Orianna Falaci, “Bir Adam” adlı kitabında Yunan Cuntasına karşı direnen Aleksandros Panagoullis’i anlatır. Ona hayrandır, hatta aşık. Panagoullis’e olan hayranlığı, Yunan Cuntasının güçlü lideri başbakan Yorgos Papapdopoullos’u öldürmek üzere başarısız bir suikast düzenledikten sonra hapse atılmasının ardından işkenceye dayanması ve Cunta karşıtı mücadelenin adeta sembolü haline gelmesindendir. Panagoullis’in 1968 yılında Papadopoullos’un arabasının geçeceği yola döşediği patlayıcılar az bir gecikmeyle patlatılınca suikast başarısız olmuş ve Panagoullis olay yerinde mayolu haliyle (denizden kaçacağı için) yakalanmıştı. Hapse mahkum olan ve çeşitli işkencelerden geçirilen Panagoullis’i hapiste ziyaret eden Orianna Falaci, bu ziyareti esnasında yakışıklı direnişçiye aşık olur ve “Bir Adam” adlı o güzel kitabı yazar.
İnsan hakları savunucusu bir gazeteci ile Cuntaya karşı direnen genç adamın romantik hikayesi bir yana, suikast girişiminin yakın dönem Kıbrıs tarihine damgasını vuran bambaşka boyutları vardır. Panagoullis’e Yunan Cunta şefini ortadan kaldırmak için yardımcı olan Kıbrıs içişleri bakanı Polikarpos Yorgacis’ten başkası değildir. Panagoullis, 21 Nisan 1967 tarihine iktidara el koyan Yunan Cuntasına karşı direnen pek çok direnişçiden biridir. Fakat diğerlerinden farklı olarak onun yolu Kıbrıs’a düşer. Atina’da okuyan bir Kıbrıslı Rum öğrencinin yardımıyla -pasaportunu Panagoullis’e verir- Kıbrıs’a kaçarak saklanan Panagoullis’in peşine düşen Yunan İstihbaratı, dönemin içişleri bakanı Yorgacis’ten Panagoullis’in görüldüğü yerde yakalanmasını ister. Yorgacis, Panagoullis’in yakalanacağına dair Yunanlılara söz verir. Ne var ki, Yorgacis Panagoullis’i yakalamadığı gibi, onu şahsi koruması altına alır ve Yunan Cunta Şefi Yorgos Papadopoullos’u ortadan kaldırmak için birlikte çalışmaya başlarlar. Panagoullis Kıbrıs’ta bomba ve patlayıcı eğitiminden geçirildikten sonra Yorgacis’in tedarik ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ve sahte bir isimle Yunanistan’a geri döner. Atina’yı sık sık ziyaret etmeye başlayan Yorgacis, bir yandan Cunta Şefi Papdopoullos’u ziyaret ederken, diğer yandan da gizlice Panagoullis ile buluşuyor ve suikast planı üzerinde çalışıyordu. Plana göre, Cunta Şefinin hafta sonu tatiline gitmek için kullandığı yola patlayıcılar yerleştirilip arabası havaya uçurulacaktı. Patlayıcıları Yorgacis tedarik edecekti. Gerçekten de bir süre sonra Yorgacis Kıbrıs diplomatik çantasıyla Atina’ya patlayıcı gönderdi. Suikast için her şey hazırdı.
13 Ağustos 1968 tarihinde Panagoullis, Papadopoullos’un geçtiği yola bir gece önceden yerleştirilen patlayıcıları patlattı ama geç gelen ve oldukça etkisiz olan patlama Papadopoullos’a en küçük bir zarar bile vermedi. Panagoullis olay yerinde yakalandı. Arkadaşları ise yapılan baskınlarla tutuklandı. Mahkeme karşısına çıkarılan Panagoullis yargılanma sürecini tam bir direniş sahnesine dönüştürdü. Cuntaya meydan okudu ve “beni öldürün, özgürlük savaşçısının en güzel türküsü ölümdür” diye haykırdı. Panagoullis daracık bir hücreye atıldı. 1973 yılında aftan yararlanarak dışarı çıktı. Cuntanın yıkılmasından sonra (1974) milletvekili seçilen Panagoullis, 1976 yılında bir trafik kazasında öldü.
Suikastın diğer ucunda yer alan Yorgacis ve onun şahsında Kıbrıs için gelişmeler bambaşka bir seyir izledi. Yorgos Papadopoullos Makarios’a Yorgacis’in derhal görevden alınması gerektiğini bildirdi. Bu kolay bir karar değildi. Yorgacis son derece güçlü bir adamdı. Gücü, yerin üstüyle (siyasetle) sınırlı değildi, yerin altına da uzanıyordu. 1960’lı yılların başında örgütlediği AKRİTAS teşkilatının komutanıydı. EOKA savaşçıları ona hayrandı. Polis gücü bütünüyle onun denetimindeydi. Kıbrıs Rum istihbaratı ise ondan sorulurdu. Hemen hatırlatalım, Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan hayatları tehlikede olduğu için içişleri bakanı olarak Yorgacis’e başvurduklarında, Yorgacis konuşmaları onlardan izinsiz olarak kaydetmiş, sonra da bu konuşmaları mahkemeye sunarak Kıbrıs Türk liderliğine kıyak yapmıştı. Ünlü bir anti-komünist ve aşırı bir milliyetçi olarak tanınıyordu. CİA ile anti-komünist propaganda konusunda işbirliği yapıyordu. Hatta, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda bu işbirliğine Kıbrıslı Türk milliyetçiler de katılmıştı.
Peki ama azılı bir anti-komünist ve aşırı Helen milliyetçisi olan Polikarpos Yorgacis, solcu-demokrat Panagoullis ile kendisi gibi anti-komünist ve aşırı Helen milliyetçisi olan Cunta Şefi Yorgos Papadopoullos’a karşı neden işbirliği yapmıştı? Bu sorunun yanıtını vermek kolay değildir. Literatürde bu konu henüz netlik kazanmış değildir.
Yunan Cuntası içinde iki kanat olduğu biliniyor. Daha “yumuşak” sayılan Papadopoullos ve sertlik yanlısı İonnidis kanatları. Makarios Drousiotis, Yorgacis’in İonnidis kanadı ile işbirliği içinde olduğunu ileri sürüyor. Bu yüzden de Papadopoullos’un ortadan kaldırılmasını istiyordu. Yani, bu noktada Panagoullis ile Yorgacis farklı kaygılarla olsa da çıkar birliği içindeydiler. Bir diğer görüşe göre, ki pek vurgulamamakla beraber buna Drousiotis de katılıyor, Yunan Cunta Şefi Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaktan yanaydı ve Kıbrıs’ta da bir an önce çözüm olmasını istiyordu. Kanımca, Yorgacis’i Papadopoullos’a karşı harekete geçiren de buydu. Tek-toplumlu Kıbrıs Cumhuriyetini yönetmekten mutlu olan Makarios Kıbrıslı Türklerle uzlaşmaya yanaşmıyordu. Papadopoullos ise Makarios’u “maksimalist” bulup eleştiriyordu. Nitekim, Yorgacis’in Panagoullis ile kurduğu ilişki Makarios’un bilgisi dahilindeydi. Panagoullis’e Kıbrıs’tan çıkması için seyahat belgesi verilmesini bizzat Makarios emretmişti. Nitekim Cunta Şefi öfke içinde bunu Makarios’a söylediğinde, Makarios’un yanıtı şöyle olmuştu: “Ben bir beladan kurtulmak istiyordum”.
