1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. ‘Shades of Black’
‘Shades of Black’

‘Shades of Black’

‘Shades of Black’

A+A-


Tanju KONURALP
Fotoğraflar: Burçin Aybars


Ülkemizde, farklı zamanlarda imza attıkları sayısız proje ile isimlerini duyuran iki isimle birlikteyiz bu hafta. İnanç Erşen ve Emre Yazgın. İkili ile geçtiğimiz ay piyasaya çıkan ve çıktığı andan itibaren büyük beğeni toplayan ‘Shades of Black’ isimli albümleri hakkında sohbet ettik. Asya Özılgaz, Cahit Kutrafalı, Çağla Elektrikçi, Çağrı Çerkez, Erhan Aytaç, Ezgi Akgürgen, Fikri Karayel, Fuat Kutrafalı, Hüseyin Altan, Hüseyin Kırmızı (Japon), Gürhan Nuray, İbrahim Şevki ve Simge Akdoğdu’nun yer aldığı, akustik projenin ortaya çıkışından, raflarda yerini almasına kadarki süreci paylaştık.

Albüm için işbirliği

Albüm fikri nasıl ortaya çıktı?
İnanç Erşen: Uzun zamandır bestele yapmak ve şarkı söylemek üzerine çalışmalar sürdürmekteydim. Tabi bunu kendimce gerçekleştiriyordum. Dışarıdan birisine sorsanız beni, elinde elektrogitarı ve sahnede garip mimikleri ile bir kişi olarak tanımlar. Bu yönümü çok az insan bilir. Geçmişte yazdığım birkaç şarkım vardı. Beste ise benim, zaman zaman ruhani olarak girdiğimi duygusal ve ağır dönemlerde hayata geçirebildiğim bir unsurdur. Ancak bu dönemlerimde yaratıcı olabiliyorum. Yine böyle bir döneme, geçmişteki bestelerime ilaveten 5 – 6 parça daha yazdım. Daha sonra ise “bu parçaları bir albümde neden toplamıyorum” diye düşündüm ve aklıma bunu birileri ile ortak yürütme fikri geldi. Tam da bu noktada Emre ortaya çıktı ve anlaşarak yola başladık.
Emre Yazgın: İnanç bu fikir ile geldiği dönemde, ben zaten profesyonel olarak yürüttüğüm stüdyo işimle meşguldüm. Hemen her gün, birbirinden farklı birçok kayıt ile uğraşıyordum. Eğer kayıt işinde çalışıyorsanız, belli bir süreden sonra, kendinizi de aynı şekilde ifade etme ihtiyacı ortaya çıkmaya başlar. Bende farklı bir enstrüman kullanarak bu ihtiyacımı gidermek istiyordum. Tam da bu noktada, böyle bir proje ortaya çıktı ve işe koyulduk.
Albüm çalışmalarınız nasıl geçti?
İE: Albüm çalışmalarımız, oldukça keyifli fakat yoğundu. Yoğun olma sebebi ise bizlerin aynı zamanda farklı projelerde de çalışması idi. Hatta benim için en keyifli konu, albümü bar programları ve sahne öncesi hazırlıklardan kalan zaman arasında kayıt etmek oldu diyebilirim. Stüdyodan bara doğru giderken, kulağımda kulaklıklar ile kayıt parçalarını dinlemek, müziği böyle yoğun bir şekilde yaşamak, çok keyifliydi.
EY: Albüm ile ilgili herhangi bir kaygımızın da olmayışı, zaman ve maneviyat açısından bize büyük bir rahatlık sağladı. İkimiz de kendi işlerimizden kalan, ortak zamanlarda albüme odaklanarak, keyfili bir şekilde projeyi tamamladık. Çalışmalarımız süresince, oldukça neşeli günler yaşadık.

