; ayrıca adayların her belediye bölgesinde isimleri önceden polise bildirilmiş örneğin azami beş kişilik ekipleri de özel izinli olsun…
Bu önerilerin eksiği artığı irdelenir ve uygulama için geliştirilirse 11 Ekim’de Covid19 bulaşına rağmen toplumun genel ve bireysel sağlığının korunduğu, dertsiz, tasasız, tartışmasız ve Kıbrıslı Türklere yaraşır bir seçim günü yaşanır; demokrasi açısından sorgulanmayacak bir seçmen katılım oranı da sağlanmış olur.