1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Sevklere verdiğimiz para ile Mucize yaratırız”
“Sevklere verdiğimiz para ile  Mucize yaratırız”

“Sevklere verdiğimiz para ile Mucize yaratırız”

Sağlık Bakanı Filiz Besim, hasta sevklerine verilen paralarla ülkede tarih yazılabileceğini söyledi.

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

Sağlık Bakanı Filiz Besim, hasta sevklerine verilen paralarla ülkede tarih yazılabileceğini söyledi.

Artık hastanede ve evlerde sertifikasız kişilerin hasta bakamayacağına da vurgu yapan Besim, “Artık bilgisiz, bilinçsiz kişiler hasta bakımı yapamayacak” dedi.

Kanser Bildirim Zorunluluğu Yasası’nın önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na geleceğine işaret eden Besim, artık bildirimin zorunlu olacağına işaret etti.

17 merkezde Koruyucu Aile Merkezleri’ni kurduklarını da kaydeden Besim, “insanların yerinde hizmet alması önemli” dedi.

Anti depresan kullanımında ciddi artışın olduğuna değinen Besim, “Depresif bir toplum olduk” vurgusunda bulundu.

Sağlık Bakanı Filiz Besim ile bu hafta sağlıktaki sorunları ve sağlıkta gerçekleşen ve gerçekleşecek projeleri konuştuk.

“Kamu hekimlerinin mesai sonrası hastanede hasta bakmasını yılbaşından önce yavaş yavaş hayata geçireceğiz.”

 

  • YENiDÜZEN: 1 Eylül’den itibaren kamu doktorların mesai sonrası hastanede hizmet vermesine yönelik bir çalışma vardı. Şu an durum nedir?
  • Filiz BESİM: Geçtiğimiz 2017 Ağustos ayında hekimlere özel hastanelerde ve devletin de ihtiyaç duyduğu alanlarda dışarda da hasta bakabilecekleriyle ilgili bir tüzük yapıldı. Ancak tüzüğün tüm bacakları yerine getirilmedi. Bir protokol imzalandı, hekimler hasta bakmaya başladı oralarda ama hekimlere faturalar verilmedi ve hastaya fatura kesilemedi, Maliye’ye para yatmadı. Şuan yeniden protokolleri ele aldık. Faturaları yaptırdık, Maliye de bize hesap numarası verdi. Bütün hekimler gün sonunda veya ertesi gün, o gün yaptıkları muayene ücretlendirmelerini Maliye Bakanlığı’nın hesabına yatıracak. Oradan da belli bir miktar Sağlık Bakanlığı’na gelecek bir miktar Maliye’ye bir miktar hekim ve hastaneye gidecek. Bunu tamamladık ve hızlı bir şekilde faturaları hekimlere dağıtıyoruz.
    Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın 40’ncı maddesi gereğince mesai saatlerinden sonra hasta bakma hakkı veriyor. Bu yasanın gereğini yerine getirmektir hedefimiz. Bu yerine getirildiği zaman aslında hekimlerin dışarda çalışmasına ihtiyaç duymayacağını düşünüyoruz. 1 Eylül hedefine çok iyi çalışmıştık.  Kaç personel, kaç hemşire, nasıl bir alt yapı vs… Ancak bu birimlerde çalışacak personeli bulma noktasında sıkıntı yaşadık. Temmuz- Ağustos’ta da ciddi bir kriz yaşandı. Personel ve alt yapı anlamında yetiştiremedik. Ama müracaatlardan çok fazla hekimin de bunu istediğini gördük. Şu an çok sıkışık bir bütçe hazırlığımız var. Bu bütçe hazırlığından sonra bu alt yapıları da oluşturup ki takdir ederseniz bir hekimi siz bir odaya koyup hasta bak diyemezsiniz. Onun bir alt yapısı, personeli vardır.
     İnanıyorum ki yılbaşından önce yavaş yavaş merkez merkez bunu hayata geçireceğiz.
     
