“Sicil Affı” Kim İçin, Ne İçin Yapılmak İsteniyor?
Ekonomik krizin derinleşmesi, üretim ve hizmetlerde gerilemeye, istihdamda ise zorluğa neden olur. 2023 Hane Halkı İş Gücü Anketi verilerinde işsizlik oranı % 5,1 olarak belirlendi. Ama veriler tutulurken, bu işsizlerin kaçta kaçının önceden cezaevine girip çıktığına bakılmadığı için eski mahkûmların istihdama erişimini sağlıklı bir şekilde ölçülemez.
Tabi ki bu alandaki mevcut ön yargılar ve damgalayıcı fikirler düşünüldüğünde, bahsedilen toplumsal grubun iş gücü piyasasında karşılaştığı engelleri tahmin etmek zor değil.
***
Meclis Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi Başkanı, Ulusal Birlik Partisi milletvekili Yasemin Öztürk, geçen hafta, küçük suçlardan sabıkası olanlara sicil affı getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Çok fazla insanın dikkatini çekmemesine rağmen, üzerine kafa yorulması gereken bir mevzu olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer önemli nokta, kamu idaresinde yıllardır tartışma konusu olan beyaz yakalı suçlar, sahtekarlık, yolsuzluk ve hileli işlemlerin varlığıdır. Bu tür suçların son zamanlarda ciddi bir boyuta ulaştığı göz önüne alındığında, sicil affının kapsamı bir o kadar daha önem kazanır. Toplumda bu suçları işleyen kişilere dair ciddi bir algı bulunurken, af önerilerinin neden ortaya çıktığı sorgulanmalıdır.
Bahsi geçen yasa önerisi veya tasarısı henüz yayınlanmadığı için somut değerlendirme yapmak mümkün değil. Ama basına yansıyan cümlelerden anladığım kadarıyla, temel amaç; küçük sabıkası olan bireylerin kamu ve özel sektörde işe alımlarında yaşadıkları engelleri aşmaktır. Peki, eski mahkûmların, istihdama erişirken maruz kaldıkları ayrımcılıkla baş edebilmenin yöntemi sicil kayıtlarının silinmesi midir?
***
Genel olarak, herhangi bir suçtan mahkum olan kişiler toplumda hoş karşılanmaz. Tabi ki bunun pek çok nedeni vardır ama en önemlisi önyargılardır. Bu kişiler, cezaevinden çıktıktan sonra dışlanmakta, iş bulmakta zorluk yaşamakta, düşük ücrete ve kötü koşullarda – güvencesiz çalıştırılmaktadırlar. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, şirketlerin eski hükümlüleri istihdam etmeye genellikle olumlu baktıkları, ancak işlenen suçun türünü de dikkate aldıkları gözlemlenmiştir.
Örneğin, dikkatsiz sürüş sonucu ölüme sebebiyet verme veya uyuşturucu kullanımı (ticaret değil) suçlarından mahkum olan kişilerin istihdamına daha sıcak bakıldığı, ancak dolandırıcılık ve cinsel nitelikli suçları işleyen kişilerin işe alınmasına yönelik çekincelerin olduğu anlaşılmaktadır.
Belli suç tipleri için, sektör sınırlaması yapılabilir. Mesela çocuk istismarı suçu işleyen bir kişinin cezaevinden çıktıktan sonra çocuklarla alakalı yerlerde çalışmasının engellenmesi makul karşılanabilir ama bu kişinin hiçbir işte çalışmayacağını söylemek, ceza adaleti ve çalışma hakkı ile bağdaşmaz.
Ayrıca cezaevine girip çıkan kişilerin istihdama kazandırılması, onları yeniden suç işleme koşullarından uzaklaştırmaktadır. Tabi ki bu noktada rehabilitasyon ve yeniden topluma kazandırma pratikleri önemlidir. Söz konusu sürecin, cezaevine girildiği andan itibaren başlaması gerekir. Bu noktada şu sorular önemlidir: Merkezi Cezaevinde kaç tane psikolog – sosyal hizmet uzmanı çalışmaktadır, hangi çalışmaları yürütmektedirler? Mahkûmlara yönelik meslek edindirme veya kendi mesleklerini geliştirmeye yönelik hangi eğitimler verilmektedir?
***
İş yasası zorunlu kılıyor…
İş Yasası’nın 20. Maddesine göre, 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işveren çalıştırdığı her elli işçiye karşılık, bir eski hükümlüyü uygun bir işte çalıştırmakla yükümlüdür. İşveren eski mahkûmları, Çalışma Dairesi aracılığıyla sağlar. Buna uygun davranmadığı Çalışma Dairesi denetimlerinde tespit edilirse, yazılı şekilde uyarılır ve gereği yapılmazsa idari para cezası kesilmesi gerekir. İstatistik Kurumu’nun 2022 İşyeri İstatistiklerine göre 21-50 kişi çalıştıran 623, 51+ kişi çalıştıran ise 396 girişim vardır. Bunlar genel pastanın % 4,4’ünü kapsamaktadır.
