‘Üçlü Koalisyon’ olmayacakmış!
Ankara’da öyle anlaştılar.
Ankara neresi peki?
“KKTC”nin başkenti (!)
***
Uzlaşamamışlar!
Nerede?
Külliye’de mi oldu toplantı, Ankara Gençlik Parkı yoksa Hayal Kahvesi’nde mi?
Bilmiyoruz.
Yine de bu irade yoksunluğuna, bu demokrasi hoyratlığına, bu diplomasi ayıbına söyleyecek söz bulamıyoruz.
***
“Bağımsızlık” derken artık yüzleri kızarması gerekiyor, hem davet sahiplerinin, hem de gidenlerin!
“Bize telkinde bulunmadılar” sözü nasıl da “mahcup” duruyor öyle…
Nasıl da ezik…
Sizi niye çığırdılar ve neden sorgusuz sualsiz “tıpış tıpış” gittiniz.
Gizli gizli niye görüştünüz o zaman?
Bir fotoğrafınız dahi yok “hatıra” niyetine (!)
***
“İlk kez mi Türkiye’ye gidiyor parti başkanları” diyor kimileri…
Bir ziyaretin tanımı, ölçüsü, kriteri olur.
Hükümet üyeleri çağrılır örneğin…
Ya da Meclis’te seçilmiş başkanlar…
Bir gündemi olur görüşmenin, bir açıklığı, şeffaflığı, eşitliği!
***
“Muhtarları” toplar gibi topladı başkanları, garantör ülkenin başkan yardımcısı...
İnsanı yaralıyor bu tavır…
Kırıyor…
Ürkütüyor…
İncitiyor…
***
Bu toplumda, bu “anormal ilişki” modelini onaylayan tek tük insan bulursunuz.
Onlar da ya Kıbrıs’ı “yurt” olarak benimsememiştir ya da aslında ‘KKTC’ye Türkiye’nin bir vilayeti olarak aşıktır.
***
Yurt hakkımıza saygı istiyoruz.
Kendimizi yönetme hakkımıza saygı istiyoruz.
Demokrasimize saygı istiyoruz.
İrademize saygı istiyoruz.
Farkında mısınız, tüm bunları, yüzümüzü kuzeye çevirerek istiyoruz epeydir…
***
Temeli olmayan “ev”e güya “çatı” arıyorlar.
Eski yüzyılın sözcükleriyle uyanıyoruz halen: Talimatla yönetilmeye hayır.
Siz buna ister ‘istişare’ deyiniz (!)
İster ‘isyan.’