Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği alamayan karma evlilik mağduru Kıbrıslı Türk çocuklar için yeni ve önemli bir gelişme yaşandı.
Avrupa Komisyonu, karma evliliklerinden doğan çocuklara ilişkin uygulamanın Avrupa yasalarını ihlal ettiğine ve bu çocukları vatansızlığa ittiğine işaret etti.
Avrupa Parlamenteri Niyazi Kızılyürek’in “Kıbrıs vatandaşlığı elde edemeyen Kıbrıslı Türk gençlerin hak ihlali”ne ilişkin soru önergesine Avrupa Komisyonu’ndan gelen yanıt dikkat çekici…
Bu yanıt tam olarak ne anlama geliyor, Niyazi Kızılyürek’le konuştum.
- Avrupa Komisyonu’nun yanıtını nasıl okumalıyız?
- Üye devletler yurttaşlık uygulamalarına kendi karar verir diyor, ancak, iki önemli sınırı işaret ediyor. Biri uluslararası hukuk, bir diğer Avrupa Hukuku… Öyle kendin karar verirsin ama bunu keyfi yapamazsın. Şöyle genel bir prensip var, hiç kimse “vatandaşsızlığa” mahkum edilemez. Kimseyi tebaasız bırakamazsınız. Böylesi bir durum yurtsuzluk anlamına gelir. Adanın kuzeyinde doğmuş bu insanlar uluslararası anlamda tanınmış bir yurttaşlığa sahip değiller. Burada önemli bir hak ihlali var. Kaldı ki bu gençlerin, bu çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’na göre de yurttaşlık hakları var.;
- Bundan sonra ne olacak?
- Önemli bir gelişmeyle karşı karşıyız. Hem uluslararası hukuk, hem de Avrupa hukuku işaret edilmiştir. Bir insanı yurttaşlık hakkında mahrum bırakmak önemli bir hak ihlalidir. Kıbrıs Cumhuriyeti makamları, karma evliliklerden doğan çocuklarla ilgili kararın Bakanlar Kurulu tarafından verildiğini söylüyor. “Yasa dışı yollardan adaya geldiniz, evlendiniz, çocuk yaptınız” gibi bir yaklaşım var. Bunlar siyasi söylemlerdir ve hukuki karşılığı yoktur. Ayrıca artık insanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabiliyor. Bu argümanlar kabul edilemez.
- Avrupa Komisyonu’ndan gelen yanıt güneyde nasıl yankılandı?
- Ciddi tartışmalar başladı.Politis gazetesi bu gelişmeyi manşetinden gündeme taşıdı. EDEK şahsımı hedef aldı, beni yerleşimcileri meşrulaştırmakla suçladı. Yurttaşlık hakkı temel bir haktır. Bu meseleyi bir süre önce Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e de aktarmıştım. Avrupa Parlamentosu’nda da pek çok görüşmem oldu. Pasaportu yabancılara para karşılığı satan bir hükümet kendi yurttaşlarını bundan mahrum bırakıyor. Böyle baktığımız zaman bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Hem hukuki hem de siyasi olarak bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Avrupa Komisyonu’nun verdiği yanıt elimizi çok daha güçlendirecektir.
Avrupa Komisyonu ne dedi?
Avrupa Birliği’ne her üye devlet vatandaşlık edinme ve kaybetme koşullarını kendi belirleme hakkına sahiptir.
Buna ek olarak, vatandaşlık hakkı hem uluslararası hukuk hem de Avrupa hukuku tarafından belirlenir ve Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi (Madde 4) açıkça
a. ‘Herkes vatandaşlık hakkına sahiptir;
b. Vatansızlıktan kaçınılmalıdır;
c. Hiç kimse keyfî olarak vatandaşlığından mahrum edilemez’ ifadesini kullanır.
Ayrıca, Taraf Devletin vatandaşlığa dair kuralları ayırımcı ibarelere yer veremez veya cinsiyet, inanç, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken temelinde ayrımcılığa varan herhangi bir uygulamayı içeremez (Madde 5)
Politis gazetesi “Avrupa Komisyonu, karma evliliklerinden doğan çocuklara ilişkin politikanın gözden geçirilmesini talep ediyor” manşeti ile yayınlandı.
Aşı: 1 Şubat’tan itibaren özele ücretsiz aşı yok
Türkiye’ye bağımlıktan kaynaklı bir “ilaç sıkıntısı” yaşıyoruz.
Çok sayıda ilaç artık eczanelerde bulunmuyor.
“Muadili” sözcüğüne epey alıştık.
“O yok, yerine bu var…”
İlaç yokluğu yetmezmiş gibi şimdi yeni bir kriz çıktı: Aşı!
Son üç yıldır çocukluk çağı aşıları ‘devlet’ tarafından hem kamu hem özeldeki hekimlere ücretsiz olarak sağlanıyordu.
Özel hekim reçetesini yazıyor, aile de sağlık merkezinden aşıyı ücretsiz alıyordu.
Bu uygulama 1 Şubat’ta sonlanıyor.
Aşılar yalnızca kamu hastaneleri ve sağlık ocaklarında “ücretsiz” yapılacak.
Yeni karar “kamusal sağlık hizmetlerinin yaygın ve ücretsiz verilmesi, soğuk zincirde aşı güvenliği ve takibi” anlamında bence olumlu… Öte yandan özeldeki sağlık hizmetlerinin “takip dışı” olduğunun da ilanı…
“Ücretsiz aşılama her çocuğun hakkı”
Özel hekimlerin iddiası, “1 Şubat’tan itibaren kamu hastanelerinde yaşanacak yığılma ya da kaos nedeniyle hastalar mağdur olacak, aşılar elde kalacak.”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, “Ücretsiz aşılama her çocuğun hakkıdır” diyor. (Bu açıklamadan sanırım özeldeki aşılamanın da “ücretsiz” yapıldığını anlamız gerekiyor.)
Çocuk Hekimi Dr. Ceyhun Dalkan’a göre yeni uygulama ile “Kamusal sağlık sisteminde tüm aşılama işlemlerinin yapılamayacağı düşünülürse halka ciddi bir ekonomik yük gelecek.”
Bir diğer Çocuk Hekimi Dr. Cemal Mert, “Sosyal devlet hizmeti anlamında başarıyla sürdürülen bu uygulama niye sonlanıyor?” diye soruyor ve ekliyor: “Bu aşıları adaya gönderen TC Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de sisteme dahil tüm hekimlere aşıları zimmetleyerek ve dijital olarak takibini yaparak çocuklara hizmeti yerinde vermektedir. Bu konuda daha ileri adımlar atmayı ümit ederken, mecvut kazanımı yitirmek inanın ki çok üzücüdür.”
Müsteşar Oygar: Aşı Takip Sistemi için bu şart
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Deren Oygar’a göre yeni uygulamanın üç temel gerekçesi var.
1- Aşı Takip Sistemi.
“Şu anki uygulamada, kaç çocuğa aşı yapıldığını bilmiyoruz, takip edemiyoruz.”
2- Soğuk Zincir ve Güvenlik.
“Aşıları ailelere teslim etmek hem yanlış hem de yasal değil. Çünkü aşıların soğuk zincir içerisinde korunması gerekiyor ve bunu da ancak sağlık merkezlerinde yapabiliriz.”
3- Ücretsiz Aşı
“Aşılamaların tümünü ücretsiz yerine getireceğiz, halbuki özelde bunun için de ücret alınıyor.”