1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Sigorta emeklilerinin canını da alınız!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Sigorta emeklilerinin canını da alınız!

A+A-

Hayat pahalılığı ödeneği için yeni bir düzenleme yapıldı.

Konsolide hesaplama sistemi kaldırıldı.

Yıllarca özel sektörde örselenmiş sigorta emeklileri bir kez daha mağdur edildi.

***

Takviye etme, sağlamlaştırma, birleştirme anlamına gelir, konsolide…

Tamam da…

Sigorta emeklileri yalnızca ekonomik değil, sosyal anlamda da zorluklarla boğuşuyor.
Sağlam değil!
Bu düzenlemelerle mağduriyetlerini artıyor.

***

Bir yanlış anlama olmasın diye peşin söyleyeyim, henüz sigorta emeklisi değilim.

Ama çok iyi biliyorum, sefalet maaşıyla neler çektiğini, sigorta emeklisi hele de yaşlı insanların…

***

Üst düzey maaşlardan tasarrufu anlayabilirim; bütçe açığı var, üretim yetersiz, gelir eşitsizliği büyüyor, yıllık artışta hayat pahalılığı oranı üzerine çıkılıyor.
Yönetenlerin savurganlığı, plansızlığı ve öngörüsüzlüğün bedelini emekçiler ödüyor.
Tamam da..

Sigorta emeklilerini daha da mağdur etmenin anlamı ne?

Asgari ücretin altında maaş alan çok sayıda sigorta emeklisi var.

Önemli çoğunluğu da asgari ücret düzeyinde maaş alıyor.

Şu anda sigortalardan emekli 46 bin 284 kişi var.
Ekim 2024 verileri ile maaş ortalaması 38 bin 978 TL!

Çoğu yaşlı insanın sigorta emekliliği, bakıcı parasına yetmiyor.

Sosyal devlet yok.

Paranız yoksa ölümle sınanıyorsunuz bu düzende…

***

Yeni düzenleme, hayat pahalılığı ödeneğini “kökten” değiştiriyor.
Gelin bu değişikliği anlayalım.

Çok basit özetlemeye çalışayım.

Sistem şöyle çalışıyordu.

Diyelim ki kamu görevlisi ya da emeklisiniz ve 50 bin TL maaşınız var.

Yılın ilk 6 ayı sonunda Hayat Pahalılığı oranı % 40 açıklanıyor.

Temmuz ayındaki yeni maaşınız, Hayat Pahalılığı oranının yansıması ile birlikte 70 bin TL oluyor.

Yılın ikinci 6 ayında diyelim ki bu kez % 30 Hayat Pahalılığı oranı açıklanıyor.

Bu kez 70 bin TL maaş üzerine % 30 Hayat Pahalılığı ekleniyor ve yeni maaşınız, 91 bin TL oluyor.

***

Oluyordu (!)

İşte bu sistem değişiyor.

Bu birleştirilmiş sistem yıllık hayat pahalılığı oranı üzerinde bir maaş artışı sağlıyordu.

Yeni sistemde, ikinci 6 aylık Hayat Pahalılığı oranı, son maaş değil, Ocak ayındaki kök maaş, yani 50 bin TL üzerinden hesaplanacak.

Buna göre çıkacak rakam da son maaşa eklenecek.

Yani…

İkinci 6 aylık % 30 Hayat Pahalılığı oranı 50.000 TL maaş üzerinde hesaplandığında, ortaya 15 bin rakamı çıkıyor.

Böylece…

70 bin TL maaş…

91 bin TL değil...

85 bin TL olacak...

Fark bu!

***

“Hükümet” olarak anılan yapının son yaptığı düzenleme böyle…

İyi de maaşlar üzerinden elde edilecek bu tasarruf “yoksullukla mücadelede” mi kullanılacak?

Bu zihniyetle imkânı var mı?

***

Yine dönelim en başa…

Sigorta emeklilerinin - çoğunluğunun - kök maaşı zaten yetersiz!
Bu yeni sistem iyi maaş alanı çok da bozmaz…
Ama dar gelirliyi, boğar!
Asgari ücretin altına nasıl düşer bir emekli maaşı, bunu ortadan kaldırmak gerekmez mi önce!

Ortalama maaşı 40 bin TL’yi bulmayan insanlara nedir bu zulüm?
Doktor, ilaç, bakıcı, telefon, elektrik parasına yetmeyen bir maaştan daha ne tasarruf yapılacak?

Sigorta emeklilerinin canını da alınız!

Kurtulunuz!

sigorta-emeklileri-1.jpg


BEN SÖYLEDİM, BEN SÖYLEDİM!

“Simon Aykut’a güneye gitme demiştim, biliyordu, gitti tutuklandı.”

Ersin Tatar.

(Gazetelerden)

***
Mülkiyet sorunu falan bilmem…
Burada bir “devlet” var!
Ben söyledim, ben söyledim…
Biliyorlardı.
Güneye geçmeyiniz, tutuklanırsınız!

***

Türkiye’ye giriş yasağı olan Kıbrıslı gazeteciler, aydınlar, doktorlar, araştırmacılar, memurlar sorunu falan bilmem…
Burada bir “devlet” var!
Ben söyledim, ben söyledim…
Türkiye’ye gitmeyiniz dedim, gittiler.

***

Trafik can güvenliği falan bilmem…
Burada bir “devlet” var!
Ben söyledim, ben söyledim…
Araç kullanmayınız, mümkünse yaya olarak da yürümeyiniz, basılırsınız.
Dedim, dinletemedim!

***

Elektrik, yakıt, ihale, yolsuzluk falan bilmem…
Burada bir “devlet” var!
Ben söyledim, ben söyledim…
Kabloyu bekleyiniz, dedim, dinlemediler.

***

Nüfusu vallahi de bilmem, billahi de bilmem!
Ben söyledim, ben söyledim.
Kalabalığa karışınız dedim, dinlemediler!

***

Düşünce özgürlüğüymüş, tutuklama tehdidiymiş falan bilmem…
Burada bir “devlet” var!
Ben söyledim, ben söyledim…
Benim gibi yapın, düşünmeyiniz dedim, dinlemediler!

ben-soyledim-ben-soyledim.jpg


“Ölen ölür, kalan sağlar oy pusulasında”

Yine sağlığı yazdım ya…
Halkın hastaneleri piyasacı sistemin “ön bürosu” olmaktan kurtarılamıyor.

Ne çok geri dönüş aldım…
Ne çok yorum, telefon, yakınma, mektup…
Bir yorumu seçtim, burada kalsın istedim.
Gülsade Baybuğ iyi bir özet yapıyor.

“Devlet hastanesine tam 25 sene hizmet verdim. Özel hastaneye ayrıca 10 yıl…

Bunca süre özveriyle hizmet verince, önce sağlığınız sonra umudunuz yitiyor.

Kuruldan geçen 3 ayrı ilacımı yazdırabilmek için verdiğim eforu yazıp Derviş Zaim' e versem; adam gözü kapalı tüm ödülleri abartısız toplar.

Nüfus patlamış, doktorların fıcırığı çıkmış kime gam…

Doğru düzgün maaş vereceksin ve kliniklerini kapatacaksın.
Ama nerde öyle babayiğit!

Gidin özel hastane ve kliniklere bir zahmet bakın.
Devlet doktorları işbaşında!

Ölen ölür kalan sağlar siyasetçilerin oy pusulasıdır Cenk bey..

Sağlıcakla kalın…”

olen-olur.jpg

Bu yazı toplam 568 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar