SEVİYE DÜŞERKEN
Sosyal medyada usta eli değmiş bir tasarım paylaştı, TDP Gençlik.
“Soruyoruz: Devlet okullarında seviye düşüyor dediniz, bunu düzeltmek için eylem planınız var mıdır, varsa nedir?.”
Soru, sanıyorum Başbakan Kalyoncu’ya.
* * *
Öncelikle soruya katılıyorum.
HÜKÜMETE buna yanıt vermeli.
* * *
Bir soru da ben ekliyorum bunun üzerine, çünkü, TDP de iktidara gelme iddiasında...
- “Devlet okullarında seviye düşüyor” görüşüne katılıyor musunuz?
- Eğer katılıyorsanız, bunu düzeltmek için eylem planınız var mıdır? Varsa nedir?
* * *
Ülkede, özellikle de kamusal eğitim ve sağlık çağdaş bir seviyeye gelecekse, partisel rekabetle olacağı yok bunun!.
Ancak ortak akılla, birlikte hareket etmekle, işbirliği ve samimiyetle mümkün...
* * *
En zoru ‘gerçekler’i dile getirmek aslında, Başbakan biraz da ‘saflık’la yapmış bunu...
Pek çok öğretmenin hatta sendika öncülerinin dahi kendi çocuklarını ‘özel okul’a gönderdiği bir ortamda, devlet okullarında seviyenin düştüğünü söylemiş!..
‘Yalan’ diyebilen de yok zaten!..
Öfke ‘gerçeğin’ dile gelmesine değil, özel bir kolejin yöneticileri önünde söylenmesine zaten!..
* * *
Devlet okullarında seviye düşmeseydi, buralardaki kimi öğretmenler, evlerini ya da kiraladıkları ofisleri ‘dersliğe’ çevirir miydi?
Dershanelere taşınır mıydı çocuklar?
“Tam gün eğitim”e karşı her koşulda direnenler şimdi ne kadar inandırıcı ki?
“Aileler özel derslere yıllık 60 milyon TL ödüyor” diyen sendikacı, bu paranın kimlere ödendiğini gelmiş geçmiş bakanlarla el ele gizleyerek, aslında bu sistemi besleyen aktörleri korurken, ne zaman özeleştiri yaptı sahi?
‘Tazıya tut tavşana kaç’la ne elde etti?
Bilgi çağını asla temsil etmeyen eylem ve grevlerden bezdirdikleri velilerle ne zaman yüzleşti?
Her türlü ‘veri’yi reddederek ‘sloganlar’a sıkıştırılan söylemlerin ve ekşimiş demagojilerin hiç mi payı yok yani, eğitimin geldiği bu seviyede?!
Hem ‘örgütlü’ yaşama saygıyı tüketti bu çevreler, hem de kendilerini ne yazık.
* * *
Sosyolog Kudret Akay’ın Kıbrıs Postası’ndaki sözlerine çok yakın düşüncelerim vardı.
“Kalyoncu’ya teşekkür borçluyuz. ‘Taht’ta otururken ‘kral çıplak’ demek kolay değildir... Bir grup, ‘Başbakan aileleri özel okullara yönlendiriyor’ diye eleştirmiş. Bu, kolaya kaçmak veya madalyonun öbür yüzünü saklamaya çalışmaktır. Madalyonun öbür yüzünde işaret ettikleri var çünkü. Saklayalım o zaman bu gerçekliği, yani ‘aman sakın aileler bilmesin’ mi okulların durumunu? Eğitime duyarlıysanız nasıl bir paradoks bu?”
* * *
Siyasal ve sendikal popülizm bezdirdi!
Yüzleşmek, ilk adımdır…
Elbette ‘çözüm üretmek’ aslolan!