  • YENiDÜZEN: 2019 yılı bütçe açısından sıkıntılı… Personel açığınız nedir?
  • Filiz BESİM: Aslında en büyük sıkıntı hemşirelerdir. Gelir gelmez hemşire kadrolarını artırdık ama sınavı geçebilen sadece 12 hemşire olmuştu. Yeniden tekrar bir kadro açtık. İnşallah bu kez olacak. Bir de kamuda öyle bir anomali oluşturuldu ki içerde çalışan birçok insan geçici veya sözleşmeli olduğu için içerden personeller giriyor ve taze kan girişi olmuyor. Ama bu kadroları açmak zorundayız ki yıllarca oluşturulan bu anomaliyi de aslında bitirelim. Çünkü bu doğru bir şey değil. Yani siz hemşirelere haklarını vermeden çalıştıramazsınız. O anlamda bu kadroları hızlı bir şekilde açmaya çalışıyoruz ki hem içerdekilerin doğru kadroya geçmesini sağlıyoruz hem de yeni hemşirelerin gelmesini istiyoruz. Şuan Onkoloji’nin 3’ncü katı hemşiremiz olmadığı için açılamıyor. Orada 16 hemşireye ihtiyacımız var. Hedef yeni alınacak hemşirelerle Onkoloji’nin 3’ncü katını da açabilmek ve oradaki sıkışıklığı gidermek. Ama sadece Onkoloji’nin 3’ncü katı değil genel anlamda tüm servislerimizde, sağlık merkezlerinde hemşire ihtiyacımız var. Özellikle 112 Hızır Servis’te çalışan için Paramedik sınıfını açtık.  Bizim hedefimiz şoförleri de paramedik yapıp, hemşireleri esas hastane hizmetlerine çekmektir. Şoförler de paramedik olduğu zaman 112 Acil Servis hastaya gittiğinde çok daha bilinçli bir ekiple gitmiş olacak. Çünkü şimdi şöyle bir sıkıntımız var; o ambulanslara 2 tane hemşire koymak zorundayız bir de şoför. Eğer şoför paramedik olursa o zaman 1 hemşire ile bu işi götüreceğiz

 

“Sertifikası olmayan kişiler artık ne evde ne de hastanede hasta bakabilecek”

 

“Sertifikası olmayan hasta bakamayacak”

  • YENİDÜZEN: Hastanelerde hastalara bakan kişiler ne kadar bilinçli, denetim yapılıyor mu?
  • Filiz BESİM: 5-10 yıldır böyle bir mahkumiyet yaşıyoruz. Hastalarımıza, yaşlılarımıza bakma noktasında. Evlerde bakım sağlığı etkilemese de hastanelerde bilgisiz, bilinçsiz bu insanların hastane içine girmesi, hasta bakması ne etiktir, ne doğrudur. Böyle bir şey olmaz. Gerek hastanenin işleyişini bozmaları, gerekse bilgisiz bilinçsiz işler yapmaları, gerekse de kontrolsüz olmaları anlamında… Bundan dolayı ara eleman hasta bakıcı ihtiyacımız evet vardır. Hele hele bu kadar hemşire eksikliğimiz varken, daha da bu göze batıyor aslında. Biz de şöyle bir program oluşturduk; Sağlık Bakanlığı bunların eğitim programlarını oluşturdu. 1 Kasım’da eğitimler başlayacak. Bundan sonra gerek hastanelerimiz de gerek yaşlı bakım evlerinde, gerek özel hastanelerde ve evlerde sertifikalı eğitilmiş, Sağlık Bakanlığı tarafından izinlendirilmiş kişiler hasta bakımı yapacak. Biz de hastanemize bunların dışında sertifikası olmayan herhangi bir hasta bakıcıyı almayacağız. Bunun yasal zeminini de oluşturduk. Yaşlı bakım evleriyle ilgili yeni bir tüzük de yaptık. Çünkü şuan belediyelerden izin alınarak açılıyor ve hiçbir denetimleri yok. Biz hijyen koşullarını denetliyoruz ama bunlar açılırken Sağlık Bakanlığı izniyle açılmalıdır. Ama böyle bir yasa olmadığı için bu konuda bir karmaşa var. Bu yerler zapturapt altına alınacak ve çalışanlar da sertifikalı ve Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı insanlar olabilecek.
    Bu proje sağlığa ciddi kalite katacak, hem de birçok işsiz insanı aslında çalışmaya itecek. Bu insanların yatırımları Çalışma Bakanlığı tarafından karşılanacak. Hatta ücretlerinin üzerine bir miktar teşvik de verilecek. Bir şekilde devlet garantili bir iş olacak.
     
  • YENiDÜZEN: Güzellik merkezlerinde de kontrolsüz uygulamalar gerçekleşiyor. Denetim var mı?
  • Filiz BESİM: Güzellik merkezleri denetleniyor. Ama onlarla ilgili ciddi bir tüzük çalışmamız var. Bu tüzük geçtiği anda bu merkezleri çok sıkı bir şekilde zapturapt altına alacağız. Bize gelen bütün şikayetleri değerlendiriyoruz. Ancak kaçaklar var. Hijyenik, doğru olmayan tıbbı uygulamalar var.

 “Kanser bildirimi zorunlu olacak. Yasa Meclis’te”

 

“Kanser bildirimi zorunlu olacak”

  • YENiDÜZEN: Kanser haritası ile ilgili çalışma başlatıldı. Nedir gelinen aşama?
  • Filiz BESİM: Yıllardır kanser bildirimi zorunlu olsun diye bir yasa yapılmaya çalışıldı. Bu yasa bir türlü Meclis’e gidemedi. Gelir gelmez ilk olarak bu yasayı Meclis’e gönderdik. Meclis alt komitesinden geçti, Meclis Genel Kurulu’na gelecek olan ilk yasalar arasındadır. Bu yasanın geçmesiyle birlikte kanseri teşhis eden herkes Sağlık Bakanlığı’na bunu bildirmek zorunda kalacak.

 

“Koruyucu Sağlık Hizmetleri Birimi’ni 17 sağlık merkezinde kurduk.”

 

  • YENiDÜZEN: Koruyucu sağlık hizmetleri diye de bir hedefiniz vardır. Nedir bu koruyucu sağlık hizmeti?
  • Filiz BESİM: Siz çok güzel kalp ameliyatları yapabilirsiniz, çok güzel böbrek nakli yapabilirsiniz ama bir ülkede hastalıkları önlemeyi başaramazsanız bunların hiçbirinin anlamı yoktur. Yani asolan önlemektir, korumaktır, insanların hasta olmamasını sağlamaktır. Böyle bir bakış açısıyla sağlığa ve eğitime bakarsak o zaman sağlıkta gerçekten bir devrim yaratacağız. Bugün çağdaş ülkeler en büyük bütçeyi koruyucu sağlık hizmetine ayırıyor. Evet, tedavi etmek zorundayız, edeceğiz de ama bunun sonu yoktur. Çok büyük paralardır, çok ciddi şekilde devlet bütçesini sömüren konulardır. Eğer ki bir ülkede koruyucu sağlık hizmetlerini oturtamazsak, başaramazsak hiçbir anlamı yoktur.
    Biz gelir gelmez Koruyucu Sağlık Hizmetleri Birimi’ni kurduk ve bir misyon yükledik. 17 sağlık merkezinin güçlendirilmesini istedik. İnsanlar kendi yerlerinde de basit hastalıklarının erken teşhislerini yapabileceği hekim ve personeli bulmalı. Bu merkezlerde illa kadın doğum, çocuk doktoru, pratisyen, dahiliyeci, diş hekimi, laboratuvar, röntgen ve ultrason olsun. Bunu büyük oranda başardık ama yüzde yüz değil. Bunun yanında merkezlerde birimler oluşturmaya çalışıyoruz. Bütün sağlık merkezlerinde smear taraması başlattık. Bugün şehirlerde yaşayan kadınlar düzenli kontrol yaptırıyor ama asolan her yerdeki kadınlara ulaşmaktır. Yine bu merkezlerde aile planlaması hizmetlerine başladık. Yani spiral takılması…  Uzun zamandır devlet hastanesinde spiral takılmıyordu. Bu pahalı bir şeydir ve her kadın bunu yapamaz. Devlet bunu yapmak zorundadır. Sağlık merkezlerinde artık bu hizmet veriliyor.

 

 “Obezitede özellikle de 12-15 yaş arasında 4-5 yılda yüzde yüzlük artış var.”

 

Kolan kanserinin taraması aslında çok basittir. Elimizde bu kitler de vardır. Bu merkezlerde bu taramaya başladık.
Diyetisyenler Birliği ile yaptığımız çalışma sonucunda haftada 1 gün bu merkezlerde mutlaka diyetisyen olacak. Bunu yapmak zorundayız çünkü çok ciddi obezitede artış var. Özellikle de 12-15 yaş arasında 4-5 yılda yüzde yüzlük artış var. Obezite bütün hastalıkların zeminidir. Biz obeziteyi önleyemezsek hastalıkları önleyemeyiz.
Yine önemli bir konu; toplumda ciddi bir depresyon var. Anti depresan kullanımı arttı. Ciddi boyutta depresif bir toplum olduk. Bunun nedenleri vardır; Kıbrıs sorunu, geleceğimizi bir şekilde göremiyoruz, ülkedeki belirsizlik aslında en büyük depresyondur bir toplum için. Ama depresyon da bireylerden başlar ve bireylerden topluma çoğalır.
Gençler arasında çok fazla uyuşturucu, çok fazla sigara ve çok fazla madde bağımlılığı da aslında depresyonun getirdiği bir yan etkidir. Bundan dolayıdır ki Koruyucu Ruh Sağlığı hizmetlerini mutlaka gündeme almak zorundayız. Psikologlarla yaptığımız bir çalışmada da 17 sağlık merkezide haftada 1 gün psikolog olacak. Yani insanlar danışabilecek. Eğer ki ruh sağlığı tamam değilse toplumun, o ülkede sağlıklı bir sağlık hizmetinden de bahsedemezsiniz. Bunlar büyük konulardır ve birebir uğraşılmalıdır.  Biz bugüne kadar bunlarla uğraşmak yerine hastalarımızı nasıl tedavi edeceğimizi düşündük hep. Evet o da çok çok önemlidir ama asolan hastalanmamayı sağlamaktır.     
Ülkemizde çok fazla yardım derneği var. Ne güzeldir ki hepsi gelip ‘biz yardım etmek istiyoruz’ dedi.  Geçtiğimiz günlerde bir dernek ile konuştuk. HPV aşılarının temini için yardım istedik. ‘Hemen’ dediler. Yani böylede bir gerektiğinde ve doğru yol gösterildiğinde elele verme, yardım etme tutkusu var. Bireylerin, derneklerin sağlığa bu kadar yardım çabası açıkçası beni etkiliyor.
Sigarayı bırakama anlamında da sağlık merkezlerini devreye koymaya çalışıyoruz.

  • YENiDÜZEN: Hep 17 merkeze odaklandınız galiba…
  • Filiz BESİM: Sağlığın daha eşit ve adaletli dağılmasını düşünüyorum. Bütün sağlık merkezlerini siz merkezlerde toplayarak doğru, ideal bir sağlık sisteminden bahsedemezsiniz. Perifer hastanelerine ciddi şekilde önem verdik. Mağusa Hastanesi’ne hekim takviyeleri yaptık. Kardiyoloji hizmetlerini güçlendirdik.
    Yine anestezi cihazlarının güvenli olması çok önemliydi ve 5 yeni cihaz Devlet Hastanesi’ne 1 tane Mağusa Hastanesi’ne alındı.
    Mağusa Hastanesi’nde yeni doğan ünitesini kurmak için de çalışıyoruz. Yoğun bakımlarda hem hemşire hem de yatak sıkıntımız var. Son dönemlerde çok fazla yoğun bakım hastasını sevk etmek zorunda kaldık ve ben o kadar üzgünüm ki bu sevklerden çok büyük paralar veriyoruz.

 “Sevklere verdiğimiz para ile aslında ülkede tarihler yazarız, mucizeler yaratırız.”

 

  • YENiDÜZEN: Ne kadar para harcanıyor sevkler için?
  • Filiz BESİM: Ciddi boyutta… Sadece yatak için bir geceliğine 1500 TL veriyoruz. Elbette devlet bütün hastalara bakmak zorundadır ama çoğu zaman kurtarılamayacak hastalar oluyor. Ama bakmak zorundayız. Devletin yeterince yoğun bakım yatağı, hekimi, hemşiresi olmak zorundadır. Bu sevkler sağlıkta büyük kaçaktır. Sevklere verdiğimiz para ile aslında ülkede tarihler yazarız, mucizeler yaratırız.
     
