Elbette New York’taki yemeğe giderken, Ersin Tatar ya da Nicos Hristodulidis’in anavatanlarıyla istişarede bulunmaları çok doğaldır…
-*-*-
Hatta belki de her iki liderin, İngiliz hükümeti ile bile görüşmesi yanlış değildir!
Ki, bugün Hristodulidis, İngiliz Başbakanı Sir Keir Starmer ile görüşecek…
Ve bence bu görüşme, Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak son dönemdeki en önemli görüşmelerden biri olacak…
-*-*-
Kimse, bu tür ilişki ya da ilişkilere bir şey demez!
Gönül arzu eder ki, Sir Starmer, Tatar ile de görüşsün ama böyle bir şey olmayacağını da herkes çok iyi biliyor!
-*-*-
O şununla, bu onunla görüşsün!
Diyeceğim yok!
Ancak “New York’a giderken, masada Ersin Tatar da olacak ama tüm kararlar Ankara’da alınıyor, Ankara’nın masadaki temsilcisi olacak” şeklindeki gerçek, bizim toplumun en acı gerçeğidir!
-*-*-
YDP’nin sözde sözcüsü Bertan Zaroğlu’nun müzakere süreciyle ilgili olarak CTP Genel Sekreteri’ne ayar çekmeye çalışması bir yana, görüş belirtmesi bile acı gerçekler arasındadır!
Düştüğümüz – düşürüldüğümüz ve tabii ki tükendiğimiz – tüketildiğimiz durumun ta kendisidir!
-*-*-
Sir Keir Starmer’e, “niye Tatar ile de görüşmüyorsun” diyebilmek için, önce Zaroğlu’na, “sen kimsin?” sorusunu sorabilmek lazımdır!
-*-*-
Zaroğlu’nun başımın üstünde yeri vardır…
Ama Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili olarak CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy’a ya da her hangi bir Kıbrıslıya ayar çekme hakkı yoktur!
-*-*-
Zaroğlu, “… Kıbrıs sorununun aynı zamanda Türklük mücadelesi olduğunu” iddia edebilirse; o zaman ben de Hatay’ın Suriye’ye ait olduğunu ya da bir Kürt şehri olduğunu söylerim!
Ki, asla söylemiyorum!
Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne, Kıbrıs’ın bölünmez bütünlüğü kadar, hatta daha çok saygı duyarım!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Evet, yarın BM’de gerçekten çok önemli bir yemek yenecek!
Çeşitli iddialar var; Maria Angela Holguin’in bazı saptamalarının masada olacağı gibi…
-*-*-
Ve biz ne bekliyoruz biliyor musunuz?
Almanya ile Türkiye ilişkileri; Yunanistan ile Türkiye ilişkileri veya genelde Türkiye – AB ilişkileri iyiye gidecekse; Kıbrıs’ta da çözüm yönünde adım atılacak!
Bunu bekliyoruz!
-*-*-
Kıbrıslı Türkler mi?
Onlar yok!
-*-*-
Ersin Tatar mı?
Zavallı!
Türkiye’nin kuklası!
Milton Kasırgası ve Kıbrıs meselesi!
ABD'nin Florida eyaletindeki Siesta Key bölgesinde 3 kategorisiyle karaya vuran Milton Kasırgası, ardında büyük yıkım bırakırken bölgeden tahliye edilenler evlerine dönmeye başladı.
ABD Başkanı Jo Biden, 50 milyar doları aşkın maddi zarar meydana geldiğini söyledi…
-*-*-
50 milyar dolar!
Çok büyük para!
Türk Lirası karşılığına ne aklım ne de bilgim yeter!
-*-*-
Sadece şu yorum aklıma geldi birden!
Kısa bir sürede gerek sigorta şirketleri, gerekse Amerikan devleti, bence maddi zararı kapatacaktır…
-*-*-
Evet bazı sigorta şirketlerinin iflas edeceğinden falan söz ediliyor ama sonuçta eminim maddi zarar kesinlikle telafi edilecektir…
-*-*-
Amerika’nın, Filistinlileri ve Lübnanlıları öldürsün diye İsrail’e iki yılda verdiği para da 50 milyar dolardan çok fazladır…
-*-*-
Hani diyorum, Kıbrıs meselesiydi, Maraş’ın yeniden imarıydı, mülkiyet meselesiydi, Taşınmaz Mal Komisyonu’ydu derken, uzmanların verdiği rakamlar en fazla 25 milyar dolar civarındadır…
-*-*-
Hani düz mantıkla düşünürsek, bence, Amerika, Florida’daki Milton Kasırgası’nın yarı masrafıyla Kıbrıs meselesini rahat çözer!
Aynı Amerika, bir yıllığına Filistinli ve Lübnanlı öldürülmesine destek vermesin, yine Kıbrıs meselesi çözülür!
-*-*-
Haaaa elbette şu da doğrudur; Azerbaycan üç yıl süreyle İsrail’in Filistin katliamına desteğini durdursun; yani akaryakıt satmasın, İsrail o parayı Kıbrıs’a aktarsın, yine bizim sorun çözülür!
Yaşasın anavatan Türkiye, gerisi hikaye!
Meclis Başkanı kim?
Zorlu Töre tabii ki…
-*-*-
Ama seçim şöyledir, böyledir!
Kazanmadı ki!
-*-*-
Yoksa kazanmış mıydı?
-*-*-
Bu kararı vermek sadece Başsavcı’nın görevi mi?
-*-*-
Neyse!
Ersin Tatar, New York’a gitmek üzere 14 Ekim 2024 Pazartesi saat 09.30 sularında KKTC’den ayrılacak…
Ve ayrıldığı anda Zorlu Töre de “Cumhurbaşkanı Vekili” sıfatıyla görevine vekalet edecek!
-*-*-
Bu süre zarfında Başsavcı kararını açıklar ve “Meclis’teki 9 turlu seçim ahlaksızlığın, namussuzluğun, hukuksuzluğun ta kendisidir, olmaz böyle şey” derse ne olacak?
-*-*-
Hiçbir şey olmayacak!
Zorlu Töre, yeni, yasal, dürüst, doğru, ahlaklı, şaibesiz, tartışmasız bir seçim yapılıncaya kadar ya da Başsavcı’nın imzasıyla “dokuzuncu tur geçerlidir” yazısının yazıldığı ana kadar “görevinin başındadır”…
Cumhurbaşkanı Vekili’dir…
-*-*-
Gerçekten ne olacak?
Kimse bilmiyor ne olacağını!
-*-*-
Kaldı ki herkes sonucu bilse ne olur bilmese ne olur!
Yaşasın anavatan Türkiye!
Gerisi hikaye!
Ülkemizdeki Filistinli gençler ya da öğrenciler, Gönyeli – Güzelyurt yolu üzerindeki üst geçide iki pankart astı… Bir gün sonra sanırım polis iki pankartı da indirdi… Ancak çekmeyi başardım… Bir tanesinde “İsrail soykırım suçu işliyor, bir yılda 200 binden fazla Filistinli öldürüldü”; ötekinde ise “İsrail, 7 Ekim 2023 ile ilgili olarak yalan söyledi” deniyor ve her ikisi de uluslararası yayın organlarının haberlerinden alınmış…