Mütevazi parçalar

Neden akustik bir albüm tercih ettiniz?
İE: Ben albümün olabildiğince basit ve herkese hitap edebilecek bir formatta olması taraftarıydım. Parçaların mütevazı olması benim için önemliydi.
EY:  Akustik albümler, insanlar tarafından daha rahat benimseniyor. Ayrıca müzisyenler için de rahat ve özgür bir çalışma alanı oluşturuyor. Yine lojistik açıdan da, yani kayıtların teknik tarafı ile ilgili de önemli kolaylıklar oluşuyor. En önemlisi de, müzisyen olarak hayatımız her gün karmaşa içerisinde geçiyor. Bu karmaşa içerisinde biraz yalınlığa ihtiyacımız vardı…
Albümde yaylılar da kullandınız. Bu da farklı bir çalışma ortaya çıkardı.
İE – EY: Albümde bulunan iki parçada yaylılar yer alıyor. Bunlardan birisi ‘The Escape’ diğeri ise ‘The Only One’. Bu iki parçada bize Erhan Aytaç ve Gürhan Nuray katkı koydu. Bu noktada onlara teşekkürü bir borç biliyoruz. ‘The Escape’ oldukça hüzünlü bir parçaydı ve dramatize  açısından yaylılar da bulunması gerektiğine karar verdik. Bu noktada Erhan bizim için parçanın yaylı düzenlemelerini de yaparak, kayda girdi. Ortaya da böyle bir parça çıktı. ‘The Only One’ ise oldukça eski bir beste. Yeniden düzenleme esnasında, çello, viyola ve keman ekleme kararı aldık. Hüseyin Kırmızı da (Japon)parçayı bu enstrümanlara göre düzenledi. Günün sonunda böyle güzel bir şarkı çıktı ortaya.

Rock ve koro

‘Losing The Ones’ isimli parçada orkestra ile çalışmışsınız. Neden bir parça?
İE – EY: Sanırım bunun en güzel açıklaması, ikimizin de Rock müziğe olan aşkımızın hiç bitmeyeceğidir. Bu tarzdan asla kopamayacağımızın bir göstergesi olarak, parçayı kaydettik ve albüme ekledik. Bu parçada da bize Cahit (Bas) ve Fuat Kutrafalı (Davul) kardeşler eşlik etti.
Ülkede ilk kez yapılan bir şeyde kattınız albüme. Koro fikri nasıl çıktı?
İ.E: Nadiren de olsa, pozitif bir halde uyandığım bir sabah, ‘’The World İnside’ isimli parçayı yazmaya başladım. Yazmaya başladığım ilk andan itibaren, bu parçanın çok sesli bir vokal ile seslendirilmesi gerektiğine inandım. Daha sonra ise şarkıda vokal yapan; Asya Özılgaz, Ezgi Akgürgen, Simge Akdoğdu, Çağrı Çerkez, Fikri Karayel ve İbrahim Şevki ile temasa geçerek, projeyi anlattım. Arkadaşlar da bizi kırmayarak bu parçada ortak, diğer parçalarda da bireysel olarak bize vokalde eşlik ettiler. Böylelikle parça bu şekilde ortaya çıkmış oldu.

Favori şarkılar farklı

Sanırım son parçanız olan ‘Deepest Sorrow’ albümün en özel parçası…
İ.E: Henüz fikirlerin yeni oluşmaya başladığı ve yeni parçaların henüz ortaya çıkmadığı bir dönemde, hiç beklemediğimiz anda acı bir haber aldık. Dostumuz Yunus Nadeem’i kaybettiğimiz öğrendik. Bu andan itibaren hep, Yunus’a bir şarkı ithaf etmek düşüncesi kafamdaydı. Bir gün evde, Çağla Elektrikçi ile birlikte, kendimizce kayıtlar yaparken; ‘Deepest Sorrow’ ortaya çıktı. Tek bir kayıttan oluşan parçada Çağla, vokal yaparken ben de gitarı çaldım. Kendiliğinden gelen ve ikimizin de içten bir şekilde katkı koyduğumuz parçanın, albümde yer almasına karar verdik. Evde yapılan tek bir kayıt olmasına rağmen, Emre’nin uzun süren uğraşları sonucunda parça, albüme girecek şekilde düzenlendi. Böylelikle Yunus’u anma fikri de, ölümsüzlük kazanmış oldu.
Albüm ile ilgili tepkiler nasıl?
İ.E – E.Y: Albüm ile ilgili herkesten çok olumlu tepkiler alıyoruz. Bizi en çok sevindiren konu ise herkesin farklı bir favori şarkısı olmasıdır. Bu, albümün herkese hitap ettiğini ve herkesin albümde kendince bir şeyler bulduğunun göstergesidir. Bu yönden oldukça mutluyuz.
Albüm ile ilgili ne tür planlarınız var?
İ.E – E.Y: Açıkçası albümü yaparken amacımız, bu albümü her kesime duyurmak veya para kazanmak değildi. Bu nedenle albüm ile ilgili bir hedefi ortaya koymamız mümkün değil. Elbette yurtdışındaki dostların da albümü dinlemesi amacı ile sosyal medyada paylaşımlarımız olacak. Ülke içerisinde de albüm için konserler düzenliyoruz. Bunun dışında bir beklentimiz yok.

Bu haber toplam 1990 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 117. Sayısı

Adres Kıbrıs 117. Sayısı