  • YENiDÜZEN: Girne Hastanesi de yıllardır manşetlere konu oldu. Nedir Girne Hastanesi’ndeki durum?
  • Filiz BESİM: Acillerin dönmediği başhekimin beni günde on defa arayıp, ‘ne olacak bu akşam nöbete kim girecek’ diye bana telefon açtığı bir durumdaydı. Hekimler verdik, cihaz alımları oldu. Şuan orada çok da değerli bir başhekimimiz var. Onun da katkılarıyla Girne Hastanesi artık hiç telefon almadığım bir merkez haline geldi.
     
  • YENiDÜZEN: Cengiz Topel Hastanesi mi Güzelyurt Hastanesi mi tartışmaları sonrasında o bölgedeki gelişmeler nedir?
  • Filiz BESİM: Cengiz Topel Hastanesi’ne gerekli desteği yapamadık maalesef... Orası için yapacağımız çok şey var. Güzelyurt’ta yıllardır sağlık merkezi ki bakan olarak oraya gittiğimde sadece bir diş hekimi ve pratisyen hekim vardı. Güzelyurt gibi bir ilçede… İnanın çok samimi söylüyorum ağlayacaktım. Her taraf dökülüyordu, her taraf karanlıktı. Birkaç ay içerisinde oraya ciddi hekim takviyeleri yaptık. Ticaret Odası’nın desteği ile ki onlara teşekkür ederim Acil Servis’i açtık.  Şuan hafta sonları tam zamanlı hafta arası gece 12’ye kadar nöbetçi doktor var.  Kasım ayı itibarıyla tam zamanlı olacak. Alt yapıda da ciddi düzenleme yaptık. Tadilatlar tamamlanınca muhteşem bir merkez oluyor. 
     
  • YENiDÜZEN: Güzelyurt Hastanesi inşaatında sorunlar yaşanmıştı. Aşıldı mı, hangi aşamadasınız?
  • Filiz BESİM: Aslında bize de ‘sağlık merkezini yapıyorsunuz hastaneyi yapmayacaksınız’ dediler. Öyle bir şey yok. Biz geldiğimizde 1’nci etabı bitmişti. Ama mimarisinde ciddi sıkıntılar vardı. Türkiye’den gelen ekipler tarafından standartlara uymadığı, akredite olamayacağı yönünde de uyarılmıştık. Hemen hizmet alarak mimariyi 6 ayda toparladık. Bütçede 2’nci etap için para yoktu, parayı da bulduk önümüzdeki günlerde 2’nci etap başlıyor. Hedef 3’ncü etabı da Ocak ayı gibi açıp, 2019 yılsonuna bitirmek. Güzelyurt Sağlık Merkezi’ni de güçlendiriyoruz ki oradaki ekip Güzelyurt Hastanesi’ne geçsin.
     
  • YENiDÜZEN: Peki sağlık merkezi o zaman ne olacak?   
  • Filiz BESİM: Hedefim; yaşlı bakım evi yapmaktı. Ancak yaşlı bakım evleriyle ilgili ciddi sıkıntılar var. Bugün en iyisi Bülent Ecevit merkezidir ve 44 yatağı var. Ama sırada da 40-50 kişi var. Yaşlı bakım evi yapma projelerimiz var.  Girne Akçiçek’in eski hastanesini şuan ihaleye çıkacağız. Bunun yanında daha önce Kalkanlı’da yapılan ve devletin satın aldığı büyük bir otel var. O da Sağlık Bakanlığı’na verildi. Şuan uğraştığımız oraya 100 yataklı gerçekten, her anlamda yaşlı bakımın yapılacağı bir merkez yapmak. Hızlı olsun istiyorum çünkü büyük bir sorunu çözecek. Ondan sonra ne kadar Güzelyurt sağlık merkezine ihtiyaç olacak göreceğiz.
    Bir uyuşturucu bağımlılık merkezimiz de yok. Ayrı bir göğüs hastalıkları hastanesi yok, fizik rehabilitasyon merkezi yok, yani o kadar çok ihtiyacımız var ki bana göre minik bir hastaneye dönen sağlık merkezini de bu amaçlar için kullanabiliriz.

“2019’da temeller atılıyor”

  • YENiDÜZEN: Lefkoşa’ya da yeni hastane için 2019’da temeller atılıyor mu?
  • Filiz BESİM: Kesinlikle yeni hastane şarttır. 3’ncü basamak bir hastane olarak Devlet Hastanesi aslında 40 yıldır çok hor kullanıldı. Gereksiz bir depo, yığınak haline getirildi. 3’ncü basamak hastanede siz hem grip tedavi edersiniz, hem kalp ameliyatı yaparsınız, hem böbrek nakli, hem hastalara ilaç yazarsınız. Böyle bir sağlık sistemi olmaz.  3’ncü basamak hastane nedir? Kalp ameliyatı yaparsınız, yoğun bakımınız olur, üst düzey dahiliye tedavileriniz vs. olur. Ama Devlet Hastanesi’ni öyle bir hale getirdik ki hem polikliniktir hem sağlık ocağı, hem sağlık merkezidir. Bütün personeli de oraya yığdık ama alt yapısı yok. Asolan bu yanlış kurgulanmış düzendir.
    Yıllardır acillerde bir sıkıntı vardı, kavgalar çıkardı. Her şeyi bir anda bir yerde yapamazsınız. Enjeksiyon ve pansumanları Trenyolu Hastanesi’ne aldık. Acil serviste bir anda 3 bin hasta eksildi. Doğru bir acil haline geldi.
    Yeni hastane ihtiyacımız var, yeri var. Türkiye ile yapılan istişarelerde birçok model gündeme geldi. Ancak geldiğimizde herhangi bir protokol, herhangi bir kaynak bulmadık. Önümüzdeki günlerde TC Sağlık Bakanı ile uzun toplantılarımız olacak. 1 milyarın üzerine çıkan bir hastaneyi bizim kaynaklarımızla yapmamız mümkün değil. Onlar bize nasıl katkı sağlayacak bakacağız. Hedef 2019’da temellerini atmak.
     
  • YENiDÜZEN: Barış ve Sinir Hastanesi’nin de içler acısı durumu var. Ne olacak, projeniz var mı?
  • Filiz BESİM: Bu hastanemizde ciddi sıkıntılar vardı. Bir şekilde yıllar içinde psikiyatriste ‘depo hastanesi’ derler, depo hastanesi haline geldi. Yani psikiyatrinin tedavi edemediği hastaların ama ailelerin çok evde bakmak istemediği, bir şekilde hastaneye verdikleri hastalar… 180 yataklı ama 120 yatağı dolu olan ancak gerçek hasta sayısı 20… Hekim anlamında rahatlattık. Ancak orada çalışanlarda mutsuzluk vardı. Çünkü onlar hastaların yüzünü güldürmekten mutlu olur. Sürekli yatan ve hiçbir şekilde tedavi edemediğiniz hastalar grubundan mutlu olmazsınız. Hastanenin içinde moral bozukluğu var ve ne hekim ne personel orada görev almak istemiyor. Bu hastaları sürekli halının altına süpürür gibi, görmezden gelerek sanki yokmuş gibi davranarak sorunun üzerini örttük. Daha görünür olmaları gerektiğini düşündük. Hastanenin artık gerçek bir psikiyatrist hastanesi haline gelmesini istedik. Vamık Volkan’ı aradık, hastanenin hem kurucularından hem yaptırdığı mimarisinden de sorumlu bir hocamız. Geldi, çok da üzüldü. Yıllarca gitmemiş. Bize birtakım organizasyonuyla ilgili fikirler önerdi. Hocalar önerdi. Önerdiği yoldan gittik. Ayhatun Ateşin de uğraşı terapisti olarak hastalara atölye kurdu ve çok güzel işler çıkardı. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü, o gün bahçesinde güzel bir sergi yapıyoruz.

 

yeniduzen-satin-aliniz-932.jpg

 

 

 

Bu haber toplam 2322 defa okunmuştur