YURTTAŞLIK YASASI

Kutlay Erk

1974 sonrası oluşan koşullar ve yaşanan süreçlerden dolayı Kıbrıslı Türkler sosyal, siyasal ve ekonomik konularda çok zengin deneyimler ve onlardan dolayı da hassasiyetler edindi. 

Yeni yurttaşlık verilmesi de bu hassasiyetlerden biridir. Kıbrıs Türk hükümetlerinin yurttaşlık verme zorunluluğu varmış gibi bir algı ve beklenti oluştu. Bu da KKTC’nin mevcut yurttaşlarını tedirgin ediyor. Yeni yurttaşlık verme yasa ile belirli kurallara bağlanmalıdır, kurallar uygulanmalıdır, yeni yurttaşlıklar siyasetçinin oy toplamak için rüşvet gibi dağıttığı bir imtiyaz olmamalıdır. Bunlarda sorun yok… Ancak yeni yurttaşlık, ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal yapısını da olumsuz olarak etkilememelidir.

Devlet önce mevcut yurttaşlarına karşı ödevlerini yerine getirebiliyor mu, buna bakılmalı. Yeterince aş – iş var mı, eğitim ve sağlık hizmetleri yeterince verilebiliyor mu, rehabitilasyon yapılabiliyor mu; bunlara olumlu yanıtlar almadan yeni yurttaşlar yaratmak, sadece mevcutlara sağlanan olanakları azaltmak anlamına gelecektir. Hükümetlerin de yurttaşlarına bunu yapma hakkı yoktur.

Türkiye’nin hükümete ve muhalefete ait siyasileri, Kuzey Kıbrıs’ın nüfusunun arttırılması için telkinlerde bulunabilir, “benim yurttaşlarıma niye vatandaşlık vermiyorsun?” diye sorgulayabilir. Kıbrıs Türk siyaseti, hükümet ve muhalefet tarafları olarak bu konuda rekabetçi bir yarış içinde değil, Kıbrıslı Türklerin hassasiyetini gözeten bir amaç birliği içinde hareket etmelidir. Muhataplarına yurttaşlıkların ancak olanakların elvermesiyle ve sosyal – kültürel – ekonomik – siyasi sorunlar yaratmadan verilebileceğini, her yeni yurttaşın mevcut yurttaşın ekmeğini bölen değil, büyüten olması gerektiğini anlatarak yanıtlaması gerek. Ve bu konuda kararlı durup, eğilip bükülmeden yeni yurttaşlık verme işleminin tamamen Kıbrıslı Türklerin sorumluluğunda olduğunu ve illa ki her isteyene yurttaşlık verecek diye bir zorunluluk içinde olmadıklarını anlatması gerek.

Bu düşünceleri kamuoyu ile paylaşmak da tartışılacaksa, iyi niyetle, dürüstlükle, yapıcı tavırla olabilmeli. Aslolan Kıbrıslı Türklerin hassasiyetini dikkate almaktır. Birilerinin ferdi takıntıları nedeniyle değil, Kıbrıslı Türklerin hassasiyetleri nedeniyle tartışılmalıdır. Hükümet yurttaşlık yasasını yenilemeye söz verdi, ilgili bakanlık taslağı hazırladı, siyasi partilerle paylaştı, görüş alma sürecini başlattı… Yerel seçimler nedeniyle süreç yeterince verimli çalışmamış olabilir, meclisin tatili nedeniyle de beklemede kalmış olabilir, ancak yasa taslağı yokmuş ve hiç çalışma yapılmamış gibi yorumlar yapmak da olumlu tavır almak demek değildir. Elbette herkesin kendi durduğu yerden ve ferdi bakışlarından tavır almaya hakkı var ama yurttaşlık bekleyen kişilere yurttaşlık vermek gibi bir zorunluluk varmış gibi “onlara kapı açıldı mı – açılmadı mı?” diye sorgulamak da Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini yok saymaktır. Bu hassasiyetlere vurgu yapmayı da “tribünlere oynamak” şeklinde yorumlamak da doğru değil. Tribünlere oynamak isteyen, “vatandaşlık dağıtıyoruz, kimse dışarıda kalmasın” diye çağrı yapıp, “yurttaş sayısını artırın da ekonominizi büyütün” diye görüş belirtenlere mesaj gönderirdi…

Şu andaki KKTC yurttaşlarının, yeni yurttaşlık yasası beklentisi ve isteği var. Halk, bu yasa ile yeni yurttaşlık verme işleminin Kuzey Kıbrıs’ın sosyal, ekonomik ve siyasal gerçeklerine göre verilmesini, siyasetçinin oy avcılığı için rüşvet gibi dağıtmasının önlenmesini ve her isteyene yurttaşlık verme zorunluluğu varmış gibi davranılmamasını istiyor. Ekonomi büyüsün derken ekonomik koşulları daha da daraltan, eğitim ve sağlık hizmetlerini daha da zora sokan yeni yurttaşlık verilmesi, Kuzey Kıbrıs’ın insanlarını tedirgin ediyor ve Kıbrıs Türk siyasetinin de kendi yurttaşlarını tedirgin etmeme sorumluluğu vardır.

Yeni yurttaşlık yasası yeni başlayan meclis döneminde hem mecliste hem de kamuoyunda iyicene tartışılacak ve sonuçlanacak. Ferdi takıntı ve düşüncelerle değil, ferdi hisler ve yorumlarla değil, ferdi arzularla da değil, Kuzey Kıbrıs’ta erkin sahibi olan Kıbrıslı Türklerin hassasiyetine dayanan ve onun düşüncelerini, hislerini, yorumlarını ve arzularını dikkate alan tartışmalar yapılması, çıkacak sonucun başarısı için kaçınılmazdır.