Zenginler ülkesi Hong Kong

Zenginler ülkesi Hong Kong

Bebek peşinde Çin’den sonra bu kez Hong Kong’a yolculuk

 

Ülviye Akın UYSAL

5 yıl önce bu sayfalarda sizlere “Çin’den Gezi Notları” paylaşmıştım. O zaman yeni hala olmuş, Çin’de yaşayan kardeşimi ziyarete gitmiştim. Bu kez kardeşim ile gelinimiz Hong Kong’a taşınınca ve ikinci bebeğin müjdesi gelince, yeni bir uzun yolculuk kaçınılmaz oldu.
Ercan’da başlayan yolculuk İstanbul üzerinden Lantau Adası’na 9 buçuk saat sürdü. Ancak dikkatimizi çeken dönüş yolculuğunun 11 saat sürmesi, ikisi arasındaki farkı, sebebini bilemiyorum!.
‘Esra’ bebek için Çin’i görmüştüm, bu kez ‘Ela’ bebeğin peşinde Hong Kong’la tanıştık.
Çin ile kıyasladığımda Hong Kong beni biraz hayal kırıklığına uğrattı çünkü oradaki zengin kültürü burada bulamadım.

‘SÖMÜRGE’ ORTAKLIĞI!

Uzak Doğu’nun ticaret merkezi Hong Kong, Kıbrıs gibi bir zamanlar İngiliz sömürgesiydi. 200’den fazla adadan oluşan Hong Kong’un Kıbrıs ile benzerliği sadece trafiğin aynı yönde olması.
1997 yılında tekrar Çin’e geçen Hong Kong, özel yönetim statüsüne sahip!.. Çin Başbakanı aynı zamanda Hong Kong’un da başbakanı ancak ülke seçilmiş vali tarafından yönetiliyor. Hong Kong’da ekonomi Çin’deki sosyalist sistemden farklı olarak kapitalist sistem üzerine kurulu... Para birimi Çin Yuanı değil Hong Kong Doları... Çin’e vizesiz girilmezken, Avrupa Birliği pasaportu ile Hong Kong’a gidebilirsiniz.

7 MİLYON İNSAN

Yedi milyon kişinin yaşadığı ve sekiz bine yakın gökdelenin bulunduğu Hong Kong’da neredeyse hiç yeşil alan yok. Biraz yeşillik görmek isterseniz çevredeki adaları ziyaret etmenizi öneririm. Banka ve ticaret merkezi olması nedeniyle çok yoğun yabancı nüfusa sahip Hong Kong’da kendinizi küçük Amerika’da hissetmeniz olağan.

Belki de Dünya’nın başka hiçbir yerinde bu kadar çok markayı bir arada bulamazsınız. Peş peşe sıralanmış Dolce & Gabbana, Gucci ve Yves Saint Laurent gibi pahalı markalar, yoldan geçen Ferrari ve Porsche’ler size paranın merkezinde olduğunuz hissini veriyor.
Hong Kong’u cazip kılan bir özellik ise Katma Değer Vergisi’nin (KDV) olmaması. Çin’de ithal mallara uygulanan %20 KDV, pek çok Çinli’nin Hong Kong’a günübirlik geçip alışveriş yapmasına neden oluyor. Bu sebeple, alış veriş merkezlerinde, boş valizlerini doldurmaya gelen Çinlilere rastlarsınız.

YERE BASMADAN GEZMEK

Hong Kong, Limasol ve Larnaka gibi, denizi doldurarak karasal alanlarını genişletti. Bu da yetmeyince yapılandırma dikey olarak devam etti. Hiçbir yerde görmeyeceğiniz kadar gökdelenleri birbirine bağlayan üst geçit bulunuyor Hong Kong’da. Bütün gününüzü yere basmadan binalar arasında gezerek geçirebilirsiniz. Çarşı merkezleri, restoranlar hatta okullar bile bu yüksek binaların içinde gizli.

IŞILTILI VİTRİNLERDEN UZAK


Büyük markalar ve ışıltılı vitrinlerin peşinde koşmayanlar için Hong Kong’un pazar yerleri görülmeye değer.  Bunların en büyüğü bir kilometre uzunluğunda olan “Ladies Market”tir (Kadınlar Pazarı). Satışların akşamüzeri başladığı pazar yeri, gece yarısına kadar açık. Aksesuar, hediyelik eşya ve uygun fiyata tekstil ürünleri bulabileceğiniz pazar yerinde sıkı pazarlık yapmanız gerekiyor.

BATIL İNANÇ PLAKALARA KADAR UZANMIŞ


Köprü altında fal baktırma, renkli bezlerle dilek tutma, köşe başlarında Buddha tapınakları, bunların tümü Hong Kong’un modern caddelerinde gezerken karşınıza çıkabilecek görüntüler. Çinliler batıl inançlarına o kadar bağlı ki bu araba plakalarına bile yansıyor. Kuzey Kıbrıs’taki gibi, iki harf ve 3 rakamdan oluşan araba plakalarında örneğin, “444” yok, bunun sebebi 4 sayısının telaffuzunun ‘ölüm’ olması. “111” de bulamazsınız, bu da mezarlara koydukları üç mumu anımsattığı için kullanılmıyor. Diğer taraftan “8” uzun ömür anlamına geldiği için çok uğurlu sayılıyor.

FİLİPİNLİ KADINLAR VE SARI SAÇLI ÇOCUKLAR

Hong Kong’da neredeyse tüm evlerde Filipinli kadınlar çalışıyor. Yabancıların yoğun olarak bulunduğu Hong Kong’da, sokaklarda sarı saçlı çocuklara eşlik eden Filipinli kadınlar sıkça görülen bir manzara. Pazar günleri ise izinli olan bu kadınlar sokaklarda neredeyse kamp kurup arkadaşları ile buluşuyorlar.

İŞ KAZALARI KAYIT ALTINDA

Örnek alınması gereken bir uygulama inşaatlarla ilgili. İnşaatların dışına asılan tabelalar iş kazaları ile ilgili yoldan geçenlere istatistiki bilgi veriyor. Aylar bazında olan bilgilerde, inşaatta çalışan işçi sayısı, toplam çalışma saatleri ve meydana gelen iş kazaları yer alıyor. Tümünde sıfır iş kazası görmek ise sevindirici!

DAĞDA OTURAN BUDDHA

Lantau Adası’nda yer alan Büyük Buddha heykeli Hong Kong’un en popüler turistik mekânlarından biri. Yarım saatlik bir teleferik yolculuğu ile ulaşılan heykel dağın üzerinde duruyor. Sakyamuni Buddha,  insan ve doğa arasındaki uyumu sembolize etmekle birlikte Çin’de bulunan beş büyük Buddha heykellerinden biri. 34 metre yükseklikte olan bu heykel yaklaşık 250 ton ağırlığında. Sağ eli kalkık olan heykel acının yok edilmesini, kucağında açık vaziyette duran sol eliyle ise cömertliği işaret ediyor. Heykelin en büyük özelliği ise tüm Buddha heykelleri güneye bakarken kuzeye bakmasıdır.

LAMMA ADASI


Gökdelenlerden bunalanlar için Hong Kong’un etrafında yüzlerce ada bulunuyor. Lamma Adası, bölgedeki adaların üçüncü büyüğü. Balıkçı adası olan Lamma, Hong Kong’un merkezinden feribot ile 30 dakika uzaklıkta. Adaya vardığınız anda turistlere hitap eden minik dükkânlar ve balık restoranları sizi karşılıyor. Adanın tümünü ise ormanlık arazi ve deniz kenarından geçen yürüyüş yolları ile keşfetmek mümkün.
 

Kumarcılar cenneti Makao

Hong Kong gibi Özel Yönetim Bölgesi statüsünde olan Makao, turbo feribot ile yarım saatlik mesafede. Eski Portekiz sömürgesi olan Makao Adası’na pasaport ile giriş yapılıyor ve ayrı para birimi kullanılıyor. 1999 yılında tekrar Çin’e devredilen Makao’da eski bina ve Portekizce yazılmış sokak isimleriyle sömürge döneminin etkilerini görmek mümkün.

Kumara meraklı Çinlilerin sıkça uğradıkları bu ada turistlerin de ilgisini çekiyor. Hong Kong ile Makao arasında hala inşa aşamasında olan köprü ise Dünya’nın en uzun köprüsü olmaya aday.
Burada satılan yiyecekler de Portekiz kültürüne ait. Ekmek arası domuz ilginizi çekmiyorsa, yumurta turta tatlısı veya pastelli denemeden adadan ayrılmamalısınız.
Büyük otel ve kumarhaneler dışında, Senado Meydanı ve Aziz Paul harabesi, Makao’da en çok ziyaret edilen yerler arasında.


Siyah beyaz kaldırım taşları ile döşenmiş Senado Meydanı, Portekiz meydanlarını andırıyor. Sokaklarda ise dükkân satıcıları yiyecek ikramı yaparak müşteri çekmeye çalışıyor.
Pek çok spor markası üretimini Makao’da gerçekleştirdiği için, burada özellikle spor ayakkabılarını daha uygun fiyata bulmak mümkün.

HARABEDEN MÜZEYE


1800’lü yıllarında yanan Aziz Paul Kilisesi, bizim devlet tiyatromuz gibi uzun yıllar restore edilmemiş. Yıkılmaya yüz tutmuş kilise 1995 yılında sağlamlaştırılarak müze haline getirildi. Sadece ön cephesi kalan kilise, adaya gelen turistlerin mutlaka basamaklarında fotoğraf çekmek için sıraya girdikleri bir yer haline geldi. Basamaklardan kilisenin üst camına bozuk para atmanın ise şans getirdiğine inananlar var.

 

Dergiler Haberleri