1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Seviye yerin dibinde!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Seviye yerin dibinde!

A+A-

Ersin Tatar ve adamları diyor ki; “sabahtan akşama Türkiye’ye söven kişi...”

Kime diyorlar?

Bana!

“Asla küfretmedim, sövmedim” diyorum, Türkçe hataları ile dolu ve geçmişte Sibel Tatar’a da ciddi hakarette bulunan internet gazetesinde, yıllar önce yazdığım bir yazıdan alıntı yapıp, “işte Türkiye’yi suçladın” diyorlar!

-*-*-

Kardeşim, o yazıyı ben yazdım!

Yine yazarım ve çok da iddialıyım!

Ayhan Hikmet’i, Muzaffer Gürkan’ı, Derviş Ali Kavazoğlu’nu neden ve nasıl öldürdüğünüzü herkes biliyor be canlarım...

-*-*-

Hatta, es geçmeyelim, bu ülkede Kutlu Adalı’yı rahmetlik nenemin öldürmediğinden eminim!

Hatta ve hatta, başka büyük bir cinayetle ilgili poliste çok ciddi kamera kaydı olduğunu eminim siz de biliyorsunuz!

-*-*-

O yazıda da diyorum ki, bu cinayetleri işleyenlerle Ali Bizden’i Türkiye’ye sokmayanlar aynı kişilerdir...

Ve o yazıda diyorum ki, bu insanlar ve Ali Bizden gibiler, çok zeki oldukları için asla istenmemektedirler!

Onların istedikleri, biatçı, itiatço olsun, zekası kıt olsa da olur!

-*-*-

Ama tekrar ediyorum, bende küfür asla yok!

Suçlama, eleştiri çok!

-*-*-

Sağ olsunlar, her gün fotoğrafımı yayınlıyorlar, okuyucu sayım beşe, ona katlanıyor.

İzleyici sayım rekora gidiyor...

Bu kadar reklamımı yapmayın...

Her gören sarılıyor, tebrik ediyor...

Utandırıyorsunuz beni!

-*-*-

Bu arada bazı polislere de soruşturma açmışlar...

Neden ve nasıl Saray’a girdiğimi araştırıyorlar...

Araştıranlar da emir kulu!

N’apsınlar?

Ama olay kaç gündür yazdığım gibidir, okusunlar!

-*-*-

Ve dün beni manşetinde yayınladıkları Türkçe engelli gazetelerinde açıkça itiraf ettikleri şudur; “... Serhat’ı düşünceleri nedeniyle Saray’dan çıkardık...”

Çünkü, “akredite olmadıydı” yalanının tutmadığını çok iyi biliyorlar...

Faşisttiler, faşisttirler, faşist ölecekler...

İtiraf ettiler...

Ama ne olursa olsun yine de acıyorum...

En başta da Ersin beye...

Zavallı!

-*-*-

Haaa bu arada Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Kıbrıs ayağının Erdoğan’ı rahatsız ettiği ve Erdoğan’ın, Tatar ile bazı kişileri çok ciddi hırpaladığı kaydediliyor...

Bir kez daha acıyorum...

Gelinen seviyeye bakar mısınız?

Yerlerde sürünen seviye, şu anda yerin dibinde!

-*-*-

Bir seviyesizlik daha ister misiniz?

KKTC denen eşit egemen paluzenin, pardon devletin Başbakanı, TC Büyükelçisi’ni ziyarete gidiyor!

Tam bir rezalet!

Başbakan, resmi bir tören yoksa, bir rahatsızlık, hastalık gibi durum yoksa, Büyükelçi’yi ziyaret etmez...

Yanına, makamına çağırır...

Hatta tam doğrusu şudur; kendisi çağırmaz, Dışişleri Bakanı’na talimat verir, Büyükelçi’yi o çağırır!

Bizde mi?

Bizde durum aslında bundan da kötü; çünkü aynı büyükelçi gittiği her yerde hükümeti ve bazı üyelerini azarlıyor, eleştiriyor, dedikodu bile yapıyor...

-*-*-

Ve bir şey daha anlatayım...

Ercan Havaalanı’nın yeni binası 20 Temmuz’a yetişmeyecek...

Bir: Elektrik sistemi hatalı... Almanya’ya göre yapıldı ve bizdeki sistem İngiliz sistemi... Haliyle ya tümden elektrik sistemi değişecek ki bu, yeni bina yapmak kadar sorunlu ve masraflıdır... Ya da Türkiye’den mühendis getirip, egemen eşit paluze yasaları ihlal edilerek, o mühendislere projeyi onaylatacaklar!

Havaalanı da sahte ve eğreti olmuş olacak!

İki: Havaalanı’nın gümrük binası da yok... Nasıl olur? Oldu işte... Meğer binanın planı, Türkiye’deki bir havaalanın iç hat terminalinin kopyasıymış... İç hatta gümrük kullanılmıyor, bina da yapmamışlar... Şu anda açamıyorlar...

