1. YAZARLAR

  2. Serkan Soyalan

  3. Sibel Siber’den “Kulüp”
Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Sibel Siber’den “Kulüp”

A+A-

   Sibel Siber’in yeni kitabı “Kulüp - Kıbrıs’ta Jön Türk Hareketi” yayımlandı.

   Ülkemizde Khora, Türkiye’de de Kalkedon yayınlarından okuyucusuyla buluşan kitabın tanıtım etkinliği önceki akşam yoğun katılımla Avlu’da yapıldı.

 

***  

   Kıbrıslı Türklerin yakın tarihine ışık tutan kitap, İngiliz sömürge yıllarından başlayarak, Kardeş Ocağı Kulübü’nün toplumsal ve siyasal yaşamdaki önemini ele alıp, belge ve fotoğraflarla okuyucuyla buluşturuyor.

 

***

   Kitabın arka kapağında Kardeş Ocağı’nın tarihiyle ilgili şöyle yazıyor:

   “İngiliz Sömürge yıllarında, Kardeş Ocağı Kulübü, Kıbrıs Türk toplumunun sosyal, siyasal ve kültürel alanda faaliyet gösteren ve tarihi kararların alındığı en önemli kurumudur. Resmi kabul yeridir; o yıllardaki diğer bir adı da Senato’dur.

   Lozan Anlaşması sonrası, Kıbrıslı Türkler Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Türkiye’nin bu konuda henüz net bir politikasının olmadığı dönemdir. Kardeş Ocağı Kulübü, gazetesi aracılığıyla göçe karşı bir duruş sergilemiş ve Kıbrıslı Türklerin Ada’daki varlığının önemine dikkat çekmiştir.

   Kulüp, Atatürk devrimlerinin toplumda benimsenip uygulanması ve toplumun çağdaşlaşması için faaliyetler yürütmüş, buna karşı çıkan sömürge yönetimi ile mücadele etmiştir.

   İstanbul Şehir Tiyatroları ve Türkiye Halkevleri ile çok yakın ilişki kurmuş, tiyatrolar, konserler, sergiler, şiir-edebiyat geceleri düzenlemiştir. Sahneye koyduğu oyunlarla toplumu tiyatro ile buluşturmuş, elde edilen geliri yardım amaçlı kullanmıştır.”

 

***

   Kitap tanıtım etkinliğinde konuşan Sibel Siber, kitabın üç yıllık bir emeğin ürünü olduğunu belirtti.

   Kıbrıs’ta Osmanlı’dan sonra İngiliz sömürge döneminde kulüplerin toplumun senatosunu oluşturduğunu belirten Siber, “Buralar kültürün ve siyasetin yeriydi. Kardeş Ocağı da bir dönem toplumun nabzının attığı yer oldu” dedi.

   Siber konuşmasında, bu değerlerin yaşatılması gerektiğini vurgulayarak önerilerde bulundu ve Kardeş Ocağı binasının müzeye dönüştürülebileceğini; yapılacak devlet tiyatrosuna da Fadıl Niyazi Korkut'un adının verilebileceğini söyledi. Ayrıca bu gibi insanların büstleri dikilerek toplum belleğinde korunması gerektiğini de ifade etti.

 

whatsapp-image-2024-04-19-at-15-51-44.jpeg


 

Tarihin Üzerinin Örtülmesi: “Horror Vacui”

Romantizm akımı, 18’inci yüzyıl usçuluğuna ‘yeni-klasikçilik’ akımına bir tepki olarak ortaya çıkmış 1750’lerde başlayan ve 19’uncu yüzyıl boyunca süren bir akımdır.

   Romantizm’in oluşumunda Rousseau, Kant, Fichte, Edmund Burke, Goethe, Schiller, Victor Hugo gibi yazar ve şairlerin edebiyat çalışmalarının yanı sıra Avrupa tarihinde değişim sürecine yol açan toplumsal ve ekonomik devrimler de rol oynamıştır.

   Thomas Cole, Albert Bierstadt ve Frederic Edwin Church gibi ressamlar ve diğerleri resimlerinde sık sık Romantik temalar ifade ettiler. Fredric Edwin Church'ün ‘Suriye'de Gündoğumu’ adlı eserinde olduğu gibi bazen eski dünyanın antik kalıntılarını tasvir ettiler.

 

***

   18’inci yüzyıldan 20’nci yüzyılın başına kadar, romantik manzara resimleri hayli revaçtaydı.

