Tekme, tokat, yumruk...
Gözünüzün ucuna bakar ve ötesini göremezseniz, yanılırsınız.
- “Kavga mı var?”
Yok!
Medeniyetten uzaklaşmak var.

***

Bir kültürün yansımasıdır bu!
Salt bir “hakeme saldırı” değildir.
Cehaletin, nobranlığın, ilkelliğin, gericiliğin deşifresidir.

***

Hakemi yumrukla yere serdiler ve yetmedi, yerde acımasızca tekmelediler.
O hakem Avrupa’daki yüzü olacaktı Türk futbolunun…
Dünyanın dört yanında bu saldırı konuşuluyor şimdi…
Türkiye imajı böylesi kazınıyor belleklere…
Yazık.

Tekme, tokat, yumruk!
“Dişe diş…”
Tribünler “ölmeye ölmeye ölmeye geldik” diyor zaten çoğu zaman…
Hayatın değil ölümün kutsandığı coğrafyada, toprak, uğurunda ölen varsa değerleniyor.
“Kan”la ölçülüyor insanlığın değeri…

***

Yunanistan’da yaşandı benzeri…
Bir taraftar öldürüldü önce, ardından, bir polis ağır yaralandı ve fanatizm iyice sınırı aştı.
Tribünler kapatıldı.
Kıbrıs’ın iki “garantör”ü ne yazık ki şiddetle, kuralsızlıkla, hoyratlıkla tarihe ismini kazdırıyor.

***

Bir hakeme yönelik şiddet aslında genel bir kültürün yansımasıdır… O kültür baskıcı, otoriter, kabadayı bir pratiği işaret ediyor.

Çözümü evrensel değerlerde, hukukta, adalette, eşitlikte aramayan; sürekli hedef gösteren, şiddete başvuran, güç ve kuvvetle kazanan egemen anlayış bu…

Siyasette böyle…
Diplomaside böyle…
Evde böyle…
Sokakta böyle
Sporda da böyle olacak haliyle…

***

Bilgiyi değil kudreti, bilimi değil kaderi, uzlaşıyı değil çatışmayı ve birleşmeyi değil bölünmeyi körükleyen öğreti, şiddet sarmalına dönüştürüyor hayatı…
Topla, tüfekle, bilekle, güçle koruyorlar statükoyu…

Kıbrıs’ta, Avrupa gazetesine saldırıyı anımsayınız, tam da aynı gözüdönmüşlük vardı.
Hedef gösteren kimdi?
Yıllar yıllar evel Madımak gibi!
Çünkü milliyetçiliğin, dinin, gericiliğin bağladığı gözlerde, meşrulaşıyor şiddet…
Cezasız kalıyor!

O talihsiz saldırının başrolünde Ankaragücü başkanı vardı değil mi?
Sıradan birisi değil…
AKP’nin kurucusu!

Unutmadan, yedi yıl önce, Ankaragücü yöneticileri, Amedsporlu isimleri döve döve atmışlardı tribünlerden… “Millet” için atılmıştı o dayak ve o dönem sevaptı (!)
Bugünlere öyle gelindi.

***

‘Canlı Yayın’ izlediğimiz bu şiddet, geri kalmışlığın, otoriter bir kültürün, erkek egemen anlayışın ne kadar tehlikeli olduğunu anımsattı… Tam bir orta çağ ilkelliğine tanıklık ettik birlikte… Çözümü şiddette arayan, barışı değiş çatışmayı, dostluğu değil öfkeyi besleyen öğretinin sonucunu gördük… Zulmü değil düşünceyi suç gören zihniyetin ürettiği sonucu yaşadık… Utandık…

***

O nedenle çağdaşlığı, barışı, bilgiyi ve medeniyeti rol model alalım kendimize…
Benzemeyelim!

3 yıldır Kıbrıslı Türklerin lideri yok

Ne güzel de söyledin Sami kardeşim…
Meclis kürsüsünden…
“Son 3 yıldır Kıbrıslı Türklerin lideri yok.”

Dünyaya açıldığımız ve temsil edildiğimiz tek makamı yitirdik.
Özgürlüklerin ve demokrasinin dipte olduğu “Türki” devletlerde fotoğraf çektirmekle avunuyoruz şimdilik…

Tanıyan da yok.
Avuntu…

313 milyon 16 bin 800 TL Cumhurbaşkanlığı bütçesi bunun için mi?

***

Tek tek her danışmanın ismi açıklansa ve karşısına da “ne iş yaptığı” yazılsa keşke…
Görsek!

Gençliğin gelecek belirsizliğine dair hiçbir umut yok Tatar’la…
Kıbrıslı Türklerin kendi kimliği, kişiliği, haklarıyla ile birlikte dünyaya açılma umudu yok…

Meclis'te tek tek sıraladı Sami kardeşim...
Türkiye'ye alınmayan Kıbrıslı Türkler için hesap soramadı...
İradesini kendi toplumundan almadı, talimatlara göre hareket etti.
Karma evliliklerden doğan çocukların yurttaşlık sorununu umursamadı.
Yolsuzluklara, partizanlıklara ses çıkarmadı, seyretti.

***

313 milyon liralık bütçe niçin?
Panayırları gezsin diye mi?
Dünyada iyice görünmez oldu Kıbrıslı Türkler, iyice yitirdi saygınlığını...
Evet, son 3 yıldır “lidersiz” Kıbrıslı Türkler!

Yabancılara mülk: En fazla TC kökenliler

Yeni Bakış gazetesi yabancılara mülk satışına dair kimi rakamlar paylaştı.
Bu rakamlar herhangi bir kaynağa dayandırılmasa da yalanlanmadı.

2023 yılında Bakanlar Kurulu, yabancılara 1493 konut 402 de arazi satışı için izin vermiş.
Çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları...
Rusya, İngiltere, İran ve Alman uyruklular geliyor ardından...

Hep Ruslar, Araplar, İsrailliler üzerinde tartışılsa da mesele mal alanların çoğunluğu TC uyruklu çıktı. Yeni Bakış’ın iddiası böyle…

***
Kaçtır soruyoruz, "yabancı" tanımınız nedir, "KKTC yurttaşları dışında kalanlar” mı?
Türkiye "yabancı ülke" mi bu tanımda "yerli" mi?
Çünkü buralarda "Kıbrıs" yabancı ülke oldu, "Türkiye" yerli!

Milli İstihbarat Teşkikatı'na kadar gitse de mesele halen ortada "resmi" bir rakam yok!
Dursun bakan, son bir yılda kaç mülk satıldı - en azından kayıtlı -  ve etnik kimliklerine göre nedir bunun dağılımı?

Biraz da bilgi lütfen!
Biraz da açıklık, şeffaflık…

Sözleşme kimde?

AKSA ile “UBP-DP-YDP” kurgulanmış hükümeti arasında imzalanan sözleşme halen ortada yok.
Açıklanmıyor!
Sır!

Ana muhalefet CTP lideri Tufan Erhürman, Meclis kürsüsünden söyledi.
Sözleşmeyi kendileri de görmek istemiş ancak hükümetten olumlu yanıt alamamış.

Merağım şu…
Sözleşme acaba “hükümet”te var mı?