Hakan Karahasan
hakan.karahasan@gmail.com
Slavoj Žižek. Žižek’ten Nükteler. Çev. Erkal Ünal. İstanbul: Encore, 2014.
Slavoj Žižek. Sloven akademisyen, sosyal teorist, entelektüel... Žižek’in takmış olduğu şapkalar bunlarla bitmiyor elbette. Psikanaliz deyince, deyim yerindeyse baskın iki okuldan birisi olan Lacancı psikanaliz çalışmalarına bakıldığında, Žižek’in literature kattıkları konu ile ilgili kişiler tarafından zaten bilinmektedir. Žižek’in alana yapmış olduğu en büyük katkılardan bir tanesi, psikanalizi son derece popüler bir çizgiye getirebilmesinde yatmaktadır. Bunu yaparken, eski çalışmalarından günümüze değin yazmış olduğu kitaplarında filmler, fıkralardan örnekler vermesi yanında, Tanrı’nın varlığı, ekonomi gibi birbirinden farklı alanlarda vermiş olduğu ürünlerle Žižek, kimilerince günümüzde akademinin süperstarı olarak da nitelendirilmektedir.
Lacancı psikanaliz çizgisi dışında Žižek’in bir diğer önemli çalışma alanı da Hegel’dir. Başka bir deyişle, “eski bir Yugoslav” olan Žižek’in çalışmalarına bakıldığında, bir nevi Hegel, Marx, Lacan sentezi görebilmek (belli bir oranda), mümkündür. Günümüzde dünyanın değişik yerlerinde dersler veren, kitaplar yazan Žižek, diğer yandan arada sırada da olsa bir parçası olduğu Ljubljana Üniversitesi’ne de uğramaktadır. Yakın zamanda çıkan kitaplarından Ahir Zamanlarda Yaşarken, Hiçten Az gibi kitaplarıyla günümüz dünyası ve sorunları üzerine düşünce üreten bir entelektüel olduğunu ispatlayan Žižek, belki de bu sebepten ötürü Brexit, Amerika Birleşik Devletleri seçimleri ve Fransa’daki seçimlerde görüşleri anaakım medya tarafından dile getirilen az sayıdaki entelektüellerden birisi idi.
Žižek’ten Nükteler, çok yönlü bir düşünür olan, çoğunlukla önceki kitaplarında örnek olarak verdiği fıkralar ile kitap için eklediği örneklerin birleştiği, esprili ama bir o kadar da bilgilendirici bir çalışma. Fıkraların genel anlamdaki işlevleri ile psikanalitik açıdan ne anlam ihtiva ettiklerini esprili bir dille anlatan Žižek, böylece anlatmaya çalıştığı konuları son derece akıcı bir üslup ile okuyuculara aktarıyor. Fıkraları Hegel ve Lacan’ın düşüncelerine yönelik genel bir giriş olarak okumak mümkün. Kitapta, psikanalizde bahsedilen “olumsuzlamanın olumsuzlanması” ve bunun öznenin konumu ile olan ilgisi üzerine olan fıkralardan, Hegel diyalektiği ve bunun fıkralar üzerinden nasıl okunabileceğine dair birçok fıkra bulunmakta. Ayrıca, Doğu Blok’unda devlet ve otoritenin gücünü olumsuzluk üzerinden olumlamak amacı dışında, genel olarak fıkralar sayesinde gücün nasıl meşrulaştırıldığına, var olmayanın varlığı üzerinden esprili yaklaşımlarda bulunuyor Žižek kitabında. 2014 yılında yayımlanan kitaptaki fıkralarda din, günümüz sorunları (Irak işgali sırasında kitle imha silahları olup olmaması örneği) gibi konular yanında, eski Yugoslav, Doğu Almanya ve Yahudiler ile ilgili fıkralar yer alıyor. Yer yer güldüren bu fıkralar aslında Žižek’in anlatmaya çalıştığı konuların ne olduklarını “yaşayan örnekler” üzerinden anlamamıza yol açmalarıyla belirtilen konulara kısa bir giriş olarak bağımsız bir şekilde okunabileceği gibi, kitapta referans verilen kaynakça listesine bakıp, bazı örneklerin alındığı çalışmalara da bakılmak suretiyle, konu hakkında daha geniş bilgi edinilmesi imkânını da sağlıyor okuyuculara.
Kitabın arka kapağında yazdığı üzere, günümüzün önemli entelektüellerinden sayılan “Slavoj Žižek doğdu, kitaplar yazıyor ve ölecektir.” Ve elbette yazdığı kitaplar da okurlar tarafından okunup, tartışılmaya devam edecektir.