Yürekler bir, keseler ayrı !..

TC Büyükelçisi, başladığı gibi gidiyor: Diplomatik nezaketten uzak... Sanki adada bulunma gerekçesi, Kıbrıslı Türklere ders vermek. “Kendimizin ve gelecek nesillerin ihtiyacı olan yatırımı yapmıyormuşuz!..” Ve “gelecek nesilleri de b

 

 

TC Büyükelçisi, başladığı gibi gidiyor:

Diplomatik nezaketten uzak...

Sanki adada bulunma gerekçesi, Kıbrıslı Türklere ders vermek.

“Kendimizin ve gelecek nesillerin ihtiyacı olan yatırımı yapmıyormuşuz!..”

Ve “gelecek nesilleri de borca sokuyormuşuz”

Bak sen!..

Aslında, hepsini ‘falakaya’ yatırmak lazım bunların (!)

 

***

Nedense, iş yurttaşlığa ve kimliğe geldi mi “hepimiz Türküz”, irade ve demokrasiye geldi mi “tek vücut, tek yüreğiz...” Ama iş borca harca paraya gelince, “ayrı-gayrı” o zaman !...

Gönüller bir, ‘keseler’ ayrı (!)

 

***

Siz BÜYÜKELÇİ olarak, görev amaçlı bulunduğunuz bir ülkenin yurttaşları hakkında, böylesi bir değerlendirme yapma hakkını nerede buluyorsunuz ki!?

Hangi yabancı BÜYÜKELÇİ, mesela Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için böylesi ifadeler kullanacak kadar kendinden geçti ?!

 

***

Üslup çirkin...

Hiç de diplomatik değil.

Peki saptamalar?

Büyük oranda doğru...

Ama genelde ‘sonuçlar’ açısından...

Peki sebepleri?

Ta 1975’ten bugüne, Türkiye hükümetlerinin çizdiği ya da göz yumduğu “rota”nın sonucu değil mi bu fotoğraf!..

“Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiyeleştirmek” için “seçilmiş” hükümetler, böylesi bir “sonuç” yaratınca, niye bozuluyorsunuz ki?

Kıbrıs’ı “küçük Türkiye”ye çeviren anlayış, kendi eliyle söndürmedi mi “üretim” ve “yatırım” ateşini!..

 


 

AORT...

 

Aort yırtıldı mı, çok da şansınız yokmuş.

Genelde, ölümle bir tutuyorlar ne yazık.

Siyaset ve basın dünyasının duayenlerinden İsmet Kotak’ın yaşadığı işte bu...

Ve adeta bir ‘mucize’, ameliyata yetişmesi...

Bunu uzmanlar söylüyor.

Erkek kardeşini yıllar önce, böyle kaybetmiş...

Birkaç gün önce de bu kez kız kardeşini...

Bu nedenle, aniden ağrı bastırınca ve Devlet Hastanesi’nin yolunu tutunca, doktorlara kendisi söylemiş:

“Aortuma bakınız...”

Sonra Yakın Doğu...

Ama bir anlamda ‘teşhis’ konmuş...

Daha hastaneye gitmeden.

 

***

Ameliyat dokuz saat sürdü.

Kalp kapakçığı dahil, tümü değişti.

Yine söylenen, bu ameliyat, dünyada çok fazla yapılmıyor.

Bu satırları, hastane dönüşünde yazıyorum.

İsmet Kotak yaşam mücadelesi veriyor.

Kalp çalışıyor.

Solunumu kendisi yapabiliyor.

Bir tek, beyin kalıyor geriye, vücuda uyum sağlaması için.

Ve uyanmasını beklemek.

 

***

Ameliyat öncesi, doktor aileye, “şansı çok az” demiş.

Şimdi, biraz daha umut var.

Mücadeleci kimliğiyle, İsmet Kotak’ın, bu süreçten de “ayağa kalkarak” çıkması ortak temenni...

Acil şifalar diliyorum.

 


 

Erzak dağıtım rezilliği

 

Cumhurbaşkanı’nın eşi, Başbakan’ın eşi, hükümet partisinden eşler, ilçe yöneticileri, durmadan “erzak yardımı” yapıyor.

Pirinç, fasulye, tuvalet kağıdı, şeker falan dağıtıyorlar...

Bu ülke, böylesi bir durumdaysa, “utanmaları” gereken yerde...

Ne yazık ki, fakir insanların üzerinden, siyaset yapılıyor...

Bu “erzaklar” nereden geliyor, kim bağışlıyor, niye devletin kurumlarına ya da Kızılay gibi örgütlere değil de “UBP’ye ve eşlere veriliyor” bilen yok.

Sosyal Hizmetler Dairesi ne işe yarıyor peki?

Fakirliğin, çaresizliğin, parasızlığın “sorumlusu” olması gereken siyasetçiler, bu sorunları çözeceklerine “sadaka” dağıtıyorlar, yanlarından ‘fotoğrafçılarını’ da ayırmadan...

Acınası bir durum...

Ve bunun adına “yardım” diyorlar bir de, “şov” demek yerine...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri