Bir kez aşk denen denen kuyrukluyıldız çarpmışsa yüreğinize, ömür boyu hep o coşkuyu, ısıyı ve ışığı ararsınız.

Bugün Sevgililer Günü ya da Sevgi Günü. Bugün buram buram aşk ve sevgi koksun istedim satırlarım. Sevgi sarsın her yanımızı. Sevgi dolu sözcüklerle dolsun kulaklarımız. Pas tutmuş kilitlere sevgi sözcükleriyle yüklenelim. Sevginin ticarileştirilmesine hiç prim vermeden o çok basit iki kelime ile seslenelim en sevdiklerimizin yüreklerine… “SENİ SEVİYORUM.”

Yıllardır hep kafama takılır. Okullarda onca ders öğretilirken çocuklarımıza neden “SEVGİ” dersi yok diye. Senelerce ezberletilen ve çoğu zaman yaşamda hiç kullanılmayan onca formül arasında neden sevebilmenin formülü yer almaz. Ne güzel olurdu SEVGİ diye bir ders olsa müfredatında da

-alırken vermeyi de bilmek

-düş kurabilmek ve düşlerde yolculuklara çıkabilmek

-sevilmeden önce sevmeyi bilmek- hem de sabırla ve karşılık beklemeden

-emek emek üretmeyi

-işini severek yapmayı

-ekrana değil, insana dokunmayı

-ve paylaşabilmeyi anlatan konular olsa…

*  *  *

Sevgililer günü hediyesi mi? Benim önerim Kıbrıs kokulu bir demet dağ nergisi...

Ve bugün şiirsiz olmaz diyorum...

AŞK

Hani aşk nedir diye sordun ya sevgilim

Aşk Girne kalesine çıkıp yüreğin avucunda

Aklını denize fırlatmaktır.

Yaşamın sıradan sokaklarında dolanırken,

Bir göktaşının yüreğine çarpmasıdır.

Aşk, teninde temizleyemediğin kum taneleridir sevgilim.

Düşüne düşen bir düştür

Çocukluğunun kokusu

Dudaklarının dudaklarıma fırlattığı denizdir.

Yaşandıkça bizim olan bir şarkıdır aşk

Şiirlerin gökyüzünde uçuşmasıdır.

Aşk, ateşböceklerinin sardığı  lale tarlasıdır sevgilim.

Nergis tarlasında sırılsıklam toprağa uzanıp,

Gökyüzündeki yıldız yağmurunu izlemektir aşk.

 Filiz Besim