Sol, insani değerleri tüketerek varlığını sürdüren bir düzeni korumaya gelir mi?
Gelmez...
Parmağının ardına gizlenir mi?
Gizlenmez...
"Yetkili mercilerden" "otur arap, kalk arap!" talimatı bekler mi?
Beklemez...
Ne yapar sol peki!?
Sağlıklı bir şekilde düzeni yıkar ve kendi düzenini kurar.
"DEĞER ÖNCELİĞİDİR" SOLCULUK!
Örneğin ;
Mazotla elektrik üretmek ülkemizin elektrik ihtiyacını karşılıyor.
Elektrik değerli bir şey...
Ancak, eğer siz denize petrol tesisi kurarak elektrik üretiyorsanız,
bu insanı zehirleyebilir...
Doğayı kirletebilir...
İşte bu durumda sizin bir değer önceliğiniz olur;
ülkenin zenginliğini, varlığını, sermaye sahiplerinin düşüncelerine emanet etmezsiniz!
Sol "Mit" dediğimiz ideolojik referans çerçevesinin de özü budur:
"Değer önceliği".
"Hakikat"i arar sol...
Bilimsel gözlemler yaparak,
"hakikat"i anlamlandırmaya çalışır sol...
Tutarlı olma gayreti içerisindedir sol...
Kişisel beğeniler temel doğrular gibi görünmez “sol”da...
Bilimde, siyasette, eğitimde, ekonomide, sağlıkta, sporda, sanatta, edebiyatta...
Ve hayatın her alanında...
Önce ortaya bir düşünce atılır,
Sonra o düşüncenin muhteviyatına bakılır...
Bunu defaten yazmıştım;
siyasetteki yabancılaşmanın kimlik, düşünce ve duruş ile ilgisini kurmak gerekir.
"-MIŞ GİBİ" bir tavır benimsemek,
Hegel'in söylemiyle,
kendini gerçekleştirmeye çalışan yaratıcı "ÖZNE" için değil,
başkaları tarafından etkilenip yönlendirilen "NESNE" içindir.
"ZAAFİYET" VE "ZAYIFLIK"LA DEMOKRATİK BİR MODERNİTE KURMAYA ÇALIŞANLARIN SONU:
HİÇ İSTENMESE DE,
DUVARLARA ÇARPMAKTIR...