Ses var, görüntü yok
Hem Bostancı Bağcıl hem de Çetinkaya bu ligin kalburüstü takımları.
Her yıl lig mücadelesinde üst sıralar için mücadele veriyorlar.
Özellikle Çetinkaya birçok şampiyonluklar yaşamış, geniş bir camiası olan bir kulüp. Bağcıl’ın da büyük bir camia
Hem Bostancı Bağcıl hem de Çetinkaya bu ligin kalburüstü takımları.
Her yıl lig mücadelesinde üst sıralar için mücadele veriyorlar.
Özellikle Çetinkaya birçok şampiyonluklar yaşamış, geniş bir camiası olan bir kulüp. Bağcıl’ın da büyük bir camiası olduğu ortada, ancak sahaya geldiğiniz zaman tribünlerin hemen hemen boş olduğunu görmek insanın içini burkuyor. Ne yazık ki maçtan sonra oynanan oyuna bakarak bu seyirci sahaya niye gelsin ki diye de düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ben bir izleyici olarak sahaya gittiğim zaman beklentim sonuç ne olursa olsun iyi futbol izlemektir. Dün Bostancı’daki maçta seyir zevki açısından kayda değer hiçbir şey yoktu. Benim dünkü gözlemim sahada maça oldukça ürkek başlayan ve bu ürkekliğini maç boyunca devam ettiren bir Çetinkaya takımı ile maç boyunca organize bir şekilde Çetinkaya üzerine gelemeyen bir Bağcıl takımı vardı. Çetinkaya bir hafta önce Türk Ocağı takımından dört gol yemişti. Bu hafta sahaya yansıttıkları defans kurgusu yoğurdu üfleyerek yiyeceklerinin bir göstergesiydi.
İlk etapta Hüseyin, Serhan ve Serkan üçlüsüyle üçlü defans kurgusunda oldukları izlenimini verseler de en cılız bir Bağcıl atağında bile bir anda sağ taraftan Tunç sol taraftan Akın hatta orta alandan Ertan ve Uğur da defans bloğuna gelerek bir çizgi halinde savunma hattı oluşturdular. İyi güzel de ileride yalnız kalan Batsi ile Ersin ikilisi ile bağlantı kuracak bloğun ortadan kalkması Çetinkaya’yı nasıl organize bir şekilde atağa kaldıracaktı bu hiç düşünülmedi.
Ha iyi bir savunma yaptılar mı diye sorulursa, Bebbe’nin kendi şahsi gayreti ile yarattığı birkaç pozisyonda aciz kalmalarına rağmen genelde başarılı olup istediklerini aldılar. Çetinkaya ise gereksiz yere bu kadar kalabalık bir defans anlayışını sahaya yansıtmak yerine sahanın her yerine yayılan bol pas yapan ve her yerde basan bir futbol anlayışını benimsemeli diye düşünüyorum. Bu takımda sadece Batsi’nin gol atması beklenmemeli yâda Cetrik’in oyunda olmayışı Çetinkaya’nın oyununu bu kadar olumsuz etkilememeli.
Bağcıl takımında yenilerin henüz istenen performansı göstermedikleri bir gerçek. Bunlara Bebbe de dahil ancak Bebbe’ye bir parantez açmak lazım. Bağcıl’da yardımlaşma üst düzeyde olmadığı için Bebbe de bundan nasibini alıyor ve arkadaşlarından gerekli desteği göremiyor. Topla buluşturulduğu birkaç pozisyonda neler yapabileceğini gösterdi. Birebirlerde hep ayakta kalan taraftı. Düştü kalktı fakat mücadeleyi kazandı. Bir şutunun da direkten dönmesi artık onun şanssızlığıydı.
Bağcıl takımında kanatlar eskisi gibi çalışmıyor. Orta alanda Behiç ve biraz da Derviş Kolcu’nun gayreti var fakat yeterli olmuyor. Haftanın en güzel maçı olacak diye tahmin ettiğim maçta duran toptan gelen bir gol vardı ancak hiç güzel bir oyun yoktu. Tıpkı siyah beyaz televizyonlar döneminde yayın kalitesi kötü olduğunda söylediğimiz gibi “ses var ama görüntü yok”.