Acaba bu işyerlerine yönelik, bugüne kadar İş Yasası’nın ilgili maddesine göre kaç kere denetim yapılmıştır? Bilgi edinme yasası tahtında Çalışma Dairesi’nden bu sorunun cevabını edinmek istememize rağmen maalesef yanıt alamadık. Belki İstatistik Kurumu’nun işsizlik verilerine yansımıştır diye incelediğimiz zaman, bu yönde bir verinin toplanmadığını gördük. Tabi ki şunu da söylemek gerekir ki, dünyadaki örneklere bakıldığında, bu gibi meselelerde devletin girişimcilere yönelik ciddi teşvik politikaları uyguladığı da göze çarpmaktadır.
Kamu Görevlileri Yasası’ndaki düzenlemeye göre ise, kamu görevine alınma kriterlerden biri, 1 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmamış olmak veya rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, irtikap, ırza geçme, hileli iflas ve benzeri yüz kızartıcı suçlardan dolayı mahkum olmamaktır. Tabi ki bu geçici işçi statüsü için geçeri değildir. Özel sektöre benzer bir zorunluluk kamuda yoktur.
***
06/08/2014-06/08/2024 tarihleri arasında cezaevine birden fazla giriş yapan kişilerin sayısını da Merkezi Cezaevi’ne sorduk. Çok uzun bir zaman aralığına dair soru sorulmuş olmasına rağmen kısa sürede ayrıntılı şekilde yanıt alabildik. Buna göre, 579 kişinin suçta tekrara düştüğü ve birden fazla defa cezaevine girdiği bilgisi verildi. Bu grupta yer alan kişilerin genellikle işledikleri suçlar; uyuşturucu ağırlıklı olmak üzere, sirkat, sahtekarlıkla para temini, ciddi darp, vahim zarar, soygun, cinsel taciz, cinsel dokunulmazlığın ihlali amacıyla alıkoyma, kanunsuz patlayıcı madde bulundurma ve bina açma diye belirtildi. Ayrıca 2024 Ağustos verisine göre, cezaevinde bulunan KKTC – KKTC TC çift uyruklu 235 kişinin 148 kişisi birden çok kez suç işleyerek cezaevine girdiği bilgisi verilmiştir.
2023 Cezaevi İstatistiklerine bakıldığında, tutuklu ve hükümlü olarak 4,598 kişinin cezaevine girdiği, 4,470 kişinin ise çıktığı görülüyor (KKTC – TC- 3. Ülke toplam). Bunların 465’i kadın, 4,133’ü ise erkek. Yaş yoğunluğu 22-50 yaş arasında. Tahsil durumuna bakıldığında en yoğun şekilde (1,997 kişi) lise ve dengi okul mezuniyeti göze çarpıyor. En yoğun suç çeşitleri; ev – dükkan açma sirkat 422, uyuşturucu madde 470, darp ve yaralama 212, muhaceret kurallarına aykırılık 1815, askeri yasak bölgeyi ihlal 682, sahtekarlık 169. İstihdamla birebir bağı olan bir diğer veri ise meslek türleri. İki büyük grup diğerlerinden ayrılıyor. 1,577 kişi ile mesleği olmayanlar, 1,246 ile ise öğrenciler.
***
Eski mahkumların iş gücüne katılımının artırılması için, sicil affına gelmeden önce, toplumsal ön yargıları kıracak politikalar geliştirilmelidir. Bu, sadece mevzuat değişiklikleriyle sağlanamaz; merkezi - yerel yönetimler, işçi-işveren örgütleri ve diğer paydaşların bir birim altında bir araya gelerek; istihdam organizasyonu, mesleki eğitimi uygulamaları, iş koruması, üretkenlik ve sosyal güvenlik hakları bakımından icraat üretmesi gerekmektedir.
Çalışma Dairesi altındaki “Engelliler Birimi”, kuruluş ve uygulamaları bakımından örnek alınabilir. Ayrıca Çalışma Dairesi hizmet şeması içindeki “Özel İstihdam Şube Amirliği”nin görevler arasında, eski hükümlülerin istihdamı için gerekli plan ve programları yapmak belirtilmiştir. Bugüne kadar hiçbir icraatına rastlamadım.
Söz konusu mesele sadece bireylerin meslek edinmelerine dair de değildir. Ayrıca toplum içindeki suçun önlenmesinin en önemli koşullarından biridir. Eğer sadece popülist bir yaklaşımla oy devşirme kaygısı güdülerek hareket edilmiyorsa, o zaman daha geniş kapsamlı ve uzun vadeli bir yaklaşım benimsenmelidir. Yasalarla yapılan tekil sicil affı değişiklikleri, bu sorunun çözümüne yönelik kalıcı bir çözüm üretmeyecek, belki farklı sorunları da beraberinde getirecektir.