Şimdi de Yorgacis’in suikast girişiminden sonra yaşadığı maceraya bakalım. Yorgos Papadopoullos’un ısrarına boyun eğen Makarios, Yorgacis’i içişleri bakanlığından uzaklaştırdı. Ne var ki, bu Makarios için neredeyse “ölümcül” bir karar oluyordu. Bakanlıktan uzaklaştırılmayı hazmedemeyen Yorgacis, Makarios’u ortadan kaldırmak isteyen Cuntanın sert kanadıyla işbirliği yapmaya karar verdi. Bu işbirliği zaten hep vardı ama şimdi dikkatler Makarios’a çevrilmişti. Makarios, 1968 yılının başında Enosisin “güzel” ama gerçekleşebilir bir şiar olmadığını, bağımsızlığa sarılmaktan başka bir çare kalmadığını açıklamıştı. Bu çıkışıyla Cuntanın İonnidis ve Aslanidis kanadının şimşeklerini üstüne çekmişti. Kıbrıs’ta görev yapan Yunan subaylarının çoğu da bu kanadın adamlarıydı. Hatta Makarios’un muhafız subayı Dimitris Papapostolou dahil. Yoragcis, Makarios’u ortadan kaldırmak için sinsi planlar peşinde koşan Papapostolou ile işbirliği yapmaya karar verdi. Bu bir tür “baba-katline” yönelmekti. Makarios, Yorgacis’e gerçekten babalık yapmış, yıllarca onu kanatları altında korumuştu. Bir Paris ziyaretinde ünlü işadamı Leventis’in kızını görüp onunla evlenmek isteyen Yorgacis’i Makarios kendi elleriyle evlendirmişti. Ne var ki, hırsından gözü dönmüş Yorgacis şimdi Makarios’u öldürmek için fırsat kolluyordu.
Atina ve Lefkoşa arasında geçen bir telefon konuşmasında hattın Atina ucundaki şahıs “kuşlardan ne haber?” diye soruyordu. Lefkoşa tarafı ise şöyle yanıt veriyordu: “yuvalarından uçar uçmaz onları vuracağız”. Bu, Makarios’un helikopterinin vurulacağı anlamına geliyordu. Nitekim 8 Mart 1970 tarihinde sabahın erken saatlerinde Başpiskoposluk binasından havalanan helikoptere Yorgacis ve Papapostolu’nun adamları kurşun yağdırdı. Helikopterin Yunanlı pilotu maharetli, Makarios ise şanslıydı. Ağır yaralanan pilot helikopteri yere indirmeyi başardı. Telaş içinde koşmaya başlayan Makarios yoldan geçen bir arabayı durdurarak pilotu hastaneye götürdü. Hastanede yanına ilk gelen ve Makarios’u derhal “koruma altına alan” muhafız subayı Papapostolou idi.
Lefkoşa çalkalanıyordu. Dünyanın dört bir yanında Makarios’a düzenlenen suikast konuşuluyordu. Türkiye’de okuyan solcu Kıbrıslı Türk öğrenciler Makarios’a “geçmiş olsun” telgrafı gönderiyordu. Ve bütün işaretler Yorgacis’i gösteriyordu… Adadan kaçmaya karar veren Yorgacis kendisini bir uçağa attı ve Beyrut’ta uçmak için sabırsızlıkla beklemeye başladı. Kapıları kapanıp uçak harekete geçince derin bir nefes aldı. Ne var ki, kontrol kulesini şahsen arayan Makarios, Yorgacis’in uçaktan indirilmesini istiyordu. Bu Yorgacis için sonun başlangıcı olacaktı. Makariosçuların hışmından korkan Yorgacis korunması için Papapostoulu’dan ısrarla yardım istiyordu. Yorgacis yanlış adresten yardım istediğinin farkında değildi. Papapostolou Yorgacis’e Miamilia-Değirmenlik yolunda buluşmayı önerdi. 15 Mart 1970 tarihinin akşam saatlerinde Miamilia-Değermenlik yoluna giden Yorgacis, orada vurularak öldürüldü. Yaşaması için çok şey biliyordu…