Önce birkaç ‘taze’ rakama bakalım.
Başbakan’a göre KKTC’ye bugüne kadar 672 bin doz aşı geldi.
Sağlık Bakanlığı’nın en son verilerine göre 466 bin doz aşı yapıldı.
Bunların 220 bini ilk doz...
209 bini ikinci doz...
Ve -nihayet ilk kez öğrendiğimiz- üçüncü doz rakamı da 35 bin...
Bu durumda KKTC’ye gelen aşılardan 210 bin doz depolarda tutuluyor.
Şimdi 50 bin doz Astra Zeneca’yı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne iade ediyoruz.
Demek ki geriye 160 bin doz aşı kalacak.
Yine Başbakan’a göre 35 bin doz aşı da adaya gelecek ‘yabancı öğrenciler’ için hazırolda bekletiliyor.
Bu rakamı da toplamdan düşersek, doz miktarı 125 bine iniyor.
Yani geriye kalan aşılarla yaklaşık 62 bin 500 kişi çift doz aşılanabilecek.
Oysa Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre henüz çift aşılı oranı yüzde 55’tir. Yani toplumun yüzde 45’i henüz çift aşı yaptırmamıştır.
KKTC nüfusunun 382 bin olarak kabul edildiği bu hesaba göre henüz ‘çift aşı’ olması gereken kişi sayısı yaklaşık 170 bindir.
Bunun da anlamı, kaba bir hesapla 340 bin doz daha aşı gerektiğidir.
Bu rakamdan henüz aşılanmaları yönünde bir karar bulunmayan 12 yaş altındaki çocukların nüfusunu çıkardığımızda, ‘aşılanmadığı varsayılan nüfus’ 120 bin civarına inecektir. Bu durumda geriye kalanların aşılanabilmeleri için gerekli doz sayısı da 240 bine düşüyor.
* * *
Rakamlar ve istatistikler bazen boğucu ve akıl karıştırıcıdır. Yukarıda verilen rakam ve hesaplamaların teyide muhtaç olduğu ise kesindir.
Zaten sorun tam da bu noktadadır. KKTC devletinin bütün istatistikleri kusurlu ve/veya güvenilmez olduğu için her tür hesaplama, hesaplayan dahil herkes tarafından kuşkuyla karşılanıyor.
Bu noktada bazı ‘sağlama’ yöntemlerine başvurmakta fayda olabilir.
Mesela konuyu ‘seçmen sayısı’ ile ele aldığımızda bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.
2020’nin Ağustos ayında, yani bir yıl önce Yüksek Seçim Kurulu seçmen sayısını 198 bin olarak vermişti. Yani 18 yaş üzere KKTC yurttaşlarının sayısı bu kadar.
Bu nüfusun tamamının sürekli Kıbrıs’ta yaşamadığı biliniyor, ama varsayalım ki 198 bin KKTC seçmeni burada...
‘Çağ nüfusu’nu 3 bin 500 ya da 4 bin olarak baz aldığımızda, 18 yaş altı nüfus da maksimum 72 bin olarak karşımıza çıkıyor. Yani 270 bin civarı bir ‘yurttaş nüfus’ var. İstatistik Kurumu’nun projeksiyonuna göre de adanın kuzeyinde 380 bin civarı bir nüfus yaşıyor. Yaklaşık 120 bin yurttaş olmayan kişi anlamına geliyor bu...
**
Aşıyla ilgili Sağlık Bakanlığı verilerini seçmen ve yurttaş nüfusu ile karşılaştırdığımız vakit, ortaya farklı bir tablo çıkıyor:
• Çift aşılıların sayısı (212 bin), seçmen sayısından (198 bin) fazladır.
• Çift aşılıların sayısı (212 bin), 12 yaş üstü yurttaş sayısına (222 bin) çok yakındır.
• 12 yaş altı dahil tüm KKTC yurttaş nüfusuna (270 bin) göre çift doz aşılanmış kişi oranı (212 bin) yüzde 78’dir.
* * *
Yukarıdaki veri ve hesaplardan ben de emin değilim elbette... Nedeni malum...
Ama bir daha altını çizmekte yarar vardır: Sokakta bu kadar ‘aşılanmamış’ insan bulunduğuna dair bir gözlem yoktur.
Elbette adadaki yabancı nüfusun, yani öğrencilerin, işçilerin, askerlerin gerçek rakamlarını bilmiyoruz. Bu kesimlerde aşılanma durumu nedir, bilemiyoruz.
Ancak ‘kalabalık’ olduğumuz dışında net bir veriye sahip olmadığımız KKTC’de yaşayan insanlarla ilgili verilere farklı açıdan bakılınca, manzara değişebiliyor.
Acıtıcı olan şudur: Bir avuç toprak parçasında bir türlü ‘kaç kişiyiz’ sorusuna yanıt bulamıyoruz.
Alt tarafı bir hava, iki deniz limanı, Güney’e geçişler için de beş-on kara kapısı var.
İçeride olanları sayamıyor, giren-çıkanın hesabını yapamıyor, ortaya ‘gerçek’ ve ‘inanılır’ ve de ‘güvenilir’ bir sayı koyamıyoruz.
Sağlık Bakanı aşılanma oranını yüzde 55 diye açıklıyor.
Neye göre?
İşte size yüzde 78 iddiası...
Hangisi daha doğru?