Üç: Havaalanı sözleşmesinde bir de madde unutmuşlar... Çünkü o sözleşme de kopya... Ne mi deniyor bu maddede? Deniyor ki, havaalanına doğal gaz bağlanacaksa, Adana’daki filanca şirketten tedarik edeilecek!

-*-*-

Nasıl nasıl!

Ne demiştiniz?

Egemen eşit paluze mi?

Aynen!


Dünya’da 3G hızında sadece iki ülke var Yemen ve Paluzeland!

Telsim – Vodafone...

Vodafone nedir?

Vodafone, “egemen eşit Yemen”deki, pardon egemen eşit KKTC’deki tek küresel şirkettir...

-*-*-

Bu ülkede çok önemli markalar var...

Mesela BMW...

O da çok önemli ve bizim için “tanınma” seviyesinde bir prestijdir ama Vodafone, şu anda Dünya’daki 14 ülkede 5G, 21 ülkede de 4.5 G; yani hızlı ve kaliteli internet hizmeti sunan, bir teknoloji devidir...

-*-*-

Vodafone, KKTC’de son iki yılın vergi rekortmenidir...

-*-*-

Efendim, Vodafone, tabii ki kar amacı güden bir şirkettir ve tabii ki temel hedefi para kazanmaktır...

-*-*-

Ve bir not daha eklemek istiyorum; egemen eşit KKTC, tüm Dünya’da hala 3 G hızında internet kullanan iki “devletten” biridir...

-*-*-

Öteki devlet mi?

Yemen!

İç savaş yaşanan, karışık bir ülke!

-*-*-

Şimdi, bu bilgiler ışığında, gelelim sonuca...

-*-*-

Ülkemizde internet hizmeti sunan iki şirket var...

Biri Vodafone, öteki Turkcell...

Turkcell’e, 7 Eylül 2023’de 4.5 G lisansı verildi...

Vodafone şirketine ise 28 Ekim 2023’te aynı sinyali çıkma lisansı verildi...

-*-*-

Vodafone diyor ki, evet yasalar, sözleşmeler bunu gerektiriyor ve biz bu yasalara uyacağız ama 30 veya 31 Temmuz 2023’te 4.5 G sinyali basmaya hazırız...

-*-*-

Komşumuz Güney Kıbrıs mı?

Onlar 5 G...

Daha hızlı...

Vodafone, buna da hazır...

-*-*-

Vodafone Genel Müdürü Sefer Tüz ve Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Tanpınar’ı kahvaltılı basın toplantısında dinledik...

-*-*-

Ne dediler?

Özetleyelim...

Ülkeye fayda sağlamak, Dünya standartlarında internet hızına ulaşabilmek...

Yemen seviyesinde kalmamak...

Dev gibi Vodafone’u ülkeden kaçırmamak...

Vergi rekortmeni olmaya devam etmek...

-*-*-

Efendim yasalar diyor ki; 28 Ekim’e kadar bekleyeceksiniz...

Onlar da diyor ki; rakibimiz de hazır olsun, birlikte 30 Temmuz 2023’te bu ülkenin teknoloji kullanıcısını Dünya seviyesine çekelim...

-*-*-

KKTC Devleti mi?

Eşit egemen Paluzenin başkanı Bolu’da, gereksiz, saçma ve de sapan ama en önemlisi seviyesiz gezilerinden birinde...

Başbakanı gergin; her an görevden alınabilir!

Bilmem anlatabildim mi?


ca-times-brightspotcdn.jpg

Libya’nın Tobruk Limanı’ndan ayrıldı... Yunanistan açıklarına geldiğinde, uluslararası sularda, bu ülkenin yardım teklifini kabul etmedi. Fotoğrafı da onlar havadan çekti... Çarşamba sabahı bizim saatle 03.00’te, gemideki bazı yolculardan, ulaşabildikleri yerlere yardım çağrıları yapılıyordu ama artık çok geçti... Yunan sahil koruma ekipleri, dün bu yazıyı yazdığım akşam üzerine kadar denizden 79 ceset çıkardı; 104 kişi de sağ kurtuldu... Kimi kaynaklara göre, 20 – 30 metre uzunluğundaki eski balıkçı teknesinde 750 kadar göçmen vardı... Kaptan gemiyi küçük bir sandalla terk etmişti ve makineler çalışmıyordu... Ölü veya kayıp sayısının artacağı endişesi çok yüksek... Teknenin battığı yer, Akdeniz’in en derin noktası... Yunanistan 3 gün ulusal yas ilan etti. Pahalılıkmış, enflasyonmuş, Kıbrıs sorunuymuş, Ersinmiş, Tatarmış, seviyesizlikmiş... İnsan, yaşadığına şükrediyor bu haberleri okuyunca...

Bu yazı toplam 2406 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar