"Seyici kalmaktan vazgeçin
KTOEÖS, devlet yetkililerini eleştirerek, “Miş gibi yaparak toplumumuzun yok oluşuna seyirci kalmaktan artık vazgeçin” çağrısında bulundu.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) devlet yetkililerini eleştirerek, “Miş gibi yaparak toplumumuzun yok oluşuna seyirci kalmaktan artık vazgeçin” çağrısında bulundu.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem bugün yaptığı açıklamada, devlet ve yetkililerine eleştirilerde bulundu.
“Siz devlet değilsiniz, olamazsınız” ifadelerini kullanan Eylem’in açıklaması aynen şöyle:
“Kıbrıs'ın kuzeyinde oluşturduğunuz bu düzende eğer, çocuklarımızı koruyamıyor, atış alanında, inşaatlarda kurban verilmelerine rağmen gerekli önlemleri almıyor ve yasal düzenlemeleri yapmıyorsanız;
Öğrencilerimize eşit eğitim hakkı sağlayamıyor aylarca öğretmensiz bırakıp ders yapamadığından sınavlara giremedikleri halde hiçbir şey yokmuş gibi kayıtsızsanız ve gerekli, yeterli yatırım ve düzenlemeleri yapmayıp nitelikli, çağdaş, laik, parasız kamusal eğitimi gözden çıkarmışsanız; gencecik insanlarımız, ihalesi Ankara'da açılan mühendislik hatasıyla yapılmış yolda hayatlarını kaybediyor, bunu denetleyemiyor ve buna 'doğal afet' diyorsanız;
Vergi muafiyeti uyguladığınız, teşvikler verdiğiniz sermayeden vergi alacağınıza, vergi adaleti sağlayacağınıza kriz bahanesiyle çalışanların hayat pahalılığı ödeneğini donduruyor, buna rağmen siyasi parti ödeneklerini yüzde 30 artırıyorsanız, asgari ücretlinin, çıkardığınız yasayla çalışanları bölen, adaletsiz bir durum yaratan göç yasasına tabi çalışanların açlık sınırı altında yaşamalarını, TL kullanımından, yükselen borç faizlerinden mağduriyet yaşanmasını umursamıyor, gerekli tedbirleri alamıyorsanız;
Kurumlarımızın tahakküm altında olması, eğitim bakanlığında elçilikten görevlendirilenlerin Ankara’da alınan kararlar doğrultusunda görev yapmaları sizleri rahatsız etmiyorsa;
Yüzlerce işsiz, atama bekleyen öğretmenimiz varken 'ithal öğretmen' dayatmasına, eğitimden anlamayan popülistlerin öğretmene ve örgütüne saldırmasına, itibarsızlaştırma politikalarına, toplumu dönüştürme hedefiyle organize edilen ideolojik kamplara, cami avlularına yapılan oyun parklarına, vakıf, dernek, tarikatlara ve kurslara göz yumuyorsanız, okul değil cami, külliye yapılıyor ve eliniz kolunuz bağlı seyrediyorsanız;
Kadına, çocuğa şiddet, taciz, tecavüz, kriminal olayların had safhaya çıkması karşısında hala daha ülkeye girişleri kontrol etmiyor, gerekli önlemleri almıyor veya ' alamıyorsanız';
Düşünce ve ifade özgürlüğümüz tehlike altındaysa, bir karikatür nedeniyle, bir haber nedeniyle gazete ve gazetecilere linç girişiminde bulunuluyorsa, meclis binasının damına kadar çıkıp bayrak dikiliyor ve bu suçlara gereken cezayı vermiyor, yargıya müdahale edilmesine, yargıç tehdidine göz yumuyor ve hatta küçücük adamızda bir kısım suçluyu bulamıyor veya bulmanıza izin verilmiyorsa;
Kıyılarımızı sermayeye peşkeş çekmişseniz, çevrenin yağma talan edilmesi, dağlarımızın un ufak edilip yok edilmesi sizi rahatsız etmiyorsa;
Gece kulüpleri, uyuşturucu, casino ve bet ofislerle kumar ve mafya adası haline gelen ülkemizdeki bu düzenden rant sağlayanlara fırsat ve olanak tanıyorsanız;
Yıllardır dayatılan siyasi ekonomik ve sosyal politikalarla Kıbrıslı Türkleri yok oluşa sürükleyenlerin eşit siyasi ortak olan Kıbrıslı Türkler üzerinden kıta sahası hakkı, petrol gaz hakkı iddia etmesini, liderleri Sayın Akıncı'nın hiçe sayılmasını, Rum liderle Çavuşoğlu'nun görüşmesini kabul ediyorsanız;
Kıbrıs'ta çözüm için gerekli iradeyi ortaya koyamıyorsanız siz devlet değilsiniz, olamazsınız!”