   Çayırlar, sarp kayalıklar veya şelaleler gibi doğal coğrafi manzaraların resmedildiği bu tür yapılar, genellikle vatanseverlik aşılayarak yeni ortaya çıkan devletlerin veya ülkelerin ulusal kimliklerini pekiştirmeyi amaçlıyordu.

   20’nci yüzyılda yeniden üretim teknolojilerinin ve ucuz vasıflı emeğin ortaya çıkışıyla birlikte manzara ve jant resimleri ucuza üretilir hale geldi.

   O dönemlere ait, kim tarafından yapıldığı bilinmeyen çeşitli tarzlardaki resimler, bugün farklı ülkelerdeki bitpazarlarında veya yardım amacıyla kurulan mağazalarda yaygın bir şekilde satılıyor. Bir zamanlar sanatsal nitelikleriyle takdir gören bu resimler şimdi çoğunlukla atılacak veya sanat değeri taşıyan şeyler gibi elden çıkarılıyor.

 

***

   Romantiklere ve romantik eserlere değindikten sonra şimdi Pereda’ya ve ‘Horror Vacui’ye bir paragraf açalım.

   “Horror Vacui” ziyaret ederken beni çok heyecanlandıran ve dakikalarca karşısına dikilip de düşünmemi sağlayan eserlerden.

   1977’de Meksika’da dünyaya gelen Alejandro Almanza Pereda, Horror Vacui (Boşluk Korkusu, 2017) başlıklı serisinde, İstanbul’da arayıp bulduğu Romantik tarzda yapılmış manzara ve janr resimlerini kullanıyor.

   Bu resimlerde duvarda asılı olan her resmin üzerine, beton parçaları yapıştırılmış. Bu beton parçaları da resmi kısmen kapatıyor. Bununla da kalmıyor ve resmin asılı olduğu duvar üzerine de sıvı beton sıçratılarak, bir bütünlük sağlıyor.

   Ortaya çıkan manzara, sanki 20’nci yüzyıla ait bir küçük burjuva evinin inşaat sırasında kazara berbat olmuş iç kısmı.

 

***

   Pereda’nın yapıtı, inşa ederken yıkıma da yol açabilen entropik güçlerin bir alegorisi olarak da görülebilir.

   Alejandro Almanza Pereda burada, beton gibi bir inşaat malzemesini dış alan manzaralarıyla karşı karşıya getirerek insan eliyle gerçekleştirilen inşaatlardaki boşluk doldurma süreçlerine dikkat çekiyor.

   Herhangi iki nesne bir araya getirildiğinde-nereden alınmış olursa olsun- orijinal bağlamlarından uzak da olsa yeni kombinasyonların oluşturulmasını sağlayabilir. Yani bu anlamda insanların kendilerini sınırlandırmasına gerek yoktur. Her şey kullanılabilir ve var olan eserlerin düzeltilmesi, yenilenerek güncellenmesi ile sınırlı kalmayarak anlam değişimleri de yapılabilmektedir.

 

***

   Yapı Kredi Yayınları’ndan 2017’de yayımlanan “İyi Bir Komşu” seri ile ilgili şunları yazıyor:

   “Seriye adını veren “horror vacui”-“boş alan korkusu ya da antipatisi”- bir resim düzleminin negatif boşluklarını detaylarla doldurmaya dayalı geleneksel bir görsel tekniktir.

   Enstalasyonda, insanların coğrafyayı kendi isteklerine göre durmadan ve aşındırarak biçimlendirmelerinin karşısına pastoral bir doğa manzarası konuyor.

   Pereda’nın yapıtı aynı zamanda tarihin üzerinin örtülmesine, değerlerin bir dönemden diğerine aktarılışına ve bir zamanlar tutku uyandıran elle yapılmış resimden bugün büyük maliyetlerle çağdaş, minimal iç mekân “taraım”larında kullanılan betona kadar –oysa bir zamanlar ucuz olması ve inşaata sağladığı kolaylık nedeniyle tercih ediliyordu- beğenilerdeki değişimlere işaret ediyor.

   Belki bu sonuncusu da bir gün unutulup gidecek.”

 

***

   Bir dip not bilgi daha verelim; Horror Vacui serisindeki bir eser diğerlerinden ayrı olarak Pera Müzesi’nin daimi koleksiyonunda bulunan eserlerle beraber sergilenir. Sergideki diğer eserlerden farklı olarak kırmızı bir duvar üzerinde, etraftaki Türk ressamların romantik manzara resimleri ile birlikte yer alır.

whatsapp-image-2024-04-19-at-15-51-44-1.jpeg

Bu yazı toplam 2257 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar