Yunanistan 5 Temmuz’da “Referandum”a gidiyor. Bu Referandumda, Troika'nın Yunanistan'a sunduğu öneri paketi hakkında halkın karar vermesi istenecek.
Yunanistan Hükümeti bu oylamada "hayır" oyu verilmesini savunacağını açıkladı.
Bu Referandum kararı, demokrasi ve açıklık bakımından oldukça önemli bir adım. Halkın kararı ile adım atılması, demokrasi değerleri açısından son derece önemli.
Ancak bunun arkası ne olacak konusu hala belirsiz.
Yunanistan'ın 1,6 milyar Euro borç taksitini IMF'e, haziran sonu ödemesi gerekiyor. Bu ödenecek mi? Bugünkü görünüme göre ödenemeyecek. O zaman Yunanistan temerrütte düşecek.
Düşürülecek mi? Eğer düşerse ne olacak?
Referandumdan sonra AB, bu paketin geçmemesi üzerine ne yapacak? Yunanistan'ı EURO Bölgesi dışına çıkaracak mı? Çünkü Yunanistan bu çıkma kararını kendisi vermeyecek. O zaman AB ne yapacak?
Yunanistan'ı EURO Bölgesi dışına çıkartınca, bu kriz ortamında, EURO'nun konumu ne olacak?
Üstelik AB, ABD'nin desteğinde Ukrayna krizi nedeni ile Rusya'ya ekonomik ambargo da uyguluyor. Bu da AB ekonomisine bir kayıp, bir yük getiriyor.
Bütün bunlar cevap bekleyen sorular.
KIBRIS, YUNANİSTAN, TÜRKİYE
Ancak Yunanistan Hükümeti AB'ye bazı öneriler sundu. Bu önerilerin bence oldukça olumlu yanları var. Örneğin Yunanistan hükümeti, savunma bütçesinden 200 milyon EURO'luk kesinti öngördü.
AB bu konuda daha fazla kesinti mi öngörüyor?
Eğer görüyorsa, o zaman bizi de kapsayan bir yan var.
Kıbrıs sorunu, Federal temelde bir çözüm sürecine girerse, bu pozitif ortam Türkiye, Yunanistan ilişkilerinde bir yumuşamaya yol açar. O zaman işler daha uygun bir temele sahip olur.
Türkiye ve Yunanistan arasında, Ege denizinden başlayarak, Doğu Akdeniz'e kadar süren alanda, güven ve işbirliği gelişir. Bunun ise, iki ülkenin ciddi güvensizlik nedeni ile oluşan bir kısım askeri harcamalarının daha da azalmasına yol açacağı açıktır.
Ayni şekilde bu çözüm ortamı, Kıbrıs'ta da iki tarafın birbirine dönük güvensizliğinin azalmasına, her iki taraf ve adanın her sakini için, ağır bir yük olan savunma harcamalarının karşılıklı azaltılmasının da zemini olacaktır.
Böylece kriz içinde sıkıntı yaşayan Yunanistan halkı, ciddi ekonomik endişeleri başlayan Türkiye halkı ve Kıbrıs'ın iki toplumu, ekonomik sıkıntılarını daha etkin karşılayacağı bir önemli olanağa daha sahip olur.
Türkiye'nin Güney ve Doğu’sunda çok ciddi çatışmalar ve gerginlikler yaşanmaktadır.
Daha bir savaş ortamına doğrudan dâhil olmasa da bu durum, Türkiye'nin hem iç huzurunu olumsuz etkilemekte, hem de ister istemez askeri harcamalarının artmasına. Ayrıca insani yardım temelinde, elindeki kaynakların bir kısmını da bu alana kaydırması zorunluluğunu doğurmaktadır.
Bu nedenle, eğer başta Kıbrıs sorununun çözümü ve Türkiye, Yunanistan arasındaki gerginliğin yumuşamaya, güvensizliğin güvene dönmesi süreci gelişirse, bu askeri harcamaların bu alanda olsun azalmasına yol açacaktır.
Bu ise, hem ekonomik kriz ortamının göğüslemesine, hem de gelişen bölge koşulları nedeni ile oluşan çok değişik yeni siyasi, askeri endişeler ile içte de oluşan demokratik riskleri, daha aklı selim ele alma kapasitelerinin artmasına yol açacaktır.
KERTENKELE ve TÜRKİYE’nin AB SÜRECİ...
Kıbrıs sorunu nedeni ile Türkiye'nin AB üyelik sürecini, dar ulusal çıkarlar adına bloke eden Güney'in ve Yunanistan'ın egemen güçleri...
Eğer günümüzde, komşusu Türkiye, AB süreçlerinde ilerlemiş olsaydı, bu zor zamanda, bölgesel desteğin öneminin herhalde daha farklı olacağını, şimdi olsun düşünmeleri gerekir diye bir varsayımı da yapmak isterim...
Bir Kıbrıs Rum atasözü var.
" Dersi yüzülmüş kertenkele, derisi yüzülmüş bir başka kertenkelenin peşinden koşar"
Dar ulusal çıkarlar amacıyla birbirlerine üstünlük sağlamak için, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum ve Türk taraflarının, AB ve ABD'ye yaslanarak, birbirlerinin peşine düşerek, öteki gördüğünü, bunlara dayanarak, köşeye sıkıştırmak için yıllardır ürettikleri yanlış politikalara dönük bu Atasözü, ilginç bir tanımlama olur inancındayım.
Evet, Yunanistan Referanduma gidiyor.
Bu durum, ideolojik ve siyasi nedenlerle, AB'nin sorunlu ülkelerine ve en geniş halk kitlelerine dönük sert politikalar geliştiren AB'nin muhafazakâr ve siyasi elitlerinin de çıkmazıdır.
Şimdi Yunanistan’ı EURO Bölgesi dışına çıkartma kararı vermek, AB'nin de sorunlarını derinleştirecektir. AB ile ilişkileri farklılaştırmak isteyen İngiliz Muhafazakâr çevrelerine, Sayın Camerun'a da yeni zemin sağlayacaktır.
AB esasında iki olgunun baskısı altındadır.
Ekonomik Birliği, Siyasi Birlikle geliştirememesi ve ayni zamanda en geniş halk kitleleri ile egemen gücün dengesini sağlayamaması.
Bu iki nokta, Yunanistan'da atılacak bu adımla birlikte, daha fazla tartışma odağına taşınacaktır...
AB'nin ÇIKMAZININ İLKİ, KIBRIS SORUNU...
AB bir yanı ile ulus ötesi bir oluşum. Ama öte yandan, dar ulusal çıkarların hala devam ettiği ortamın yaşandığı bir alandır da...
Bunun en somut göstergelerinden biri de Kıbrıs sorunudur.
Bir yandan evrensel barış ve demokratik birlik.
Ama öte taraftan, evrensel barış ve demokratik birlik çatısı altında, AB üyeliği avantajı ile Kıbrıs sorununda, dar ulusal politikaların yol açtığı durgunluk ve süren çözümsüzlük...
Kıbrıs sorunun çözümünün tıkanması ve Doğu Akdeniz'deki gelişmenin, AB bütünlüğü içinde, dar ulusal politikalarla tıkanması.
Bunun temel ilkeselliğine getirdiği sıkıntıyı önemsemeyen AB, Yunanistan krizinin de gösterdiği gibi ekonomik alanlarda da ulusal ve evrensel olanın sentezini başaramadı, aksine her düzeyde bunun, çatışmasının yol açtığı ciddi sorunları yaşamaya başladı...