Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, UBP Milletvekili, İçişleri eski bakanlarından, eski Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler hakkında polise “rüşvet aldığı” yönünde şikayet yapıldığını açıkladı.
Söz konusu rüşvetin, Öztürkler’in Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü olduğu dönemde, Ada Kent Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu tarafından, bir restoranın otoparkında verildiğinin iddia edildiğini söyleyen Derya, şöyle devam etti:
“Paranın zarf içinde, aracının bagajına konulduğu iddia ediliyor. Verme nedeninin ise, tıp fakültesi açma izni alması konusunda yardımcı olabilmesi için verdiği öne sürülüyor. Polis bu konuyu soruşturmakla mükelleftir. Polis Genel Müdürü’ne sormak istiyorum; bu ifadeyle ilgili gerekli soruşturma yapıldı mı? Ziya Bey polise ifade vermek üzere davet edildi mi?”
Derya'nın ardından kürsüye çıkan Eğitim Bakanı Nazım "Ortaya koyduğu iddialarda bir dayanağı varsa, paylaşması gerekiyor. Dayanağı yoksa kürsüde bu kadar iddialı şeyler söylememeli" dedi.
İlgili Haber:
Bunun üzerine Derya yerinden söz alarak, "Şikâyet geçen yıl yapıldı, bakan olarak Polis Genel Müdürü’nü arayıp bilgi alabilirsiniz. Bu bir ithamdır. Ziya Bey polise gidip ifade vermişse, dosyanın akıbeti nedir? Bakan olarak veya Başbakan aracılığıyla bu bilgileri alabilirsiniz. Bu konuda kamuoyunun aydınlatılması gerek. Hükümet olarak inisiyatif alın" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Derya'nın YENİDÜZEN'in, "YÖK geldi, soruşturma durdu" haberine dikkat çekmesi üzerine; YÖK'ün "sorgulamayın zarar görürsünüz" deme durumu olmadığını iddia etti:
"2 gündür buradalar. İlk ziyaretlerini bana yaptılar. Başbakanlık’ta geniş bir toplantı yapıldı. Geliş maksatları basın yoluyla ifade edildi; TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan yardım istendi ve sürecin üniversitelere zarar vermemesi için destek adına geldiler. YÖK istediği zaman gelip denetim yapabiliyor, YÖDAK’la birlikte denetim yapabiliyor. Denetim hakkına sahiptir. Bu yetkiye dayanarak gelmesine rağmen, hükümetimizin talebi üzerine geldiler. Üniversitelerin zarar görmemesi için buraya geldiler. Bugünkü toplantıya araştırma komitesinden üyeler de katıldı. Pek çok konu konuşuldu. Üniversitelerin geleceğiyle ilgili tartışmalarda gailemiz ortak. Herkes farklı bir üslupla bu süreci değerlendirme hakkına da sahiptir. Ama her şey çocuklarımızın geleceği için. Bu çirkin tespitlerin toplumu komple sarması ve üniversite alanını tamamen çökertmesine müsaade etmememiz gerekiyor. Kim hata yaptıysa bu hatalar ortaya çıkarılmalı. Bu sahte işlerin sınırının çizilmesi gerekiyor. Sorgulamalar durursa zan altında kalırız, bunu kaldıramayız. Ucu nereye dokunursa dokunsun, devam etmemiz lazım. YÖK’ün ‘sorgulamayın zarar görürsünüz’ deme durumu yok."