1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Sıcacık bir kasaba Taormina
Sıcacık bir kasaba Taormina

Sıcacık bir kasaba Taormina

Sıcacık bir kasaba Taormina

A+A-

Sicilya Gezisi-4

 

Serkan SOYALAN

Taormina, Sicilya’nın doğu kesiminde bulunan Messina ilinde 13,16 km²’lik yüzölçümüyle minik bir kasaba.
Sicilya adasının panoramik manzarası en güzel olan kasabalarından biri olan Taormina, adeta bir tablo güzelliğindedir.
Adını aldığı dağın yamacında denize doğru aşağı akan evler, villalar, oteller, restoranlar, kafeler ve teraslarla büyülü bir manzara sergiliyor. Bu güzellik tarih boyunca Goethe’ye, D.H. Lawrence’e, Evelyn Waugh’a, Domenico Dolce’ye, Stefano Gabbana’ya, Anna Magnani’ye, Sophia Loren’e, Valeria Solarino’ya, Giancarlo ve Adriano Giannini’ye ilham oldu.
  

ADINI TAURO DAĞI’NDAN ALIYOR

Adını Tauro Dağı’ndan alan kasabada başlangıçta eski Sicilyalılar Sikuller yaşıyordu. Taormina’ya m.ö. 358’de hemen güneyde bulunan Naxos Adası’ndan yeni göçmenler geldi. Efsaneye göre zorba Yunan kralının öfkesinden kaçan Naxos halkı, huzur içinde yaşamak için yeni bir yerleşim alanı ararken, denizle gökyüzünün arasına sıkışmış yemyeşil bir yer görmüşler ve buraya yerleşmişler.
Naxos’lular m.ö. 3’üncü yüzyılda Teatro Greco’yu inşa etmişler. Bu Yunan tiyatrosu, 1’inci yüzyılda Romalılar tarafından yeniden restore edildiği için, Roma mimarisinin izlerini de taşımaktadır. Bu tiyatroda bugün hâlâ performanslar sergilenirken, bölgenin tiyatro festivaline de ev sahipliği yapmaktadır. Teatro Greco ayrıca, Sicilya kıyıları, İyon denizi ve Etna Dağı’nın panoramasını izlemek için de ideal bir nokta.
  Bölgede ayrıca 1892’de yapılan kazılarda bulunan Roma Dönemi’ne ait Odeon Tiyatrosu’nun ve bir sarnıcın kalıntıları da vardır. Rehberimizin bizlere vermiş olduğu bilgiye göre Odeon Tiyatrosu, sadece aristokratların girebildiği bir tiyatroymuş.


ANDROMAKHOS YÖNETİMİNDE BÜYÜDÜ

Tarihçi Timaios’un babası Andromakhos’un yönetimi sırasında kasaba, hızla gelişti ve büyüdü.
M.Ö. 210 yılında Romalılara geçen kent daha sonra da Bizans egemenliğine girdi.
902’de Arap akınlarında yıkılan ve zarar gören Taormina, daha sonraki yıllarda Kuzey Sicilya’da Demone Vadisi’nde yaşayanlar tarafından yeniden kuruldu. 962’de de el-Muiz komutasındaki Arapların eline geçen kasabanın adı Muizziye olarak değiştirildi. Bu dönemde gerilemeye başlayan kasaba, 1078’de Normanların eline geçtikten sonra yeniden büyümeye başlar.

EN ÖNEMLİ CADDESİ CORSO UMBERTO

Kasabanın en önemli caddesi Corso Umberto’dur. Bu cadde tüm kenti neredeyse boydan boya geçer, araç trafiğine kapalı cadde üzerinde restoranlar, cafeler, barlar ve dükkanlar var. Caddenin tam ortasında yer alan Piazza IX Aprile ise muhteşem manzarası ile insanı büyülüyor. Tepenin ardında deniz ve karlarla kaplı Etna. Etna demişken ekleyelim, burada gözüme ilişen bir broşürde Filozof Empedocles’in ona inananları Tanrı olduğuna ikna etmek için Etna’nın kraterlerinden birinin içine atladığı anlatılıyor.
Kasabanın en önemli simgelerinden biri de San Nicola Katedrali’dir. Bu katedral şehrin kapısı olan Porta Catania’nın yakınındadır. 14’üncü yüzyılda inşa edilen bu katedral, pembe mermer kolonları, ön cephesindeki oymaları ve Barok kapısı ile etkileyicidir.


“LE GRAND BLUE”YA KAPILARINI AÇTI

Taormina, Dünya’nın en iyi otellerinden biri olarak da gösterilen San Domenico Palace’a da evsahipliği yapmaktadır. Otel 1400’lerde inşa edilmiş bir manastırın 1896’da restore edilmesi ve geliştirilmesi sonucu otele dönüştürülmüş. Tarihi dokusunun korunduğu bina, son derece değerli bitkilerin ve nadir çiçeklerin renklendirdiği efsanevi bir bahçeyle çevrelenmiş.
Kasaba,  Luc Besson yapımı “Le Grand Blue” isimli filmin bazı sahnelerine de kapılarını açtı. 1988 yapımı filmin başrollerini ise Jean-Marc Barr, Rosanna Arquette ve sinemanın devi Jean Reno paylaşıyor.

Bu haber toplam 1653 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 256. Sayısı

Adres Kıbrıs 256. Sayısı