Kıbrıs, toprak kalitesi, ısı ve nem ortamıyla, zeytincilikte, dünyanın en önemli merkezlerinden biridir. Zeytincilik, ülkemizde yoğun bir şekilde yapılmakta ve halk için çok büyük bir değere sahiptir.
Akdeniz coğrafyası, dünya zeytin ve zeytinyağı üretiminin çok büyük bir kısmını karşılamaktadır. Kuzey Kıbrıs’ ta zeytin ağaçları, güneye göre daha yoğundur. Kıbrıs zeytini ve yağı dünya çapında kalitelidir ve halkımız tarafından da bolca tüketilmektedir.
Ülkemizdeki zeytin ağaçlarının sayısı, zeytin ve zeytinyağı tüketiminin artmasından dolayı, günden güne çoğalmaktadır. Bu bağlamda, modern zeytinyağı fabrikaları ve tesisleri de ülkemizin birçok bölgesinde faaliyet göstermektedir.
Ancak, inşaat sektörünün plansız ve çok hızlı gelişmesi de, özellikle yerli zeytin ağaçlarının sayısını azaltmıştır.
Hasadı yapılan bu sezon, zeytin ve zeytinyağı üretimi, geçen sezona göre, nerdeyse üçte iki oranında azalmış durumdadır.Buna mukabil, zeytinyağı ve zeytin ürünlerine talep de artmıştır.
Bu nedenle, piyasada zeytin ve zeytinyağı fiyatlarının yükseldiğini görmekteyiz.Bundan da, tüketiciler memnun olmamıştır.
Dünya’ da, zeytinyağı rekoltesinin düşmesinden dolayı, 2020 yılından bu yana zeytinyağı fiyatları yaklaşık 4 kat artmış durumdadır.
Zeytin ve zeytinyağı üreticileri, başta su olmak üzere, yüksek girdi maliyetlerinden dolayı, yaptıkları masrafın ve emeğin karşılığını bu sezon alamadılar.Maliyet artışları, fiyatların yükselmesini de sağlamıştır.
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde, CTP milletvekili Fide Kürşat’ın gündeme taşıdığı ve basına yansıyan haberlerden öğrendiğimize göre, ülkemizde üretilen zeytin yağlarında ciddi miktarda hileli ürünler tespit edildi.
Zeytin yağlarının içine başka yağlar karıştırıldığı zaman orjinalliği gidiyor ve hileli (Tağşiş) bir hale geliyor. Bu bağlamda, Tağşiş analizlerinin düzenli yapılması, zeytin ve zeytinyağı üretimini, dürüst üreticileri ve tüketicileri de koruyacaktır.
Hileli, sahte yani tağşişli zeytin yağlarını piyasaya süren bazı işletmelerin, geçmişte de bunu yaptığını öğrendik. Şubat ayında, yapılan denetimlerde alınan numunelerle tahlili yapılan 66 ürünün 19’u sahte çıktı. Hileli ürünler 8 farklı işletmeye ait 14 farklı markada görüldü. Bu işletmelerin mutlaka açıklanması, cezalandırılması ve halkın bu konuda bilgilendirilmesi şarttır.
Gıda güvenliği konusunda hiç taviz verilmemelidir.Tarım Dairesi Müdürü ise, yaptığı açıklama ile, tağşişli zeytin yağlarının marketlerden toplatıldığını ve bunları piyasaya süren işletmelere asgari ücretin 10 katı ceza uygulanacağını belirtti. Peki, bugüne kadar satılan ve tüketilenler ile ilgili ne yapılacak?
Tağşiş, kıymetli besinlerin veya madenlerin içerisine daha değersiz maddeler karıştırılarak gerçek değerinin düşürülmesidir. Zeytin yağında tağşiş ise, saf zeytinyağının içeriğine çeşitli tohum yağları, karışık rafine yağlar, besinler karıştırılarak yapılan ürünlere deniyor. Yapılan tağşiş (Hile), zeytinyağının hem zengin içeriğini hem de aromasını bozuyor.
Başka ülkelerde, zeytinyağına başka yağlar karıştırılırsa, bu durum etiketi üzerine yazılıyor ve saf zeytinyağına göre daha ucuz fiyata satılmaktadır.Tüketici de, etikette, zeytinyağı içerisinde hangi yağlar karıştırıldığını görüyor ve ürünü bilerek alıyor. Bunun örneğini Güney Kıbrıs’ ta da görebiliyoruz.
Sektörden aldığımız bilgiye göre, analiz sonuçları açıklanana kadar, uygunsuz bulunan bu hileli ürünler, Ekim ve Kasım aylarında piyasaya sürülmüş, otellere ve marketlere verilmiş ve piyasada tüketilmiştir. Ne yazık ki, halka da orjinal zeytinyağı diye hileli ürünler yüksek fiyata satılmıştır.
Üzüldüğümüz nokta, Zeytinyağı analizlerinin ülkemizde yapılamadığı için bahse konu analizler Türkiye’ye gönderilerek yaptırılıyor. 2024 Bütçesine analizlerin yapılması için kaynak konmaması ve Türkiye’ de yaptırılan analizlerin ücretini ise devlet yerine, bir kooperatif’in karşılaması ayrı bir üzüntü kaynağıdır.
Yani bu tahliller, bu yıl içinde yapılmaya devam edecekse, ücretini vermek için, başka kooperatif veya kurumlar mı aranacaktır? Zeytinyağı analizlerinin düzenli, kapsamlı şekilde yapılması ve ürünler piyasaya sürülmeden de denetlenmesi gerekiyor.
Öte yandan, 7 Temmuz 2023’te yürürlüğe giren Zeytin ve Zeytin Ürünleri Yasasının, tüzükleri tamamlanmadığı için, uygulanmasında sorunlar olduğudur. Bilinmesi gereken, Yasaların tek başına yeterli olmadığı, tüzüklerin tamamlanmaması halinde uygulamaya başlayamadığı ve yasanın gereklerinin yerine getirilmediğidir.Bu tüzükler niye tamamlanmıyor?Tarım Bakanlığı ve Hükümet, niye tüzükleri tamamlamıyor?
Netice itibarıyle, zeytinyağında hile( tağşiş) yapmak, zeytinyağına başka yağlar karıştırarak satmak, tüketiciyi aldatmakta ve yapanın haksız kazanç sağlamasına yol açmaktadır.
Ülkemizde, zeytin ve zeytinyağı üretiminin istenilen başarıya ulaşabilmesi için, kaliteden taviz verilmemeli, üreticiler bilinçlendirilmeli ve zeytinyağında hile yapanlara fırsat verilmeyerek, en ağır cezalara çarptırılmalıdır.
Memlekette son zamanlarda, sahte para, sahte reçete, sahte diploma dan sonra sahte zeytinyağı ile de karşılaşınca, kimse artık şaşırmamaya ve birbirine sormaya başladı. ‘’.Bakalım daha nelerin sahtesi ile karşılaşacağız’’ diye...
Bizi üzen de aslında, toplumun bu şaşırmama duygusunu hissetmesidir. Umarım, halk günü geldiğinde, kayıtsız kalmayacak, tepkisini demokratik bir şekilde gösterecek ve ülkeyi layıkıyla yönetemeyenlere gerekli cevabı verecektir.